05 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

S. Bahattin YAŞAR

İman, insanı nasıl pozitif yapar?


A+ | A-

Pozitiflik ile iman arasında çok ciddî bir bağ bulunmaktadır. İmansız insanın ya da imanı zayıf insanın hakikî anlamda pozitif olması düşünülemez.

İman, kul ile Yaratıcı irtibatı; imansızlık ise, Yaratıcıdan irtibatsızlık düşüncesidir. Aslında hakikî anlamda Yaratıcı’dan irtibatsızlık diye bir şey de yoktur. Çünkü, ‘Yaratıcı ile bağım yok’ diyenin, O’nun kurduğu bu düzenden dışarı çıkması gerekir ki, söylediğinin bir anlamı olsun. Nitekim Cenâb-ı Hak da böylelere, ‘Haydin mülkümden çıkabiliyorsanız, çıkın o zaman’ demektedir. Yok, ‘hem Yaratıcıyı tanımıyorum’ diyeceksin, hem de O’nun yarattığı maddî ve manevî bütün nimetlerden istifade edeceksin. Yani acıkacaksın, yiyecek bir şeylere ihtiyaç duyacaksın; görmek, işitmek, konuşmak, akletmek isteyeceksin ve buna ait algılama organların olacak; yani hem göz, hem gözün görebilmesi için güneş ve görülecek manzaralar lâzım; sevmek isteyeceksin, sevmek duygusu lâzım ve sevilecek şeyler gerekli; yani hem zengin cihazlar olacak, hem de o cihazların tatmin edileceği nimetler bulunacak ve sen bunlardan istifade edeceksin; itilmişlikten rahatsız olacaksın, çocuğun tarafından terk edilmek seni huzursuz edecek; ihanet, seni hiddete getirecek; küçük hanen evinde, sözünün dinlenmemesi seni üzecek, hasılı pek çok maddî ve manevî ihtiyaçların bulunacak, ama sen de ‘Ben, bütün bu ihtiyaçlarımı tanımıyorum, o ihtiyaçlarımı gidereni de tanımıyorum.’ diyeceksin, bu, mümkün değildir. Bu anlaşılır bir durum da değildir. Varlığını tanımadığının, hanesinde de yaşamaman gerekir.

Bu iddia sahibi, kendi evinde çocuğu tarafından adam yerine konmasa, kim bilir, ona haddini bildirip, kapı dışarı edecektir. Ya da kendi varlığının anlamlı ve önemli olduğunu ona hissettirecektir.

Allah’ın mülkünde yaşarken ve O’nun nimetlerinden istifade ederken, O’nun varlığını kabul etmemek düşüncesi de böyle bir şeydir. Yaratıcı ile irtibatsızlık düşüncesi ‘hasta’dır. Nitekim ateist teşekkülün başındaki adamın, ‘Bütün bu düşünceyi taşıdığımız insanlardan özür diliyorum, galiba Allah var’ beyanı, oldukça dikkat çekicidir.

O zaman, Yaratıcı düşünülmeksizin bir bakışın pozitif, olumlu, anlamlı olması düşünülemez. Anlam denen şey, imanî nazarın yüklediği bir okumadır.

Âlemin her tarafına dağılmış sınırsız ihtiyaçları, elemleri, emelleri ve hadsiz düşmanları, aklına dökülen emsalsiz soruları bulunan bir insanın, bu ihtiyaçlarına cevap verecek Makamı bulmadan, düşmanlarından onu emin edecek olan Zat’ı tanımadan ve emsalsiz sorularına aklî ve mantıkî cevaplar verecek Kudret’i bilmeden gerçek anlamda pozitif olması mümkün değildir.

Buna nokta-i istinat ve nokta-i istimdat diyoruz. İşte bu aciz, zayıf, güçsüz insanın bu ihtiyaçlarını karşılayacak ve sayısız düşmanlarından emin edecek ve emsalsiz sorularına ikna eden cevaplar verecek, ancak Sonsuz Kudret sahibi Cenâb-ı Hak’tır.

İşte pozitiflik, bu inançla başlar.

Bu inancın sağlam olması durumunda (iman-ı tahkiki) insan, karşılaştığı her hadise karşısında titremekten ve kâinatın dilenciliğinden kurtulur. Varlığın, hadiselerin, âlemde olup biten her şeyin hikmetlerini okumaya başlar. İhtiyaçlarına cevap veren ve düşmanlarından onu emin eden Yaratıcıya karşı hüsn-ü zannı gelişir. “O yapmışsa, vardır bir hayır”, “O, her şeyi en güzel yaratmıştır.”, “O yar ise, her şey yardır ve yarardır; O dost ise her şey dost, değilse, her şey düşmandır.”, “O istese ve kabul etse, herkes terk etse, tesiri yok; o isterse ve hikmeti iktaza ederse, onlara da kabul ettirir.” anlayışı düşünce dünyasına hakim olur.

Her an kendisiyle ilgili bir Rabbin varlığına inanmak, insanı oldukça pozitif duygulara itiyor. Aksi halde, insanın Cenâb-ı Hak dışında bu ihtiyaçlarını giderme arayışı, daha başından negatif bir başlangıçtır. İnsanlara, sebeplere kul, köle olmayı netice veriyor. Hikmetine inanmadığı, anlamsız gördüğü hadisat insanı boğuyor. Bu da insan için pek yakışık almayan bir sükut halidir.

Bütün problemler, insan ile yaratıcı arasındaki bağın ‘nasıl’ lığında aranmalıdır. Bu bağı güçlü olan, kainata meydan okuyabiliyor ve her hadisatın karşısında titremekten kendini kurtarabilir.

Böyle bir insan Yaratıcıya kul, ama âlemin sultanı olur.

O zaman, insanın önce bu ‘anlam’ arayışını tamamlaması gerekiyor.

‘Pozitiflik’ sadece, Allah vardır, güçlüdür, kudretlidir demekle olmaz. Bu bir temeldir. Elbette bu temelin üzerine bina edilecekler belirleyici olacaktır.

05.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.06.2010) - Okuma programları ve pozitifleme operasyonları

  (20.06.2010) - Güneydoğu Life ve pozitif düşünmek

  (13.06.2010) - Mutluluk, algılamadadır

  (07.06.2010) - Konuşmak, başarmaktır

  (30.05.2010) - Hayatını dâvâsına verene, dâvâsı hayat verir

  (23.05.2010) - Bir konuyu, beş kulakla dinlemek

  (09.05.2010) - Kardeş gözüyle bakmak

  (02.05.2010) - Pozitif Pencere’den merhabalar…

  (25.04.2010) - Düşünceni taşımadığın yerden mes’ulsün

  (18.04.2010) - Hizmet, rahatı bozmaktır


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.