13 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Nasıldım anne?


A+ | A-

Onaylanmak, kabul edilmek, takdir edilmek insan için ne kadar temel bir ihtiyaçtır aslında… İnkâr edip, buna ihtiyacımız olmadığını, kimsenin onaylamasına gerek duymadığımızı düşünüp, buna inanmaya çalışsak da, bu gerçeği değiştirmek zordur. Bazen yıllar sonra, bu ihtiyacı fark etmenin travması ile uyanırız… Artık büyüdüğümüzü ve kendi başımıza her şeyin üstesinden gelebileceğimizi sandığımız zamanların aksine, karşımızdakinin gözlerine, onaylanma ve takdir edilme arzusu ile bakarız. Küçük bir çocuğun ‘nasıldım anne’ diye seslenişi gibi, güzel bir şeyler duymak isteriz. Yanı başımızda güzel bir şeyler söyleyecek güzel bir yürek olsun arzu ederiz. Sıcacık bakışlarıyla onaylasın, desteklesin, anlatmadan da anlasın isteriz. Öyle yürekten olsun ki, hiçbir şey değişmese de, içindeki acı geçsin... Yeniden başlama arzusu gelsin kalbine... Düştüğün yerlerden, dizlerindeki tozları silkeleyip, ayağa kalkıp, daha hevesle yeniden başlamak hayata...

Özellikle çocukluğun ilk yıllarında ve büyüme çağları boyunca aileden alınacak onaylanma duygusu eksik kaldığında, fark etmediğin ve bununla yüzleşmediğin sürece, içindeki boşluğu doldurmak ve kareleri tamamlamak üzere yaparsın bütün seçimlerini… Bütün tercihlerin, bütün çabaların ve sürekli vermelerinin ardında hep aynı acıyı yakalarsın… Neden gereğinden fazla, hatta insanlar istemeden bile, sürekli vermelerinin sebepleriyle karşılaşırsın... Yıllar sonra sen büyüyüp ebeveyn olursun, ama geldiğin yaş ne olursa olsun, bazen bir ses, bazen bir rüya ile o ilk onaylanma ve takdir edilmeye ne kadar ihtiyaç duyduğunu tekrar tekrar hatırlarsın… İçindeki kocaman boşluk o kadar ağrır ki, acısını dindirmek için elini bütün gücünle yüreğine bastırman gerekir... Canını yakan acı bir söz, ya da masum olmayan her tavır küçük bir çocuk gibi teselli edilmek ihtiyacını hatırlatır sana. Kocaman ve güçlü bir yetişkin olamadığın zamanlarda, içindeki çocukla karşılaşırsın... Başını güvenle dayamak istediğin bir omuz olsun, orada bütün sızıların geçsin istersin. Sevilmek, takdir edilmek, onaylanmak, anlaşılmak dilersin... Zaferlerin kadar, kayıplarını da onaylayacak bir bakış olsun, güzel bir kelime, kısa da olsa küçük bir cümle olsun istersin... Dizlerine yattığın annen saçlarını okşarken, ağlamaktan yorgun düşüp, oracıkta garip bir huzurla uyumak istersin. Herkes kaçsa da senden, o seni hep sevsin, hep gelsin, kıyamasın, bırakmasın, sevgisiyle yaralarını sarsın, bütün eksik taraflarınla, bütün hatalarınla kabul etsin istersin...

Nasıldım anne, diye seslendiğinde... İyi gidiyorsun, devam et, yanındayım, hiç korkma dese... Hep güzel dualar etse arkamdan, beni şartsızca sevse, iyi olmadığım zamanlarda da sevse, bedelini ödemesem de sevse beni... Ama olmuyor işte! Kaç yaşına geliyorsun, ama hâlâ büyümemiş tarafların onaylanmak istiyor, görülmek istiyor, takdir edilmek istiyor.

Artık büyüdüm, yalnız da olur, kim ne derse desin diyen benliğine, kalbinin hemen cevap vermesini bekleme sakın... O bekler, seyreder seni... Bilir ki, benlik ancak düştüğünde öğrenir, düştüğünde fark eder gerçek kendini... Hiçliğini fark ettiğinde, her şeyin hikâyesini, gerçek büyük ve yalan küçüklerin görüntülerini daha da iyi görür. Onaylanmak isteyen benliğin, kaderin öğrettikleriyle öyle hisseder, öyle dibe vurur, öyle susar, öylesine susar ki... Kendini, gerçek onaylayan ve takdir edenin sonsuzluğuna teslim eder. Anlar ki, O’nun kadar anlayan da, dinleyen de, bekleyen de yok....

13.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.06.2010) - Çocuk ve televizyon

  (06.06.2010) - Olumsuz bir dünyada olumlu çocuklar yetiştirmek

  (02.06.2010) - İçimdeki ben

  (30.05.2010) - Oyun ve çocuk

  (23.05.2010) - Minnettarlık listesi...

  (19.05.2010) - Bir kirpi oku mesafesindeki sevgi

  (16.05.2010) - Çocuk gelişiminde iki dönem

  (12.05.2010) - Yetişkin hiperaktifler

  (09.05.2010) - Duyguyu doğru ifade edebilmek

  (05.05.2010) - En büyük cömertlik kabul etmektir


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.