BiHaber televizyon kanalımızda görmüşsünüzdür; NATO’nun genel merkezini ziyaret eden gazetecimiz içeri alınmamış, elleri ceplerinde olan karargâh yöneticileri haber ekibimizle dalga geçmiş ve basın hürriyetini zedeleyen hareketlerde bulunmuştu. Araştırmacı gazeteciliğin hakkını vermek isteyen muhabirimiz yılmadı ve genel merkez yakınlarındaki çöplüğü inceledi. Ne buldu biliyor musunuz, F-35 projesinin şifrelerini buldu! F harfinin neyin kısaltması olduğunu söylememe gerek yok sanırım... Sonra, 35 nerenin plakası? Şimdi anladınız mı şifreyi? Bizi zorla içine çekmek istedikleri proje bu!
Bu F-35’leri var ya, basit bir hacker bile düşürebiliyormuş, biliyor muydunuz? Hacker’lar internette çalışır. İnternet aslında ağ demektir. Ağ nedir? Trikotajın esasıdır. Yani tekstilin. Hoop, konu geldi mi fanilaya, çoraba… Afedersiniz fanila veya çorapla bile düşürülebilen bir uçağı bize satmaya çalışıyorlar. Ama karşılarında o her sözlerine kayıtsız şartsız inanan eski Türkiye yok!
7 Haziran seçimlerinden önce biz ne demiştik, “en az 400 lâzım” demiştik. Şimdi de diyoruz ki “en es 400 lâzım!” Şairden ilham aldığımız gibi söyleyelim: “bir hava savunma sistemi aldık, mukaddes mi mukaddes, eyyy kahpe füze, artık nereden esersen es!” Bakın, alacağız demiyorum, aldık diyorum... Hepimize hayırlı olsun!