04 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Dersim'in kızları zulmün adresini veriyor


A+ | A-

Önceki akşam, Harbiye'deki Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonundaydık. Oraya "Dersim'in Kayıp Kızları" belgeselinin galası için gitmiştik.

Dâvet metninde belirtilen saatte gittik ve cidden mahşerî bir kalabalıkla karşılaştık. Yüzlerce değil, binlerce insan akın edip gelmişti oraya.

Üstelik, CRR'ye gelenler, sıradan kimseler değildi. Mutlak çoğunluğunu medya, fikir, sanat ve siyaset camiasından gelen kimseler teşkil ediyordu.

Belgesel filmi değil oturarak, ayakta izlemek için dahi yer kalmadı. Geç gelenler, koca salona girme şansına sahip olamadı.

İnsanlarımızın bu müthiş alâkadarlığı, hazırlanan belgeselin basit ve sıradan birşey olmadığını gösteriyordu.

Nitekim, öyle oldu.

Salon tıklım tıklım doldu. Programa tam zamanında başlandı. Alkışa değer bir olgunlukla, tam bir sükûnet sağlandı.

Ardından kısa konuşmalar yapıldı ve belgesel filmin gösterimine geçildi. İzleyiciler, pür dikkat beyaz perdeye odaklandı.

Aman Allah'ım! O ne müthiş, o ne cesur bir girişti öyle...

1937–38 yıllarında yaşanmış olan Dersim Fâciasını anlatmaya, o günlerin gazete manşetlerini gözler önüne sermekle başlıyor, film. Çarpıcı manşetlerden biri şöyledir: "Askerî kıtaatımız, asilerin bütün köylerini işgal etti."

Hemen ardından, Başbakan İsmet Paşanın Dersimlilerin Türkleştirilmesi ve cebren itaat altına alınmasına dair "insanlık ayıbı" mahiyetindeki sözleri perdeye yansıtılıyor.

Onu, üçüncü adam Fevzi Paşanın aynı minval üzre sarf ettiği utanç verici açıklaması takip ediyor.

Başbakan ile Başkomutanın o devirde ne söylediklerine ve nelerle meşgul olduklarına bakınca, yakın tarihte neler olduğunu, neler yapıldığını ve Türkiye'nin nasıl bir cendereden geçtiğini daha iyi anlıyor insan.

Bu arada, yine filmin ilk dakikalarında, Dersim halkının üzerine ölüm ve imha bombaları kusan ilk kadın pilot Sabiha Gökçen'in arşiv görüntülerine şahit oluyorsunuz.

Derken, Sabiha Gökçen ile Mustafa Kemal'in yanyana yürüdükleri anın kayıtları beliriyor gözlerinizin önünde.

Ardından da, M. Kemal'in kalabalık bir heyetle bölgede teftiş yaptığına ve hatta arazide gezinti yaptığına dair şoke edici arşiv görüntüleriyle yüzleşiveriyorsunuz.

Yaklaşık bir saat süreli belgesel filmin, bu ilk 10–15 dakikalık bölümünde o derece çarpıcı ve sarsıcı mesaj ve görüntülere yer verilmiştir ki, filmin geri kalan kısmı bir kenara bırakılsa, hatta yok sayılsa, bize göre yine de büyük bir kazanç sayılmalı ve çok büyük bir hizmet olarak addedilmeli.

Hele hele, 80'lik canlı şahitlerin konuşmaları ve o kalbî, hasbî, fıtrî anlatımları...

Çektikleri o dayanılmaz acılar... Geçirdikleri korkunç travmlar...

Hem yetim, hem öksüz, hem vatansız kalmanın, dahası nereden geldiğini ve nerede olduğunu dahi bilmemenin vermiş olduğu yürek burkan sözler, söylenmeler, yakınmalar...

Aman yâ Rabbi! Onları dinlerken, kendini tutmak, tutabilmek ne mümkün...

Tamamen belgesel olan bu filmi seyrederken, empati yapmadan edemezsiniz.

Herşey doğal, doğru ve fıtrî bir lisanla anlatılıyor. Yapmacıktan eser yok.

Zaten, yapmacık şeylere hiç gerek yok. Doğrular dahi ancak kısmen anlatılabilmiş, bu bir saat süreli belgeselde...

Filmde, birkaç Dersimli kayıp kızın (bunlardan iki tanesi galaya da gelmişlerdi) dramatik serüveni ve anlattıkları esas alınmış. Siz bu temelin üzerine on binlerce mâsumun, mazlûmun dramını bina edebilirsiniz.

Çünkü, 1937–38 yıllarında yaşanan Dersim katliâmının bilânçosu, ancak on binlerle ifade edilebilir. Katliâm sonrası kurtulan çocuklar, rütbeli subaylara pay edilmiş ve bilinmezliklerle dolu bir hayatı yaşamaya mahkûm edilmişler.

İşte, o binlerce kayıp kız ve erkeklerden, sadece birkaç örnek gösteriliyor, bu belgeselde. Varıp gerisini siz düşünecek ve tahayyül edeceksiniz.

Bu cesur ve hakperestçe çalışmaya ilgi göstermenizi hararetle tavsiye ederiz.

Zira, bir belgesel film yoluyla, yakın tarihimizin doğruya en yakın şekilde okunduğuna, vakıanın özü doğru ve cesurane bir şekilde nazara verildiğine, özellikle sanat dünyasında ilk kez şahit olmaktayız.

Evet, Dersim Fâciasının gerçek yüzü, bugüne kadar ya hiç yansıtılmadı, ya da yalan yanlış şekilde aktarıldı. Masum ve mazlûm halk, âsî, şakî, haydut yerine konuldu; zalimlerin zulmü hep örtbas edildi.

Yetmiş üç sene müddetle, zulmün baş aktörleri arasında yer alan dönemin Başbakanı ile Başkomutanının gaddarlığı olduğu gibi hiç yansıtılmadı, gerçek yüzleri hep saklı tutulmaya çalışıldı.

Şimdi ise, kelimenin tam anlamıyla bir dönüm noktasına gelinmiş bulunuyor.

Dersim'in şahsında, yakın tarih sorgulanıyor, hatta Cumhuriyetin ilk dönemi (tek partili rejim dönemi) yeniden yazılıyor, yazılmayı hak ediyor, denilebilir.

Fevkalâde güzel, bir o kadar da çarpıcı, dolayısıyla hayırlı bir gelişmeye şahit oluyoruz... Bu sebeple, filmin yapımcılarını, bu çalışmada emeği geçenleri ve katkıda bulunanları tebrik ediyoruz.

Sizlere de tavsiye ediyoruz. Pek yakında gösterime girecek olan bu cesurane belgeseli sakın ola kaçırmayın. İlgi gösterin, ta ki benzer çalışmaları yapacak olanlara da cesaret gelsin; ta ki ümitlensinler, yüreklensinler...

........................................

Meraklısına not: 18 Kasım 2009 tarihli "Dersim, âh Dersim!" başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz. MLS




HABER - YORUM - ANALİZ
www.sentezhaber.com

04.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (03.03.2010) - Tevhid-i Tedrisattan Takrîr-i Sükûna

  (02.03.2010) - Özal'ın sırları ve katilleri

  (24.02.2010) - Sahibini küçülten iddialar

  (23.02.2010) - Çelişkiler yumağı

  (22.02.2010) - Uzak tutun çocukları, başkent haberlerinden

  (18.02.2010) - Medyada güç dengesi

  (17.02.2010) - Padişahları karalama inadı

  (16.02.2010) - Cinayet cuntası

  (15.02.2010) - Kızılordu’ya karşı direndiler; dahilî ittifakı sağlayamadılar

  (11.02.2010) - Ortaylı, şaşırttı mı ki?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl