Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Hanımlara üç ihtar!



Hanımlar Rehberi Bediüzzaman Hazretlerinin "Bu zamanda taife-i nisa gençlerden daha ziyade bir rehbere muhtaç" tesbitiyle kaleme aldığı bir eser.

"Sizin için yazdığım bu dersimi, okuyan ve kabul eden bütün hemşirelerimi, bütün mânevî kazançlarıma ve duâlarıma dahil etmeye karar verdim" diyen Bediüzzaman Hazretleri, büyük değişimlerin gerçekleştiği 1920'lerin 30'ların Türkiye'sinde, Anadolu'da bir "iman inkılâbı" gerçekleştirdi.

Hanımlar da bu imanî inkılâp hareketi içinde, Bediüzzaman'a yardım eden eşlerine maddî-mânevî destek vererek, ya da hemcinsleriyle imanî sohbetler düzenleyerek yer aldılar. Her şeyden önce evlerini bir Nur Medresesine dönüştürdüler…

Kadının sosyal hayatta, aile içinde, mânevî dünyasındaki "varlığının" Yaratıcısına yakın olma, Onun rızası dairesinde hareket etme, yani kul olma bilinci ile mümkün olduğunu delillerle izah eden Bediüzzaman Hazretleri, eserinde hanımları üç noktada ikaz ediyor:

1. Şefkatin suiistimali.

2. Aile hayatındaki problemlerde kulluktan uzak tavırlar sergileyebilme tehlikesi.

3. Meşrû daire içindeki zevklere lezzetlere, keyiflere "iktifa" ve "kanaat" etmeme.

Kadını kulluk duruşundan uzaklaştırma tehlikesi olan davranışlar, üç ana başlık altında toplanıyor. Bu durum ifsat amacıyla kurulan "komite"lerce de teşvik edildiğinden, Bediüzzaman Hazretleri kadınları imanî bakış açısıyla dikkatli hareket etmeye dâvet ediyor.

"Ben her şeyi bilirim" havalarını bir yana atıp, sanki ilk defa okuyormuş gibi Hanımlar Rehberini dikkatle mütalâa etmekte fayda var. Pek çok sorumuzun cevabını satırların arasında bize gülümserken bulacağız…

Bu arada Hanımlar Rehberi'nde erkek psikolojisi ile ilgili son derece ilginç ve aktüel tesbitlerin aktarıldığı bölümler olduğunu da hatırlatalım…

Kadınlar neden çok konuşur?

Osmanlıda mezar taşları kültürü ile ilgili bir yazıda, (Evet, ecdadımız yaşarken, fikir ve estetiğe verdiği değeri, öldüğünde mezarının taşına da yansıtmış…) "Karı dırdırından vefat etti" cümlesinin bir mezar taşında yer aldığı da ifade ediliyordu.

Şaka bir yana, istisnaları olsa da kadınların erkeklerden daha fazla konuştuğu bir gerçek. Yapılan bilimsel çalışmalar da bunu doğrular nitelikte. Hatta, ana rahminde bile kız bebeklerin erkek bebeklere nazaran daha fazla ağız hareketleri yaptığı tesbit edilmiş. Dişi hayvanlarda bile bu geçerli…

Araştırmalarda kadınlar ve erkekler arasındaki bu biyolojik farklılık, şu başlıklar altında toplanıyor:

1. Kadın üzüntülü olduğunda kendini iyi hissetmek için konuşma eğilimindedir. Erkek susmayı tercih eder.

2. Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştırır.

3. İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter. Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiya-cını arttırır.

4. Kadın bilgi paylaşımı için konuşur. Erkek için ise, konuşmak, sadece bilgi aktarma işidir.

(Prof. Dr. Nevzat Tahran, Kadın Psikolojisi, s.29.)

"Ya hayır söyle, ya da sus!" düsturunu da unutmayarak bu ilmî gerçekleri göz ardı etmemekte fayda var. Ne dersiniz?

Ademler ve Havvalar

Bilim adamları kadın ve erkek beyinlerinin tümüyle farklı çalıştığını uzun zamandır ifade ediyorlardı. Son araştırmalar, sadece beyinlerin değil, tüm beden yapısının da farklı olduğunu gösteriyor.

Havvalar:

Hisler: Kadınlar erkeklerden beş kat daha fazla ağlıyorlar. Erkeklerden daha iyi duyuyor ve koku alıyorlar.

Kan basıncı: Menopoz dönemine kadar kadınların kan basıncı erkeklere göre daha düşük seviyede seyreder. Ancak ileri yaşlarda bu denge kaybolur. Kadınların % 59'unda yüksek tansiyon görülürken, erkeklerin % 39'u tansiyon yüksekliğinden şikâyet eder.

Kemikler: Kadınların kemikleri daha yumuşak ve çarpmalara karşı daha kırılgan.

Ademler:

Kalp: Erkek kalbi daha büyük, daha yavaş atıyor. Kadın kalbi dakikada ortalama 80 kez atarken, erkek kalbi 72 kez çarpıyor.

Ciğerler: Erkek ciğeri kadınınkine göre % 50 daha büyük hacme sahip. Sigara içen veya pasif içici olan kadınların akciğer kanserine yakalanma riski, erkeklere göre dört kat daha fazla.

Deri: Erkek cildi daha çok ter bezi içerir ve yağlıdır. Kadın cildi ise, daha kuru ve incedir.

Mide: Erkeklerin midesi daha çok mide asidi üretir ve mide yanmasından daha çok etkilenirler.

Anlayacağınız kadınların beyni de, kalbi de erkeklerden farklı çalışıyor. Ama bununla birlikte birbirlerinin zayıf ve güçlü yönlerini dengeleyip, tamamlıyorlar…

13.08.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.08.2006) - Büyülendiniz mi?

  (30.07.2006) - Paralanırken paralanmayalım!...

  (23.07.2006) - Rüzgârların önündeki kuru yapraklar…

  (16.07.2006) - Ayaklarımızı yere sağlam basalım…

  (09.07.2006) - Akdeniz notları

  (02.07.2006) - Farklı bir açıdan öfke

  (26.06.2006) - İran, Irak’a benzemez…

  (18.06.2006) - Aile kurumunu koruma programları

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004