20 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Uyarmak, uyarılara kulak vermek


A+ | A-

Zararlı şeylere karşı bizi uyaranlara teşekkür ederiz. Yakanda akrep var, diyenlere minettar oluruz. Öyle ise, eksiklerimizi, hatalarımızı söyleyenlere, bizi ikaz edenlere niçin kızarız?

Peygamberimiz (asm); İslâmın, Müslümanların mukadderatıyla alâkalı meselelerde bile ashabının fikirlerine daima itibar etmiş, uyarılarını dikkate almış. Meselâ, Bedir Harbinde, karargâhını bir mevkiye yerleştirmişti. Yapılan istişârede otuz üç yaşındaki genç sahabî Hubbab bin Münzir, “Ya Resulallah! Burası sana Allah’ın emrettiği, bizim için de ileri gidilmesi veya geri çekilmesi câiz olmayan bir yer midir? Yoksa şahsî görüşünüz neticesinde, bir harp tedbiri olarak mı seçildi?” diye sordu. O:

“Hayır! Şahsî görüş neticesi, bir harp tedbiri olarak seçildi” buyurdu. Bunun üzerine Hubbab:

“Ya Resulallah! Burada karargâh kurmak uygun değildir. Siz, halkı hemen buradan kaldırınız! Kureyş kavminin kuracağı yerin yakınındaki su başına gidip konalım. Ben orayı bilirim. Orada suyu bol ve tatlı bir kuyu vardır. Bir havuz yapıp onu su ile dolduralım. Sonra da müşriklerle çarpışalım. Biz susadıkça havuzumuzdan içeriz. Onlar su bulup içemezler. Zor duruma düşerler.”

“Ey Hubbab, doğru olan görüş senin işâret ettiğindir” buyurdu ve derhal oraya gittiler.1

Hayatı boyunca haklı, isabetli ikazlara muhatap olduğunda asla kızmamış; memnûniyetle gereğini yerine getirmiştir. Demek, kâinatın yaratılmasına sebep, vahye mazhar peygamberin görüşlerinin aksine görüş beyan etmek mümkün!

İslâm’ın temel esprisi doğruluğun, hakkın vuzûhu, yanlışın, kizbin reddi için Sahabe-i Kirâm da, “emr-i bil-ma’rûf ve nehy-i an’il-münker” vazifesini örneğine asla rastlanmayan, rastlanamayacak ciddiyet ve o derece bir nezahet-nezaketle ifâ etmişler. Hayatları pahasına da olsa, gerektiğinde en yakın akrabalarına dahi “kılınç” çekmiş; hakkın hatırını dâima üstün tutmuşlar. Meşveretlerde doğrunun ortaya çıkması için şiddetli tartışmalardan asla çekinmemişler. Onların tavırlarını görenler, “Bu tartışmadan sonra bir daha ebediyyen biribirleriyle konuşmazlar!” diye düşünülürdü. Oysa, meşveretten sonra can-ciğer sarmaş-dolaş olarak uhuvvet ve muhabbetin zirve manzaralarını sergilemişlerdir.

Hz. Ebûbekir (ra) devlet başkanı seçildiğinde yaptığı konuşmayı ve vatandaşların ona verdiği cevabı hatırlayalım:

“Ey insanlar, ben sizin başınıza yönetici seçildim, ama sizden daha hayırlı bir kimse değilim. Eğer davranışlarımda, uygulamalarımda, hareketlerimde doğru yaptığımı ve söylediğimi hissederseniz bana yardımcı olun; hak ve hakikatten saptığımı görürseniz hatalarımı doğrultunuz. Sizin içinizde zayıf olarak bilinen kimseler, onun hakkını diğer kişilerden alıncaya kadar o kişi, benim yanımda kuvvetlidir. Sizin güçlü bildiğiniz kişi de benim yanımda zayıftır, tâ ki, onun elinden gasbetmiş olduğu hakkı alıp gerçek hak sahibine verinceye kadar. Ben sizin halifeniz olarak, sizinle ilgili uygulamalarımda Allah ve Resulüne itaat ettiğim müddetçe bana itaat edin. Şâyet Allah ve Resûlüne isyan edersem; benim, size, bana itaat edin deme hakkım yoktur.”

“Ey Ebû Bekir! Peygamberin halifesisin, seni seçtik, yöneticimizsin, emiri’l-mü’mininsin, şunu bilesin ki, en ufak bir eğriliğini görürsek şu kılınçla doğrulturuz.”

O, “Ebû Bekir’in maiyyetinde, onun hatasını kılıncıyla doğrultacak fertleri bulunduran Allah’a hamd olsun” 2 diye şükreder.

Dipnotlar:

1- Sîre, 2:272; Tabakât, 3:567-568;

2- Age, c. 3, s. 182-183; Sîre, c. 4, s. 311; İnsanü’l-Uyûn, c. 3, s. 483; Hayatü’s-Sahâbe, c. 3, s. 317.

20.11.2010

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.11.2010) - Şuurlu Çinli, gafil Müslüman!

  (18.11.2010) - Japon sırrı ve Bediüzzaman

  (17.11.2010) - İnsanların akıllarının alacağı tarzda konuşmak

  (15.11.2010) - Olumsuzluklarda da bir hayır vardır

  (10.11.2010) - Sohbetlerde fıkra

  (09.11.2010) - Ne dünya, ne âhiret...

  (08.11.2010) - Peygamberî vasıf: Doğru, ders ve ibret yüklü lâtife

  (07.11.2010) - Cihad; kılıçla değil, kalem, ilim ve fikirle yapılmalı

  (05.11.2010) - Bu ne sigara perhizi, bu ne alkol turşusu!

  (02.11.2010) - “Mescid-i dırar”ın verdiği ders


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.