Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, "Gazze, hayal edilemez acılar, kayıplar ve korkunun yaşandığı bir yer olmaya devam ediyor." dedi.
Türk, BM Cenevre Ofisi'nde gazetecilerle bir araya gelerek 2025'teki insan hakları durumu ve insan hakları ihlalleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde basın mensuplarıyla bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk, insan haklarının yeteri kadar finanse edilmediğini ve saldırı altında olduğunu söyledi.
Türk, 2025'in, insan hakları açısından zor ve çelişkilerle dolu bir yıl olduğunu belirterek, insan haklarına karşı hareketlerin giderek daha fazla desteklendiğine işaret etti.
"Gazze, hayal edilemez acılar, kayıplar ve korkunun yaşandığı bir yer olmaya devam ediyor." diyen Türk, ateşkesle kan dökülmesinin azalsa da durmadığının altını çizdi.
Türk, şöyle devam etti:
"İsrail'in saldırıları, sözde 'sarı hatta' yaklaşan bireylerin yanı sıra konutlara, yerinden edilmiş kişilerin çadırlarına, barınaklarına ve diğer sivil nesnelere yönelik sürüyor. Temel hizmetlere ve mallara erişim son derece yetersiz kalmaya devam ediyor. (İşgal altındaki) Batı Şeria'da, İsrail güçleri ve (Filistin topraklarını gasbeden) yerleşimciler tarafından Filistinlilere karşı eşi görülmemiş düzeyde saldırılar görüyoruz ve onları topraklarından çıkmaya zorluyorlar. Bu, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinliler için baskıyı ve savunuculuğu yoğunlaştırma zamanı, rehavete kapılma zamanı değil."

Sudan ve Ukrayna'daki durum
Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında acımasız çatışmaların devam ettiğini dile getiren Türk, ülkenin her yerindeki sivillerin bu acımasız ve anlamsız şiddetten etkilendiğini belirtti.
Türk, "Kurdufan eyaletinde Faşir'de işlenen vahşetlerin tekrarını görebileceğimiz konusunda son derece endişeliyim." diye konuştu.
Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Ukrayna'da sivil kayıpların hızlı şekilde arttığı bilgisini veren Türk, "Bu yılki sivil kayıpları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 daha fazla." ifadelerini kullandı.
Türk, Ukrayna'nın enerji sistemine yönelik büyük ölçekli saldırıların, birçok bölgede acil durum faaliyetlerinin durmasına ve uzun süreli günlük elektrik kesintilerine neden olduğunu aktardı.
"100 silah şirketinin gelirleri 2024'te rekor seviye ile 679 milyar dolara yükseldi"
Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde (KDC) silahlı kuvvetler ile Ruanda destekli 23 Mart Hareketi (M23) unsurları arasındaki çatışmaların, ciddi insan hakları ihlalleri ve suistimalleriyle devam ettiğini, sivillerin en büyük yükü taşıdığını söyleyen Türk, "Barış anlaşmaları ve ateşkeslerin iyi niyetle ve asla siyasi çıkarlar için bir kenara bırakılamayacak uluslararası hukuka tam saygı gösterilerek güvence altına alınması ve uygulanması şart." şeklinde konuştu.
Türk, finansman kaynaklarının azalmasının görevlerini yerine getirme konusunda zorluklara neden olduğuna işaret ederek, "Bu yıl ihtiyacımız olandan yaklaşık 90 milyon dolardan az kaynak elde ettik. Bu da yaklaşık 300 kişilik iş kaybının yanı sıra Kolombiya, KDC, Myanmar, Tunus ve diğer ülkelerdeki temel çalışmaların, ihtiyaçların arttığı bir dönemde kesintiye uğramasına yol açtı." dedi.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) verilerinin endişe verici olduğuna dikkati çeken Türk, buna göre, en büyük 100 silah şirketinin silah ve askeri hizmet gelirlerinin 2024'te rekor seviye ile 679 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.
Türk, "SIPRI, talebin Ukrayna ve Gazze'deki savaşlar, küresel ve bölgesel jeopolitik gerilimler ile sürekli artan askeri harcamalar nedeniyle arttığını belirtti." diye konuştu.
"Barış anlaşmaları sivillerin etkin şekilde korunmasına dönüşmedi"
Bu yıl ateşkes ve barış anlaşmaları sağlamak için gösterilen çabaların memnuniyet verici olduğunun altını çizen Türk, barışın sürdürülebilir olması için insan haklarının merkezi bir rol oynaması gerektiğini vurguladı.
Türk, "Gerçekçi bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Gazze, KDC'nin doğusunda ve şimdi de Tayland ile Kamboçya arasında anlaşmalar henüz sahada sivillerin etkin şekilde korunmasına dönüşmedi." ifadelerini kullandı.
"İsrail'deki iç hesap verebilirlik mekanizmalarının işe yaramadığını düşünüyoruz"
AA muhabirinin, "İsrail'in Gazze'de yaptıklarından sonra dünya genelinde uluslararası hukukun etkinliği sorgulanıyor. Sizce bu güvenin yeniden kazanılması ve İsrail'in hesap verebilirliğinin sağlanması için ne yapılması gerekiyor. Bu konuda BM'nin ve üye ülkelerin üzerine düşen görev nedir?" sorusunu yanıtlayan Türk, uluslararası hukukun varlığının önemine dikkati çekti.
Türk, "Uluslararası hukuk, saygı duyulmadığı veya büyük ölçüde ihlal edildiği için değişmez. Uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve uluslararası insan hakları hukukuna sahip olduğumuz için çok minnettar olmalıyız çünkü bu bize durumları değerlendirmek için bir temel ve ölçüt sağlıyor ve hesap verebilirlik çok önemli." yorumunu yaptı.
Hesap verebilirliğin çok sık unutulduğuna işaret eden Türk, özellikle Gazze konusu ve diğer tüm durumlarda, hesap verebilirliğin iç hukukun ötesinde de geçerli olduğunu söyledi.
Türk, "İsrail'deki iç hesap verebilirlik mekanizmalarıyla ilgili sorunlarımız oldu ve bunların işe yaramadığını düşünüyoruz.
Uluslararası hesap verebilirliğe ihtiyacımız var. (İsrail'in Gazze'de işlediği suçlarla ilgili) Devam eden bir Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) süreci var ve bu çok önemli. Uluslararası hukukun gerçekten işe yaradığından emin olmamızın tek yolu bu. Uluslararası hukuk uygulanmazsa ve bir durumda işe yaramazsa hepimiz çok endişelenmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
AA muhabirinin, İsrail'in Gazze'deki sözde sarı hat bölgesindeki saldırıları ve İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, sarı hattın "artık Gazze ile İsrail arasında yeni sınırı oluşturduğu" yönündeki açıklamasıyla ilgili soruya da yanıt veren Türk, buradaki mevcut durumdan endişeli olduklarını bildirdi.
Türk, "Gazze'de varılan ateşkesin ardından 350'den fazla saldırı kaydettik ve bunların hepsi sözde sarı hattın yakınlarında gerçekleşti. En az 121 Filistinli öldürüldü, bunların arasında 7 kadın, 13 çocuk ve birçok kişi de yaralandı. Dolayısıyla bunu belgelemeye ve çok dikkatli bir şekilde izlemeye devam ediyoruz." dedi.
Tüm taraflara ateşkese uymaları çağrısında bulunan Türk, BM Güvenlik Konseyi kararının, herhangi bir sınır veya benzeri bir durumu tanımlamama konusunda "çok açık" olduğunu ve buna saygı gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
AA