23 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Hudeybiye Muahedesindeki dersler


A+ | A-

Batılı mütefekkir, ilim ve din adamlarının tesbitiyle zaman, moral değerler, yâni mâneviyat, din ve Müslümanların lehine işliyor. 21. yüzyılın, İslâm asrı olacağını aklı başında sosyologlar, sahanın otoriteleri ilân etmişti zaten. Hıristiyan-Müslüman diyaloğunun müsbet gelişmelere gebe olduğunu gösteren birçok gelişme de mevcut. Şartlar aleyhte gibi görünse de, yine Avrupalıların tesbiti ve isteğiyle, Batılıların gönlü “fethedilecektir!” İnşâallah. Bizim hayır gördüğümüz bir iş şer, şer gördüğümüz de hayır olabilir. İşte bu hakikati beyan eden İlâhî öğüt:

“Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”1

Hicret ve Hudeybiye muâhedesi, mevzûa, müsbet bir bakış açısı verebilir. O günün Müslümanlarının şartlarını, içinde bulundukları psikolojik durumu ve yapılan anlaşmayı düşünelim. Nerede ise bütün maddeler Müslümanların aleyhinde idi. Hudeybiye Muâhedesinin özeti şudur:

Hicretin 6. Senesi. Zilkâde, yâni 13 Mart 628. Müslümanlar yıllar yılı Kâ’be’den, yurtlarından, akraba, komşu, ev, bağbahçelerinden uzak kalmışlardı. Hepsi Mekke ziyareti için can atıyordu. Müslümanlar, Peygamber Efendimizin (asm) izniyle hep birlikte, umre için yola çıkarlar. Ancak, müşrikler, onları Mekke’ye sokmamakta kesin kararlıdır. Karşılıklı elçiler gider, gelir. Anlaşmanın kopma noktasında anlaşmaya oturulur. İlk taviz gibi görünen hâdise, antlaşma kâtibi Hz. Ali’nin (ra) “Allah’ın Resûlü” (asm) ibâresini yazması üzerine, müşriklerin yaptığı itirazda görülür:

“Vallahi biz senin peygamberliğini kabul etseydik, seni Mekke’ye girmekten, Kâbe’yi ziyaretten alıkoymaz, seninle çarpışmaya kalkmazdık.”

Resûli Ekrem Efendimiz (asm), “Allah’ın Resûlü” ibâresini mübârek eliyle siler...

Bundan sonraki maddeler de kabul edilebilecek, sindirilebilecek gibi değildir:

* Müslümanlarla müşrikler 10 yıl savaşmayacaklar.

* Müslümanlar bu yıl Kâbe’yi ziyaret edemeyecek; gelecek yıl, yolcu silâhı kılıçtan başka silâh bulunmayacak, Mekke’de üç gün kalacaklar. Müşrikler ise Mekke’yi boşaltacak.

* Medine’deki Müslümanlardan Mekke’ye iltica edenler teslim edilmeyecek, fakat Mekke’den Medine’ye iltica eden velev ki Müslüman da olsa, iâde edilecek.

* Arap kabilelerinden isteyen Peygamber Efendimiz (asm), isteyen de Kureyş ile birleşmekte serbest olacak.

Görüldüğü gibi, meselenin zâhiri, aleyhtedir. Zaten bu maddeleri müşrikler dikte ettirmişlerdir. Başta Hz. Ömer (ra) olmak üzere pek çok sahâbi, sonra ömürleri boyunca ezikliğini hissedecekleri fevrî ve ağır itirazda bulunur... Zarzor iknâ edildikten sonra “Müşriklere teslim olduk, her dediklerini kabul ettik!” düşüncesi ve üzüntüsü içinde geri dönerler.

Ancak, Medine'ye varmadan, Kürâü’lGamîm mevkiinde, “Şer, çirkin, kötü gibi görünen” hâdisenin, hayırlı müjdesi gelir: “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. And olsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescidi Haram’a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.”2

Evet, bu siyâsî zafer, sulh ve barıştan kısa bir müddet sonra, rahat bir nefes alan ve hazırlanan Müslümanlar, Mekke ve Arabistan topraklarını, kan dökülmeksizin kısa bir zaman sonra fetheder ve herkes Müslümanlığı kabul eder. İşte şer gibi görünen şeyin arkasındaki büyük hayır ve güzellik! İslâm tarihi, bunun binlerce nümûnesini barındırır.

Dipnotlar:

1- Kur’ân, Bakara Sûresi, 216.

2- Kur’ân, Fetih Sûresi, 1, 27.

23.09.2010

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.09.2010) - İman hayata yansımalı

  (21.09.2010) - Önce dînimizi öğrenelim!

  (20.09.2010) - Kouchner: “Avrupayı ahlâken siz kurtaracaksınız”

  (19.09.2010) - Batı aile hayatı bize örnek olamaz

  (17.09.2010) - Aile hayatının mutluluğu için bazı ölçüler

  (16.09.2010) - “300 altın Hacca gitmeye yetmeyebilir!”

  (15.09.2010) - Sebeplerin, tabiatın yapması veya kendi kendine olması aklen imkânsız

  (14.09.2010) - Topkapı Sarayı’nda bir marifet dersi

  (13.09.2010) - Hoca nikâhı mı, belediye nikâhı mı?

  (12.09.2010) - Aile hayatını kime göre sürdüreceksiniz?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.