04 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

S. Bahattin YAŞAR

Gençler için nereden başlamalıyız?


A+ | A-

Risale-i Nur Enstitüsü’nün tertiplemiş olduğu kongrede bizim masamız gençlik masası idi. Doğrusu bu masanın konusu üzerinde çalışmak çoktandır gündemimde idi. Çünkü uzun yıllardır genç insanların arasında görev ifa ediyor olmak, onların farklı farklı konulardaki sorularına makul ve mantıklı cevaplar verebilmek ve yine gençlere karşı bir güven verici duruş sergileyebilmek gerekiyordu.

Bu çerçevede masamızdaki alan ile ilgili akademisyen, eğitimci, araştırmacı arkadaşlarımızın çalışmalarını bu ciddiyet içerisinde ele aldık. Özellikle Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın gençlerle ilgili olan tesbitleri dikkate değer hususlardı.

Tabiî dosyalardaki bazı tesbitler karşısında o da konuyu daha derin ele almak gerektiğine dair görüşlerini paylaştı.

Masamızın en önemli, dikkat çeken konularından birisi, gençlik döneminin zor ve güç şartlarına, psikolojisine ve dalgalı his hareketlerine rağmen, bu fırtınalı dönemin içinden geçenlerde de, bu dönemin içinden geçenlerle birlikte yaşayanlarda da, onlarla ilgilenenlerde de ciddî bir bilgi birikiminin olmayışıydı. Yani dönemin adeta çamurlu ve engebeli olduğunda herkes hemfikir, ancak bu durumun bilinmesine rağmen kimsenin, konu ile ilgili birkaç kitap okuma diye bir derdi yoktu. Asıl acı olan da bu idi.

Toplantımızdaki sonuç bildirgesini paylaştığımız pek çok gencimiz arasında yine küçük çaplı bir sorgulama yaptım. 20’li yaşlardaki gençlere, “Gençlik psikolojisi ile ilgili bir kitap okudunuz mu?” diye sordum. Karşıma çıkan manzaranın bu derece beni ürküteceğini beklemiyordum.

Ortada hakikaten hemen bir operasyon başlatılması gereken bir durum vardı. Görüş ve düşüncelerine başvurduğum onlarca genç, içinde yaşadığı fırtınalı süreci pek çok acı tecrübelerle geçirecekti. Yani gençlik yılları, önceden sürece hazırlanarak, sürecin zarar ve ziyanından kendini kurtararak, süreçten maddî ve manevî hasar almadan kurtularak değil, gelsin de görelim tarzı bir cehaletle geçirilecekti.

Evet, acilen yapılması gereken şu, gençlerin ve gençlerle ilgilenenlerin dönemini çok iyi tanımaları gerekiyor. Gençlik psikolojisi ve dönemde yaşananlar, gençken başlarına gelenler sonucu hapishanelere, meyhanelere, hastanelere düşenlerin yaşadıkları olaylar bir bir anlatılmalıdır. Yani olabilecekleri olmuşlardan hareketle göz önüne getirmek gerekiyor ki, baştan geçenler, başa geleceklere nasihat olsun.

Genciniz varsa, ki özellikle de ebeveynseniz; okumaktan ve gencinizin her birisine özel davranış geliştirmekten başka çareniz yok. Yorulmadan da, öyle seyrederek süreci atlatacağınızı hiç mi hiç düşünmeyin. Sizin çektiğiniz kadar, çocuklarınız için okuduğunuz kadar, yorulduğunuz, fedakârlık ettiğiniz kadar ve yüreğiniz yanıp, içiniz sızladığı kadar sonuç olacağını unutmayın. En önemlisi de reddetmeden, dışlamadan, incitmeden, güvensizlik oluşturmadan; kabul ederek, severek, güvenerek, onore ederek, sorumluluk vererek, kendisinin ciddî bir boşluğu doldurduğunu hissettirerek ve kendi gücünüzle birlikte dualar edip, size düşeni yapıp, vazife-i İlâhiyeye karışmadan ancak bu süreci sağlıklı atlatabileceğinizi yaşayan olarak söylemek gerekiyor.

Evet, kabul edin ki, her çocuk bir ayrı imtihandır.

Toplantıda aldığımız kararlar ve konunun ciddiyeti, beni gençlikle ilgili yeni yeni eserler okumaya itti. Son olarak da, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın, psikoloji serisi içerisinde yer alan gençlik psikolojisi esas konulu “Var mı beni anlamak isteyen” isimli eserini okudum. Konuya ilgim de devam ediyor ve edecek.

Kendileriyle konuştuğumuz gençlerden pek çoğu, okuyabilecekleri gençlikle ilgili kitapları not aldılar. Bu ilgileri bile oldukça anlamlı ve güzeldi.

Gençler çevrelerinde duydukları ve akrabalarında yaşadıkları pek çok genç hatalarını içine alan ve pek çok pişmanlıklar dolu olan hatıralar anlattılar. Anlatılanların gençler üzerinde derin izler bıraktığı apaçıktı. Ama bunların bir o kadar da, anlatanlarda dersler oluşturduğu anlaşılıyordu.

Evet, insanın kendisini hayatın derslerine bırakıvermesi cehaletten başka bir şey değildir. Marifet, başa gelebileceklere karşı, hem gençlerin hem de gençlerle ilgilenenlerin, bu dönem öncesi bilgi donanımına sahip olmasıdır. Dönem fırtınalı ise, elbette ciddî hazırlıklar gerekli. Konuyla ilgili gençlerin, ailelerin, arkadaş çevresinin ve genel düzeyde de devletin tedbirler almaya ve aydınlanma hareketine seferberlik başlatmasının tam zamanıdır. Çünkü gençliğini eğitemeyen aileler, toplumlar geleceği ile ilgili rahat yüzü göremeyeceklerdir.

Kendini taşıyan, ailesine ve devletine karşı sorumlu, olumlu düşünen ve ümit içerisinde yaşayan gençlere ihtiyacımız olduğu açıktır. Şu an ise, gençler üzerinde bir anket yapılsa, acı ki ciddî bir kesim karamsar, olumsuz, ümitsiz ve güvensiz bir yapı içerisinde bulunuyor.

Bu tablo bir an önce değişmelidir. Türkiye’nin aydınlık bir yarın yaşayabilmesi için, gençliğin aydınlık bir düzeye gelmesi gerekiyor.

Gençliği, maddî ve manevî karanlıklarda olan bir ülkenin yarınlarının aydınlık olamayacağı açıktır.

*Uydudan yayın yapan, Kanalurfa televizyonundaki “Pozitif Pencere” isimli televizyon programımız, haftada bir olarak bundan böyle Pazar günleri saat 18.40’ta yayınlanacak. Dostlarımızın dua ile izlemelerini istiyorum. Bu haftaki programımızda Mardin Üniversitesi Rektörü konuğumuz… “İzlememize değdi” diyeceğiniz türden bir sohbet...

*Mehmet Kutlular ve Kâzım Güleçyüz ile yapılmış olan ‘Demokratik Açılım’ ile ilgili son programı, Kanalurfa internet sitesi pozitif pencere programından izleyebilirsiniz.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

04.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (28.03.2010) - Hayalî bir şehirde yaşamıyorum, hayalimi yaşadığım şehirde yaşıyorum

  (21.03.2010) - “Okuma oranı düştükçe, vak'a sayısı artar”

  (14.03.2010) - Elemsiz zevk ve lezzet nerededir?

  (28.02.2010) - Zararlıdan uzak durmak, aklın gereği

  (21.02.2010) - İnsan, yaşarken affeder

  (15.02.2010) - Bu asrın yüz akı insanlar!

  (07.02.2010) - Gençlerin ölüm gündemi

  (31.01.2010) - Kim demiş, ‘kayak merkezlerimizde okuma programları olamaz’ diye!

  (17.01.2010) - Kitap hayatı, hayat kitabı besler

  (20.12.2009) - Ya amelimiz hebâ olursa!

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl