Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sami CEBECİ

Ödemiş ve Tire ziyaretleri



Balgat Camiindeki Cuma vaâzından sonra sür’atle Esenboğa Havaalanına ulaştık. İkindi namazını müteâkiben bindiğimiz THY uçağı birkaç dakika içinde bulutların üstüne yükseldi.

On bin metrenin üstündeki bir yükseklikten uçarken bulutlar altımızda pamuk tarlalarını andırıyordu. Yol arkadaşlarım, araştırmacı kameraman Ahmet Genç ile Halil Yıldız’dı. Farklı koltuklardaydık. Yan koltuğumdaki genç adam bir işletmeciydi. Sol tarafımda ise yaşlı bir bayan vardı. Bir saat süren yolculuğun sonuna doğru genç adama dedim: “Bundan sonra bir uçak daha kalkıyor biliyor musunuz?” Önce şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi. İlâve ettim: “Fakat o uçağın sadece gidiş bileti var, dönüş bileti yok. Hem de her an kalkabilir.” Güldü, ne demek istediğimi anlamıştı. “Allah, iman ve Kur’ân selâmeti versin” dedi. Sohbet dînî konulara kayıvermişti. Annesini hacca gönderdiğini, bu sene babasını da göndereceğini söyledi. Kendisinin ibadet cihetinde zayıf olduğunu, ancak kendisini toparlamak istediğini ifâde etti. Yandaki yaşlı bayan da güzel bazı şeyler söyledi. Bir hadis-i şerif var dedim: “Allah’ın kendisine altmış sene ömür verdiği halde âhiretini kazanamayan bir kişinin, Allah’a söyleyebileceği hiçbir mazereti kalmaz.” Her ikisi de tasdik ettiler. Yaşlı bayan açıktı, fakat inançlıydı. Vazifesini yapamasa da gereğine inanıyordu. Genç adamla Ankara’da tekrar buluşmak ümidiyle karşılıklı telefonlarımızı verdik. İzmir Adnan Menderes Havaalanına indiğimizde bir saatlik zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti.

Kadim dostumuz Mehmet Özkan terminalde bizi bekliyordu. Hasretle kucaklaştık ve Ödemiş yoluna koyulduk. Akşam namazını yolda eda ettik. Ege Bölgesi kış içinde âdeta bahar havası yaşıyordu. O akşam Ödemiş hizmet merkezindeyiz. Geniş salon doluydu. Tire’den katılanlar da vardı. İmanî dersler, soru ve cevaplı sohbetlerle üç saate yaklaşan zaman çabucak bitivermişti.

İman ve inkâr mücadelesi Hz. Âdem (as) zamanından beri devam ediyordu. Bu mücadele kıyamete kadar devam edecekti. Ehl-i dalâletin elinde akıl almaz silâhlar vardı. İslâma hizmet eden dînî cemaat ve grupları alt etmek için her türlü yolu denemek onlar için normaldi. Bir kuvvete ve kudrete dayanmaktan değil; Üstadın tesbit ettiği gibi, tahripten, fesattan, içlerine ihtilâf atmaktan, zayıf damarları tutmaktan ve aşılamaktan, hissiyat-ı nefsaniyeyi ve ağraz-ı şahsiyeyi tahrik etmekten, insanın mahiyetinde muzır madenler hükmünde bulunan fena istidatları işlettirmekten, şan ve şeref namıyla riyakârâne nefsin firavuniyetini okşamaktan ve vicdansızcasına tahribatlarından herkes korkmasından, ehl-i dalâlet yüzde on iken, yüzde doksan ehl-i imanı mağlûp ediyordu. Bilhassa, dînî cemaatlerin kimliğini oluşturan genetik kodlarıyla oynayarak onları melezleştirip tanınmaz hâle getirmek, dünya imkânlarını önüne sererek onları dünyevîleştirmek, umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan rahat düşkünlüğüne sevk edip kutsî hizmetlerinden alıkoymak gibi daha bir çok hile ve tuzaklar onlarda vardı ve kullanıyorlardı. Fakat, bizler inâyet altındaydık. Bir asra yaklaşan hizmet yolunda bütün engelleri aşarak gelmiş, orijinalliğimizi ve kimliğimizi aynen korumaya Allah’ın izniyle muvaffak olmuştuk. Üstattan tevârüs eden sahabe mesleği modeli güncelliğini koruyor ve bir kişinin daha imanını kurtarmaya çalışmak bir sevda halinde şahs-ı manevîde devam ediyordu. Aslı koruyarak yeni şeyler ilâve etme özelliğimizi muhafaza ediyorduk.

Cumartesi günü öğleden sonra Ödemişli hanım kardeşlerimizle, Nur mesleğinin temel prensiplerini ifade eden bir sohbetimizi Mehmet Beyle birlikte takdim ettik. İkindi namazından sonra, Ödemiş Radyo ve Televizyonundan yine Mehmet Beyle kırk beş dakikalık bir program icrâ ettik.

Cumartesi akşamı Tire hizmet merkezindeyiz. Beş katlı ve çok amaçlı müstakil bir binaydı. Geniş toplantı salonu hınca hınç doluydu. Avustralya’dan gelen tanıdık dostlar da vardı. Üç saat süren sohbet ve ders hepimiz için bir feyiz kaynağı olmuştu. Bediüzzaman, asırlardır yolu beklenen, hatta sahabeler tarafından bile yetişilmek emelinde olunan ahirzamanın en önemli şahsiyetiydi. İman noktasında tecdit vazifesi olduğu kadar, siyaset, cihad, saltanat gibi daha pek çok dairelerde vazifeleri vardı. “Siz, kime hizmet ettiğinizi, kime talebe olduğunuzu ve nasıl bir şahısla konuştuğunuzu biliyor musunuz?” ifadeleriyle vazifesinin büyüklüğüne işaret ediyordu. Tahrip cereyanlarının karşısında iman ve ahlâk itibariyle tamir görevini temsil ediyordu. Bu minval üzere sohbet uzayıp gitti.

Pazar günü, Avustralya’dan gelen Fatih Yargı kardeşin evindeki kahvaltıdan sonra, uzun yıllar Almanya’da Nur hizmetlerinde kahramanca koşturan ve hizmet yolunda iken ruhunu bir su içer gibi kolaylıkla Rabbine teslim eden Ahmet Avcu Ağabeyin kabrini, Gökçen beldesi mezarlığında ziyaret ederek Yasin-i Şerif okuduk, duâlar ettik. Kabrinin yapımı için Ersan Ağabey ilgileneceğini söyledi.

16.30 uçağıyla hareket ederek Ankara Esenboğa Havaalanına indiğimizde, akşam namazı yeni olmuştu. Üç arkadaş olarak, üç günlük hizmetin verdiği mânevî lezzetle ruhlarımız bayram yapıyordu.

24.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.01.2007) - Dünyaya ve âhirete çağıranlar

  (27.12.2006) - Dünyevîleşme hastalığı

  (20.12.2006) - Harika tasarım: Pankreas ve safra kesesi

  (13.12.2006) - Balıkesir yollarında...

  (07.12.2006) - İzmir'de iki gün

  (30.11.2006) - Solunum sistemindeki harikalar

  (22.11.2006) - Sindirimdeki mucizevî olaylar

  (15.11.2006) - Kalp hastalıkları ve günahlar

  (08.11.2006) - Maddî ve mânevî kalb

  (01.11.2006) - Solunum sistemindeki harikalar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004