04 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Büyük günah işleyenin nikâhı düşer mi?


A+ | A-

“E” Rumuzlu okuyucumuz: “Büyük günah işleyen birisi dinden çıkmış olur mu, evli ise nikâhı düşer mi? Nikâh tazeletmesi gerekir mi?”

Adına kebâir de denilen; adam öldürmek, kumar oynamak, içki içmek, anneye ve babaya âsi olmak, zinâ yapmak, iftirâ atmak, gıybet yapmak, yalan söylemek, yalan yere yemin etmek, yalancı şahitliği yapmak, hırsızlık yapmak... vs. gibi büyük günahlar hiç şüphesiz hem toplum hayatı açısından, hem de kişinin îman ve ibadet hayatı açısından çok vahim sonuçlar doğuran ve aynı zamanda seyyiât olarak da bilinen, kötülüğü herkesçe teslim edilmiş davranış şekilleridir.

Kimisi bazen bir aile faciasına, kimisi bazen bir toplumun topyekûn manevî buhran ve mahviyetine kadar götüren, ama her birisi muhakkak fertlerin ahlâkî dejenerasyonuna sebep olan büyük günahların en ortak ve en dehşetli özelliği; her birisinde küfre gidecek bir yolun bulunması, tevbe ve istiğfar edilmediği takdirde bir manevî yılan gibi kalbi ısırması ve kalbi siyahlandırmaya başlaması, hattâ siyahlandıra siyahlandıra tâ îmân nûrunu çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırmasıdır. Kalp günah işleye işleye letâfetini kaybettiği ve katılaştığı takdirde, günah yazan meleklerin varlığı kendisini rahatsız eder, Cehennem’in inkârına doğru içinde şeytânî bir vesvese ve meyil oluşmaya başlar. Cehennemin olmadığına dâir içinde küçük bir şüphe belirse veya bir demagoji dinlese, buna büyük bir burhan ve delil gibi sarılmak ister ve Allah muhafaza küfre kadar kendisini sürükler gider.1

Fakat; büyük günah işlemiş olan birisi, Allah’ın haram dediklerini haram bildiği, öylece iman ettiği ve inkâra yeltenmediği takdirde mü’mindir; dinden çıkmaz; dinden çıkmadığı için nikâhı düşmez. Nikâhı düşmediği için nikâh tazeletmesine gerek yoktur. Çünkü nikâhı sahihtir.

Bu mes’ele geçmişte Mutezile mezhebi ile ehl-i Sünnet mezhepleri arasında çok münakaşa konusu olmuş; Mutezile mezhebi, büyük günah işleyen birisinin iman dairesinden çıkacağına hükmetmiş; ancak bu hüküm ehl-i Sünnet mezheplerince eleştirilmiş, itibar edilmemiş, yanlış ve isâbetsiz görülmüştür. Meselâ, İmam-ı Azam, Fıkh’ul-Ebsat adlı eserinde günah işleyenlerin kâfir olduğu iddiâsını reddetmiştir. Bedîüzzaman Hazretleri de, “Bir günah-ı kebîre ile îmandan çıkmadığı gibi; şems garbtan tulû etmediğinden tevbe kapısı açıktır”2 diyerek, Mutezile’nin hükmünün isâbetsiz olduğunu kaydetmiş ve günah-ı kebîre işleyenin nasıl mü’min kalacağını insanın yaratılış özelliklerine inerek îzah etmiştir.

Bediüzzaman (ra), insanda hissiyât gâlip olsa aklın muhakemesini dinlemeyeceğini, heves ve vehmin insanda hükmedeceğini; his, heves ve vehmin ise hâzır bir lezzeti Cennet’teki gâyet büyük bir mükâfâta tercih ettiğini; hazır bir sıkıntıdan, ilerideki Cehennem azabından ziyade çekindiğini; çünkü tevehhümün, his ve hevesin ileriyi görmediğini, nefis de yardım ettiği takdirde îmân mahalli olan kalp ve aklın susacağını ve mağlûp olacağını; bu durumda büyük günahları işlemenin “îmansızlıktan” gelmediğini; his ve hevesin galebesiyle, aklın ve kalbin mağlûbiyetinden ileri geldiğini beyan ve ispat etmiştir.3

Eskiden beri büyük günah işleyenlerin, ne olur ne olmaz diyerek nikâh tazeletme yoluna gitmeleri, Mutezilenin bu yanlış hükmünden, bir şuur altı tezahürü olarak kaldığı söylenebilir. Ancak yanlış bir tezahür ve isâbetsiz bir hassasiyet olduğunu hemen belirtmeliyiz. Çünkü nikâh, dinden çıkmak ile, küfre girmek ile, inkâr etmek ile düşer, âmennâ; ama inkâr etmedikçe günah işlemiş bir Müslüman dinden çıkmış olmaz ki nikâhı düşmüş olsun! Nikâhı düşmeyen birisinin ise nikâh tazeletmesine hiç gerek yok. Yani onun meselesi, Rabb’i ile kendisi arasındadır. Zâten bu kişinin içinde bulunduğu vicdan azabı ve kalbî muhasebesi de inkâr etmediğinin, mü’min olduğunun ve kendisini îman ve İslâmiyet ölçüleri içerisinde sorguladığının delilleri değil midir?

Bu durumda günahkâr bir Müslüman’ın nikâh tazeletmek yerine; tevbe ve istiğfara ehemmiyet vermesi, yaptıklarından gerçek mânâda pişman olması, kalben gerçekten nedâmet duyması, bir daha aslâ yapmayacağına dâir Cenâb-ı Hakk’a söz vermesi, günahı kul hakkını içeriyor ise helâlleşmesi ve bundan böyle kötülüklerden uzak durması; kendisinin Cenâb-ı Hak tarafından bağışlanması için önemli adımlardır.

Yoksa sadece yüzeysel ve soğuk bir tören görüntüsüyle nikâh tazeletme yoluna gitmesi, kendisini bu günahtan arındırmayacağı gibi; bütün nazarlarını nikâhın selâmetine tahsis ettiği ve Allah’ın af ve mağfiretini unuttuğu için, daha vahim ve daha dehşetli bir hatâ içine düşmüş olacağını da, aslâ akıldan uzak tutmamalıdır.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, S. 15.

2- Hutbe-i Şâmiye, S. 89.

3- Lem’alar, S. 80.

04.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.07.2010) - Ölüm ve İlâhî adalet

  (01.07.2010) - Öfke yutma fazileti üzerine

  (30.06.2010) - Yerkürenin ihtişamlı seyahati

  (29.06.2010) - Hazret-i Ali’nin (ra) asrımıza tebessümü

  (28.06.2010) - Fazilet, hüküm ve hikmetleriyle gusül-2

  (27.06.2010) - Bin düşün bir boşanma!

  (25.06.2010) - Fazilet, hüküm ve hikmetleriyle gusül - 1

  (24.06.2010) - Hidayet kavramı üzerine

  (23.06.2010) - Kredi kartları

  (22.06.2010) - Kur’ân ve diğer dinî kitaplar


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.