Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Abdurrahman ŞEN

“Mevlânâ’nın Yılı”na hazırlanılırken...



Malûm, UNESCO, önümüzdeki 2007 yılını bütün dünyada “Mevlânâ Yılı” ilân etti. Biz de zaman zaman bu sütunlardan, Sarmaşık sayfalarından bu yılın Mevlânâ’nın adına yakışacak biçimde kutlanması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekip durduk…

Bu konuda yapılan, yapılmakta olan kimi ciddî hazırlıkların olması güzel… Sayısal anlamda yeterli olmasa da bu çalışmaların yapılmış olması ve yapılmaya hazırlanılması güzel…

Yapılmış olan hazırlıkların belki de en önemlisi; Mevlânâ’nın asırları aşıp taptaze biçimde günümüze de yol gösteren eseri Mesnevî’nin 20 dilde yayınlanmakta oluşu. Bu faaliyetin başlatıcısı sıfatıyla, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Av. Tahir Akyürek ile Sarmaşık Dergisi adına sevgili kardeşim Av. Ahmet Önçırak konuştu. Sayın başkan Akyürek’in bu konuda anlattıklarını, verdiği bilgileri sizlerle de paylaşmak isterim: “Mesnevî, bugün tüm dünyada bilinen ve en çok okunan kitaplar arasında ilk sıralarda yer alan ve Konya’da yazılmış en önemli eserlerden biridir. Tüm dünyanın teveccühü göz önüne alındığında gerek Aralık ayında ülkemize gelen turistlere bu eserin kendi dillerinde sunulması gerekse ülkemizin kültürel değerlerine sahip çıkılarak insanlığın hizmetine sunulması oldukça önemlidir. Bu amaç doğrultusunda dünya üzerinde yoğunlukla konuşulan 20 dilde Mesnevî’nin çevirisini, Konya Büyükşehir Belediyesi olarak planladık. Bu önemli adımın ilk beş kitabı olarak Farsça orijinali ve Türkçe, İngilizce, İtalyanca, Almanca tercümesi yayınlanmıştır. 2007 yılının UNESCO tarafından ‘Mevlânâ Yılı’ ilan edilmesi de göz önüne alındığında dünyada önemli bir ağırlığı olacağını ümit ettiğimiz bu projenin ülkemizin değerlerinin dünya kültürü ile bütünleşme sürecinde önemli bir yer tutacağını düşünüyoruz.

/…/ Mesnevî tercümeleri 2006 yılı içerisinde Rusça, Fransızca, Boşnakça, Urduca, Arapça, Türkmence, Arnavutça gibi dillere çevrilerek 2007’de 20 dile tamamlanacak...

/…/ Çevirilerde öncelikli olarak ifadelerin, kitabın literatürüne hâkim ve dil konusunda uzman kişilerce yapılmasını aramaktayız. Bunun yanı sıra önceden yapılmış çeviriler akademisyenlere inceletilmektedir. Diller seçilirken yoğun kullanımda olan dillerin olması dikkate alınmaktadır. /…/ Özellikle yurt dışından gelen misafirler için kendi dillerinde Mesnevî sunmak en güzel hediye olarak görülmektedir. Genellikle ikişer bin adet basımı yapılan Mesnevî’lerin talepler doğrultusunda ikinci baskılarının gerçekleştirileceği müjdesini de sizin aracılığınızla buradan vermek istiyorum.”

Mevlânâ adına tiyatro festivali de var!

Bu haberi de medyadan duyduk ve sevindik…

Haberin girişine göz atınca, umutla bir şeyler beklememiz gerektiğini düşünüyoruz elbette: “UNESCO’nun Mevlânâ’nın 2007’de üye ülkelerde anılması yolundaki tavsiye kararının ardından, Konya Devlet Tiyatrosu da sanatsal faaliyetler kapsamında ‘Uluslar arası Tiyatro Festivali’ düzenlemek için çalışmalara başladı.

UNESCO’nun Mevlânâ’nın 2007’de üye ülkelerde anılması yolundaki tavsiye kararının ardından, Konya Devlet Tiyatrosu da sanatsal faaliyetler kapsamında ‘Uluslar arası Tiyatro Festivali’ düzenlemek için çalışmalara başladı. Konya ve Türkiye’nin tanıtımı için önemli fırsat olarak kabul edilen 2007 Mevlânâ Yılı için planlanan faaliyetlerin hazırlıkları sürüyor. Konya Devlet Tiyatrosu Müdürü Yıldırım Gücük, 2007 Mevlânâ Yılı’ndaki faaliyetlere katkıda bulunmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Tiyatro binasında yürütülen genişletme ve yenileme çalışmaları nedeniyle yapılan tadilata rağmen, Mevlânâ yılı etkinlikleri kapsamında sınırlı da olsa bazı projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Gücük; ‘Mevlânâ’yı anma faaliyetleri ve 2007 Mevlânâ Yılı dolayısıyla bir çocuk oyunu ve uluslar arası tiyatro festivali projemiz var’ dedi.

Gücük, Aralık ayında geleneksel olarak Konya’da düzenlenen Mevlânâ’yı Anma Faaliyetleri kapsamında, bir çocuk oyunu sahneleneceğini ifade ederek; ‘Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü Ömer Naci Topçu’nun Mevlânâ’dan esinlenerek yazdığı “Oradaki Bilgelik Ağacın Altında” adlı yeni bir senaryo var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayından geçmesini bekliyoruz. Onaylandığı takdirde, bu senaryoya göre provalara başlanacak’ dedi.”

... Ve Mevlânâ sinemaya da aktarılacak!

UNESCO tarafından “Mevlânâ Yılı” olarak ilan edilen 2007 yılında bu sahada yapılacak çalışmalardan belki de en geniş alana hitap edebilecek olanı, o gönüller sultanının sinemaya aktarılacak olması kuşkusuz…

Bugüne kadar yapılan bir iki çalışmanın, günümüzdeki yetersizliğini düşünürsek, tarihî konularda ve biyografik çabalardaki beceriksizliklerimizi de göz önüne alırsak; Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı önderliğinde başlayan sinema çalışmalarının anlamı da ortaya çıkar…

Yukarıda ifade ettiğim görüşmede, Av. Ahmet Önçırak kardeşimin Sarmaşık adına yaptığı söyleşide, film konusunda sayın başkan Av. Tahir Akyürek’in verdiği müjde de şöyle: “Bilindiği gibi 1970’li yıllarda TRT tarafından yapılan ‘Mevlânâ’ filmi o dönemde sinema seyircisi ve halkımız tarafından ilgiyle izlenmişti. Günümüzde Hazret-i Mevlânâ’ya olan ilginin artması ve dönemle alâkalı yeni verilerin ortaya çıkması bu alanda yeni bir çalışmanın yapılması ihtiyacını ortaya çıkardı. Gerek Kültür Bakanlığı gerekse bu işin uzmanı kişilerle görüşmeler yapıldı. Sinema filmi senaryosu yazdırılması hakkında senarist arayışımız neticesinde senarist, yazar, eleştirmen Ömer Lütfi Mete Bey’le irtibata geçildi. Hazret-i Mevlânâ sinema filminin senaryo çalışmasına geçtiğimiz Aralık ayında senarist Ömer Lütfi Mete tarafından başlandı. Ömer Bey Aralık ayının on beş gün öncesinden Aralık ayının sonuna kadar şehrimizde kalarak ilkyazımı tamamladı. İlkyazımın tesliminin akabinde arkadaşlarımızın senaryo üzerindeki kritik ve eleştirileri doğrultusunda ikinci yazım da yapıldı.

/.../ Bilindiği gibi UNESCO 2007 yılını Mevlânâ yılı olarak ilan etti. Bizim amacımız 2007 Aralık’ında bu filmi tamamlamak ve tüm dünyada sinemaseverlerin beğenisine sunmaktır. Senaryoyu yurt dışında sinema bağlamında ülkemizin yüzünü ağartan sinema uzmanlarına da gönderip onların öngörülerini de alarak kaliteli bir yapım olmasını arzu ediyoruz. Bu bağlamda, tamamlanmış Mevlânâ sinema filmi senaryosunu İngilizceye tercüme ettirdik.

/.../Projenin senaryo bölümü bitirildikten sonra filmin yönetmeni tarafından düşünülecek bir konu da başrol oyuncusunun kim olacağıdır... Ama biz dünya çapında san’atıyla öne çıkmış oyunculardan birini düşünüyoruz./……/Tabi ki yurt dışından oyuncuları da düşünüyoruz.

/.../ Proje, uluslar arası çapta beğeniye sunulacak bir organizedir. Bu bağlamda maliyeti de o oranda büyük olacaktır tabiatıyla... Projenin tamamının Büyükşehir belediyemiz tarafından gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor. Size şu anda net bir rakam vermemekle birlikte şunu söyleyebilirim; Hazret-i Mevlânâ’yı anlatacak sinema filmi, son yıllarda yapılmış en iyi yapımlardan biri olacaktır.

Hazret-i Mevlânâ’nın ‘Olduğum gibi kim görebilir beni, ne rengim var benim ne nişanım’ sözü aslında tam da burada bize bir işarettir. O’nu anlatmak aslında tek başına insanı, yani kâmil insanı, insanlığı ve insanlığın gerçek değerlerini, insanlığa Cenâb-ı Hakk tarafından lütfedilmiş eşsiz güzellikleri anlatmaktır. Hazret’in her devrin insanlarına hitabı vardır. Her devrin insanları bu sözlerden ne kadar alabilmiştir? Biz de ne alabilirsek O’nu anlatacağız. Hayatının bir kısmı, bir kesiti veya her devrin insanlarına bıraktığı zaman ve mekân üstü sözler… Bunların bir bölümü veya hepsi olacak. Hazret buyuruyor ki; ‘Ben bir denizim, kendi varlığı içinde taşan, uçsuz bucaksız, alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz...’ Gayemiz yine Hazret’in ifadesiyle; ‘O şeker gibi candan bir nebzecik”’ alabilmektir.”

17.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.09.2006) - Mevlânâ’yı anmaya hazır mıyız?

  (27.08.2006) - Niye ki?

  (20.08.2006) - Altın Portakal heyecanı artıyor…

  (13.08.2006) - “sanatalemi.net” hizmetinizde

  (06.08.2006) - Turizmdeki hâlimiz

  (30.07.2006) - Gazeteci hatıraları

  (23.07.2006) - Türk tiyatrosu var mı?

  (09.07.2006) - “İlericilik-gericilik” üstüne…

  (02.07.2006) - Kenan Evren Sibel Can’ı dinleyince!

  (18.06.2006) - Akıl verenleri gördükçe

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004