28 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Mehtap YILDIRIM

Dikkat! Sakın o sudan içmeyin


A+ | A-

İnanç, gelenek ve kültürümüze hiç uygun olmayan fiillerin hızla normalleştirildiği bir zamanda yaşıyoruz. Öyle ki, bir zaman sonra doğru olana anormalmiş gibi bakılıyor ve yanlış olan oymuş gibi muâmele görüyor. Bu da oldukça düşündürücü ve içler acısı bir durum.

Bir efsaneye göre, bilge bir zat, halkı ikaz etmiş: “Asitli yağmurlar yağacak, herkes altı ay yetecek kadar su kabı yaparak suyla doldurup saklasın.” Kimse onu dinlememiş. Bilge adam kendine su kabı yaparak suyunu saklamış…

Nihayet başlamış asitli yağmur yağmaya, bu suyu içen delirmiş, içen delirmiş.

Bir süre sonra bilge, köyde tek kalmış. Ne söylediyse hiç anlatamaz olmuş.

Başlamış halk buna “deli” demeye. Çünkü bütün köylü delirdiği için bir tek akıllı o kalmış. Ama gel de o köylüye anlat…

Sonunda o da anlatamamış zaten ve almış eline baltayı, saklama kabını param parça etmiş ve köylünün içtiği sudan içmiş.

***

Bugün de su kabını parçalayan ve herkesin içtiği sudan içen sayısız bilge adamlar var. Sonra da “Ne var bunda canım, herkes böyle yapıyor, her yerde böyle” diyerek bir zamanlar şiddetle karşı çıktıkları yanlış olan fikir ve fiillere artık gönüllü olarak iştirak ediyorlar. Toplumun büyük bir çoğunluğunun yapmayı âdet edindiği fiil ve davranışlar her ne kadar yanlış, haksız, batıl da olsa, çoğunluğun yapıyor olması insanlar tarafından bir süre sonra normal karşılanıyor.

İşin en garip yanı da, Müslüman bir toplumda yaşadığımız hâlde inancını gerektiği gibi yerine getirmek isteyenlerin sanki bir suçlu gibi muâmele görmesi. Yeni işe başlayan ve namazını kılan birinin işverene, şirkette mescid bulunup bulunmadığını sorması bir çok işveren tarafından yadırganan bir durumdur. Böyleleri hemen sahte bir nezaket tavrı takınarak “Haklısınız tabiî… Bakın ben de evimde, özel hayatımda zaman zaman namaz kılarım, Cumaya giderim, fakat burası bir iş yeri. Herkes sizin gibi ‘Namaza gidiyorum’ diye işi bırakıp 15-20 dk. ara verse, bu şirketin hâli ne olur?” gibi cümleler sıralarlar. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan, ama işe de ihtiyacı olan adam şimdi ne yapacak? Ya su kabını parçalayarak herkesin içtiği sudan o da içecek, ya da aç ve susuz da kalsa inandığı doğrultuda yaşamaktan vazgeçmeyecek.

Hâlâ bir yere “Selâmün aleyküm” diye giren insanlara şaşkın bakan ve anormal karşılayan insanlar var. Sırf bu yüzden her yerde rahatça Allah’ın selâmını vermekten çekinen insanlar da var.

İnancı gereği başını örtenler de ilk başlarda yasağa karşı güçlü bir direnç gösterseler de, gün geldi birer ikişer derken dayanamayıp zehirli sudan içmeye başladılar. Hatta en ufak bir vicdanî rahatsızlık duymadan okuluna ya da işine başını açarak devam edenlerin sayısı fazla. Onlara göre bu çok normal. Çünkü okumaları ve çalışmaları gerekiyor! Hatta onlara göre anormal olan, tesettürlü olmakta direnenler. Ne yazık ki; “Meydan başkalarına mı kalacak?!” diye düşünerek kendi kaplarını parçalayıp zehirli sudan içmişlerdir artık.

Ama şuurlu bir Müslüman, “Çoğunluk öyle yapıyor, ben de onlara uymalıyım” diye hareket edemez. Müslüman’ın ölçüsü, çoğunluğa uymak değil, hakikate uymaktır. Çünkü binlerce yanlışı toplasanız bir doğru yapmadığı gibi, binlerce batıl da bir hakkın yerini tutamaz. Herkes kabir kapısından tek tek giriyor ve ahirette de hesabını tek başına verecek. Peygamber Efendimiz de (asm) İslâm’ı tebliğ etmeye başladığında tek başınaydı. Ama dâvâsı hak olduğu için İslâm’ı dünyanın başına bir tâç gibi giydirdi. Öyleyse, kendi kabımızı parçalamaya gerek yok. Hak olan yolda, tek başımıza da olsa yürümeye devam etmeliyiz.

28.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.05.2010) - Gözler

  (21.05.2010) - Risâle-i Nur, imanlı gençliğin imanını yeniliyor

  (05.12.2009) - Mutlu olmak arzusundaki sır

  (04.11.2009) - Bu hakaretler insanlara mı, hayvanlara mı?

  (29.10.2009) - Nerede cumhuriyetim?

  (26.10.2009) - Hizmet, himmet ister

  (09.10.2009) - Saraylar ve zindanlar

  (23.08.2009) - Gençlik, ümitvâr olmalı

  (08.08.2009) - Batınî güzellik

  (24.06.2009) - Nun dili


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.