30 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

S. Bahattin YAŞAR

Hayatını dâvâsına verene, dâvâsı hayat verir


A+ | A-

İNSAN, dâvâsıyla anlamlıdır. Dâvâsı insanı insanlaştırır. Yani hayatını neyin uğrunda yaşamışsa insan, o uğrunda yaşadığı, insana anlam kazandıracaktır.

İnsanlık tarihi boyunca, dâvâlar insanlarla; insanlar da dâvâlarıyla anılmıştır. Ondandır ki, büyük şahsiyetler, dâvâlarına olan bağlılıkları ölçüsünde büyük olmuşlardır. Yani Mevlânâ’yı Mevlânâ; Yunus’u Yunus; Bediüzzaman’ı Bediüzzaman yapan, dâvâlarına adadıkları hayatlarıdır. Hayatlarını verdikleri o dâvâları da onlara hayatlar sunmuştur. Ebedî hayatlar da buna dahil.

Dâvâlarına karşı sadakat içerisinde olanlar ve onunla yetinenler, onun feyziyle yaşarlar. Yani insan dâvâsına; dâvâ, ‘adam’ına tutunur. ‘Dâvâ adamı’ da böyle oluşur.

Zaman içinde dâvâ adamı olarak takdim edilen pek çok insan, insanî zaaflarının kurbanı olarak tarihe geçmiştir. Böyleler dâvâ peşinde olurken, menfaatleri için dâvâda bulunurlar.

Böyleler, dâvâ erleri tarafından ihanet manzarası içerisinde tanımlanırlar.

Dâvâ adamı maddî manevî kazançlarını dâvâsı yolunda harcayabilir. Hatta ben şahıs olarak kaybedeyim, ama dâvâm kazansın anlayışındadır. Nitekim “Bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz, hakikat mesleği olan bu dâvâmdan beni vazgeçiremezsiniz” diyen yüce rehber (asm), dâvâ uğruna neleri göze almak gerektiğinin izahını yapmıştır.

Tabiî bütün bu tanımlamalar, menfi ve müsbet anlamda olabilir.

Yanlış bir dâvânın, samimî savunucuları dünyevî anlamda başarılara ulaşırken; Hak dâvânın samimiyetsiz savunucuları başarısızlıkla mukabele görmek durumunda olacaklardır. Elbette bu da yakışıksız olacaktır.

Yani yanlış yolda olanlar, yanlış yollarında gösterdikleri samimiyet yüzünden, hedefledikleri sonuçlara ulaşabiliyorlar. Ama Hak yolun yolcuları ise, Hak dâvâlarında sergiledikleri samimiyetsizlik ve ihlâssızlık dolayısıyla, istenen sonuçlara, başarılara ve maddî ve manevî yükselişlere ulaşamıyorlar.

Dâvâsında samimiyet, dürüstlük, yüksek maksatlar, ulvî düşünceler içerisinde olanlar, elbette yüksekliğe, saygıya, sevgiye lâyık olacaklardır.

***

Nevşehir’de, Yeni Asya Neşriyat temsilcileri toplantısında dâvâ adamının nasıl bir şey olduğunu daha iyi anladım. Muhtelif yaşlardaki ağabey ve kardeşlerimiz hakikaten bir ‘iman kardeşliği’ sergilediler. Beş yıldızlı otelde Nur Talebeleri kardeşlik kucaklaşmalarına sahne oldu. Lobideki muhabbet dolu konuşmaları, kucaklaşmaları ibretle izleyen insanlar vardı. Menfaatsiz, garazsız yapılan bu kucaklaşma sahneleri hakikaten görülmeye değerdi. Yaşananlar adeta birer cennet antrenmanı gibiydi.

Dâvâları uğrunda hayatlarını veren, gençliğini veren, enerjilerini veren ve simsiyah saçlarını beyazlatan kahramanlar, lisan-ı halleriyle ‘dâvâ adamı’ olmanın ne demek olduğunu gösteriyorlardı.

Yüzleri nur, gözleri nur, sözleri nur bu seçkin topluluk, kıyamet asrına bir Asr-ı Saadet tablosu sunuyordu.

Temsilcilerimizin verdiği bir mesaj da, ak saçlıların artık dâvâlarını siyah saçlılara devretmekte olduklarıdır. Geçmişten gelen güçlü tecrübeler, gençlikteki ciddî enerjilerle bütünleşiyor. Yani bir dâvânın gençliğinin bulunması, gençliğin dâvâ sahibi olması demektir. Gençliği olmayan dâvânın, yarınlara taşınması mümkün değildir.

Farklı farklı illerden gelen temsilciler, görüş ve düşüncelerini çok rahat ve özgürce paylaştılar ve dualarını birleştirdiler.

Biz de burada yaptığımız kısa konuşmada, dâvâ adamı olmanın çok önemli bir misyon taşımak olduğunu, dâvâların güçlü omuzlarda taşındığını ve bu dâvânın da Nur Talebelerinin omuzlarına ihsan-ı İlâhî tarafından konulduğunu ifade etmeye çalıştık.

Tabiî temsilcilerin yüzlerine yansıyan nurânî atmosfer ise, taşıdıkları ve yaşadıkları dâvânın onlara nasıl bir hayatı verdiğini gösteriyordu. Orada paylaştığımız slogan cümlemiz ise, ‘Hayatını dâvâsına verenlere dâvâsı hayat verir.’ Yani ebedî bir hayatı kazanmak, dünyada dâvâsı uğrunda hayatını vermekle mümkün olacaktır. Hayatımızdan verdiğimiz kadar dâvâmız, dâvâmız kadar da hayatımız maddî ve manevî anlam kazanacaktır. Yani dünyada insanın yaşadığı hâlet, gidiyor olduğu yerin habercisidir. Anlaşılan cennet de, cehennem de dünyada netleşiyor.

Netice: Hayatını dâvâsına verene, dâvâsı hayat verir.

NOT: Uydu yayını yapan Kanal Urfa Tv'de bu akşam saat 18.45'te, “Pozitif Pencere” programında, çocuğu olan ve çocuklarla ilgili olanların duyması gereken çok önemli notlar var. Eğitimci Halis Bozkurt'la "Çocuk ve oyun” konusunu konuşacağız. Dua temennisiyle...

30.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.05.2010) - Bir konuyu, beş kulakla dinlemek

  (09.05.2010) - Kardeş gözüyle bakmak

  (02.05.2010) - Pozitif Pencere’den merhabalar…

  (25.04.2010) - Düşünceni taşımadığın yerden mes’ulsün

  (18.04.2010) - Hizmet, rahatı bozmaktır

  (13.04.2010) - Serin ve selâmetli bir gölge

  (04.04.2010) - Gençler için nereden başlamalıyız?

  (28.03.2010) - Hayalî bir şehirde yaşamıyorum, hayalimi yaşadığım şehirde yaşıyorum

  (21.03.2010) - “Okuma oranı düştükçe, vak'a sayısı artar”

  (14.03.2010) - Elemsiz zevk ve lezzet nerededir?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.