Ahmet BATTAL |
|
HSYK’nın iki acil görevi |
Her devlet kurumunun, her problemi kendi konusu gibi görmesi gerekmez. Zaten herkesin her şeyi bilmesine de gerek yok. (Bu cümle, aynı zamanda, bendenizden, “füze kalkanı”, “avro ineni”(!) ve “balon söneni”(?) hakkında da yazı isteyen muhterem okuyucularıma da bir cevaptır:). Ama yeni HSYK’nın acilen ilgilenmesi gereken iki problem var: Birincisi hakim ve savcı adaylarının staj meselesi. Hukuk fakültesi mezunları adliyelerde hakim ve savcı olmadan önce iki yıl süreyle staj yapmak zorunda. Yine hukuk ve siyasal/iktisat/işletme mezunları da idare ve vergi mahkemelerinde hakim olabilmek için iki yıl staj yapmak zorunda. Bu staj süreci, ülkemizde çok zamandan bu yana maalesef çok verimsiz. Deyim yerindeyse “boş geçen” bir dönem. Verimsizliği gidermek için sistemde çeşitli değişiklikler yapıldı ve yenileri de tartışılıyor. Meselâ yirmi sene önce stajın içine altı aylık teorik eğitim de eklendi. (Bu maksatla Adalet Bakanlığınca Hakim-Savcı Eğitim Merkezi kuruldu. Merkez sonradan daha da ciddî bir kurumsal yapıya kavuştu, Adalet Akademisine dönüştürüldü). Bu iki yıllık staj, zaman zaman, hakim savcı ihtiyacının karşılanması gerekçesiyle bir yıla da indiriliyor. Ama bu da sadece verimsizliğin süresini kısaltıyor. Verimsizliğin iki önemli sebebi var: Öncelikle, stajyerler “bu iş kürsüye çıkmadan öğrenilmez, şimdilik süreyi dolduralım, bekleyelim de hakimliği/savcılığı işe başlayınca öğrenelim” havasındalar. Bu sebebin bertaraf edilmesinin bir yolu, stajyere bu aşamada da imza yetkisi ve sorumluluk vermek. Ancak bunun için ilgili kanunda değişiklik yapılması lazım. Adalet Bakanlığının bir çalışma yaptığını “hep” duyuyoruz. Olur inşallah. Ama verimsizliğin ikinci bir sebebi daha var. Üstelik bunun çözümü için kanuna gerek yok. Doğrudan HSYK.nın çözebileceği türden bir disiplin ve planlama problemi. Şöyle; Bilhassa büyük şehirlerdeki mahkemelerde, stajyerleri kontrol etmekle görevli hakimlerin ve savcıların çok azı bu görevi tam layıkıyla yapıyor. Geri kalanı, stajyere maalesef, “sabah gel, imzanı at git” diyor. Bir kısmı haklı: İş yükü altında ezilmiş, “bir de stajyeri eğitmek işi ile mi uğraşayım” diyor. Bir kısmı da iş yükünü bahane ediyor ama aslında stajyeri gün boyu odasına alıp her işine ortak etmek istemiyor. Deyim yerindeyse aslında olmayan bir mahremiyet alanını, lüzumsuz ve kanunsuz biçimde kendisi için var sayıyor. Çözüm basit: Hakimleri ve savcıları bu ko-nuda daha sıkı denetlemek ve belki de onları stajyer eğitimine teşvik edecek mekanizmalar kurmak. Bu görev HSYK’ya ait. Bekleyeceğiz. HSYK’nın çözmesi beklenen ikinci konu, içtihatların ulaşılabilirliği hususu. AYM, anayasa gereği kendi içtihatlarını resmi gazetede ve web sayfasında yayınlıyor. Merak eden bulup okuyabiliyor. Ama Danıştay ve Yargıtay da birer içtihat kurumu olmalarına rağmen verdikleri kararların sadece çok azını Yargıtay/Danıştay Kararları Dergisinde ve kurumsal web sayfalarında yayınlıyorlar, geri kalanlarını ise bulabilen para kazanıyor. Garip ama bu kararları elde edip derleyip yayınlayan ve bu işten para kazanan, kitap satıcısı “yayın”cılar ve hatta hukuk satıcısı “hukuk”çular var. Hâlbuki, yargı kararları, bu kararları yazan-ların ve imzalayanların, üzerinde telif hakkı iddia edemeyeceği biçimde “kamu malı”. Daha da önemlisi, yargılamanın aleniliği anayasal ilkesi sebebiyle, dileyen herkes, -gizlilik kararı alınan duruşmalar hariç- mahkeme celselerini izleyebileceği gibi kararı da dinleyebilir. Kısacası mahkeme kararlarını gizlemenin hiçbir haklı gerekçesi yok. Hele yüksek mahkeme kararların, “emsal”, “yol gösterici”, “içtihat” olduğu düşünüldüğünde, “bütününün” yayınlanması, hem “bilgi toplumunda hukuk”u geliştirir hem de şeffaflık yardımıyla bu yargı organlarının kamuoyunca denetlenmesini sağlar. İnternet yayıncılığının olmadığı eski dönemde kararların yayınlanmasının devlet için bir maliyeti vardı ve bu haklı bir mazeret idi. Oysa şimdi e-devlet’te iddialıyız. Ulusal Yargı Ağı Portalı’nın (UYAP) yargı kararları kısmının web üzerinden kamuya açılması yeterli. Hukuk devletini geliştirmek iddiasıyla yola çıkanların oluşturduğu yeni HSYK’nın, yargıda, önce tam denetimi ve şeffaflığı sağlamasını bekliyoruz. 30.11.2010 E-Posta: [email protected] |