Türkiye, buğdayı besin değeri sıfıra indikten sonra kullanıyor. CNN Türk’ün haberine göre, 300-350 bar basınç altında bitkilerin kalbine ulaşan teknoloji acı bir gerçeği haber veriyor. Yediğimiz ekmek, kullandığımız un o bildiğimiz buğday unuyla yapılmıyor. Buğdayın yani ekmeğin besin değeri eksiltiliyor. Buğdayın özü “ruşeym.” En faydalı yanı E vitamini deposu olması. Ama sofraya gelmiyor, ekmeğe una konmuyor.
Ruşeym uzmanı olan Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, “Raf ömrü kısalıyor” diye ruşeymin undan çıkarılıp atılmasına tepki gösterdi. Prof. Dr. Birincioğlu: “Buğday, ruşeyminin içinde alfatokoferol dediğimiz doğal E vitamini vardır. Doğal E vitamini, vücuttaki bir çok onarım faaliyetlerinde destekleyici olarak kullanılabilir” dedi.
RUŞEYM UN FABRİKALARININ KURBANI OLDU
Anadolu’da eskiden ekmeklerin ruşeymle birlikte yapıldığını ancak un fabrikalarının ruşeymi dışlandığını savunan Prof. Dr. Birincioğlu, “Ekmeğin uzun dayanması, beyaz olması, görüntüsünün iyi olması için ruşeym kullanılmıyor. Elekler vasıtasıyla devre dışı bırakıldığı için en kıymetli kısımdan istifade edemeyiz” diye konuştu. Aynı zamanda bir farmakolog olan Birincioğlu, buğday ruşeyminin hayati ve stratejik bir ürün olarak görüyor. Ruşeymin altın değerinde olduğunu vurgulayan Birincioğlu şöyle devam etti: “Ekmekte gelmiyor önümüze soframıza o E vitamini deposu, ama artık sokağa da atılmıyor. Unun ekmeğin içinde değil, ama bağışıklık sistemini güçlendirecek şifa olarak yeni nesillere ulaşabiliyor.