Güney Afrika'nın Lahey Büyükelçisi Vusi Madonsela, Uluslararası Adalet Divanı'ndaki soykırım davasının açılmasından bu yana Gazze'deki durumun çok daha kötüleştiğini belirterek İsrail'in mahkemenin geçici tedbirlerine uymaya isteksiz olduğunu söyledi.
Büyükelçi Madonsela, yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın İsrail aleyhine UAD'de açtığı soykırım davasından bu yana Gazze'deki durumun değerlendirilmesini yaptı.
Güney Afrikalı Büyükelçi, "Güney Afrika'nın UAD'ye başvuru kararının doğru olduğuna inanıyoruz. O zamanki durum ciddiydi ve durumun çok daha kötüleştiğine inanıyoruz. Bu da Güney Afrika'nın mahkemeye ilk etapta geçici tedbirler almak amacıyla başvurma kararının doğruluğunu pekiştiriyor." yorumunu yaptı.
İsrail'in geçici tedbirlere uymaya isteksiz olduğunu belirten Madonsela, "Uluslararası toplumun kendisi de görebiliyor ki İsrail geçici tedbirlere uysaydı (Gazze’de) bugünkü durum olmazdı." ifadelerini kullandı.
İnsanlar yemek kuyruğunda öldürülüyor
Büyükelçi, UAD'nin sadece bir değil üç geçici tedbir kararı verdiğini hatırlatarak, "Bu üç geçici tedbir kararının hepsinde ortak olan önlemlerden biri insani yardımın dağıtılması veya Gazze'de yaşayan Filistin toplumunun güvenli, kısıtlamasız ve engelsiz insani yardıma ulaşmasının sağlanmasıydı." dedi.
İsrail'in insani yardım dağıtımını bir ölüm tuzağına dönüştürdüğünü belirten Madonsela, şöyle devam etti:
"İsrail'in mevcut insani yardım dağıtım mekanizmasıyla aldığı önlemler kesinlikle geçen yıl mahkemenin açıkladığı geçici tedbirlerle tutarlı değil. Mahkeme engelsiz insani yardım erişimine izin verilmesi gerektiğini çok açık şekilde belirtti. Evlerimizde televizyon ekranlarında canlı olarak gördüğümüz şey, birçok insanın yemek kuyruğunda beklerken öldürülmeye devam etmesi. Gençler, kadınlar acımasızca öldürülüyor. Bu da insani yardımın serbestçe ulaştırılmadığı anlamına geliyor."
İsrail'in Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini yasaklamasını eleştiren Madonsela, "Gazze'ye yardım getirmek için bazı girişimler oldu ancak İsrail hükümeti bunları engelledi. Bu yardımı sağlama yetkisine sahip BM kurumu UNRWA'nın, İsrail devleti içinde faaliyet göstermesi ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere erişimi yasaklandı. Bu tek başına mahkemenin geçici tedbirlerine uyulmaması anlamına geliyor." diye konuştu.
Soykırım davasındaki son durum
Büyükelçi, dava sürecinin ayrıntılarını açıklayarak, "İlk başvurumuz Gazze'de neler olduğunu ayrıntılı olarak ortaya koydu ve soykırım olasılığını gösteren kapsamlı kanıtlarla desteklendi. Bu nedenle mahkemenin bize geçici tedbirler verdiğini düşünüyoruz." dedi.
Güney Afrika'nın 28 Ekim 2024'te esasa ilişkin dilekçesini verdiğini belirten Büyükelçi Madonsela, "İsrail başlangıçta 28 Temmuz'da cevap dilekçesini vermek zorundaydı ancak avukatlarının Mayıs'ta UNRWA ile ilgili danışma görüşüne odaklanması gerektiğini gerekçe göstererek mahkemeden ek süre istediler. Mahkeme bunu değerlendirdi ve İsrail'in cevap dilekçesi tarihini Ocak 2026'ya kadar uzattı." şeklinde konuştu.
Büyükelçi, zaman kaybının endişe verici olduğunu vurgulayarak, "Soykırım Sözleşmesi'nin temel amacı soykırımı cezalandırmak değil önlemektir. Dava ne kadar geç neticelenirse, soykırımın devam etmesine o kadar çok fırsat tanınmış olur. En büyük endişemiz, davanın esas aşamasına gelindiğinde Filistin halkına karşı soykırım yapma niyetlerinin tamamen hayata geçirilmiş olması." ifadesini kullandı.
İsrail'in işgal altındaki toprakları kesinlikle bir yıl içinde terk etmesi gerektiğini belirten danışma görüşüne uymadığını anlatan Madonsela, "O danışma görüşünün yıl dönümüne hızla yaklaşıyoruz ve İsrail'in danışma görüşüne uymaya hazırlandığına dair hiçbir işaret görmüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
İnsani şehir önerisi aslında toplama kampı
İsrail'in Gazze'nin Refah bölümünü insani şehre dönüştürme önerisini değerlendiren Madonsela, "Bu sözde insani kamp bizim görüşümüze göre bir toplama kampı ve kesinlikle işgale karşı danışma görüşüne aykırıdır." dedi.
Büyükelçi, devletlerin soykırımı önleme yükümlülüğü olduğunu hatırlatarak, "Mahkeme bize geçici tedbirler verirken, bu tedbirleri uygulamak mahkemenin sorumluluğu değil. Sözleşmeye taraf devletlerin soykırımı önlemek için ellerinden geleni yapma yükümlülüğü var. BM Güvenlik Konseyi gibi Birleşmiş Milletler kurumlarının da mahkemenin kararlarına uyulmasını sağlayarak kararları hayata geçirme yükümlülüğü var." diye konuştu.
Madonsela, BM Güvenlik Konseyi'ndeki ateşkes girişimlerinin engellendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu nedenle ateşkes anlaşmasına ulaşmak için defalarca girişimde bulunuldu. Ancak açıkça hepimizin bildiği gibi, önerilen kararlar zaman zaman veto edildi ve sonuçta henüz ateşkes sağlanamadı. Ateşkes konusunda devam eden müzakereler var. Filistin halkının bu konudaki geleceği için ne getireceğini bilmiyoruz."
AA