Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

İhtilâli destekleyen siyasetçi



47 yıl önceki 27 Mayıs kanlı ihtilâlinin yıldönümünde, başka bir ihtilâl anayasası ile yönetiliyor olmak “AB yolundaki Türkiye”nin ayıplarından biri olsa gerek. İhtilal zincirinin ilk halkası olan 27 Mayıs 1960 ihtilâli, ülkemizi ‘ileri’ye götüreceğini iddia ettiği bir anayasa hazırlamıştı. Ne var ki, ‘örnek’ gösterilen bu anayasa ile Türkiye’nin yönetilemeyeceğini yine bizzat ihtilâlciler görmüştü.

Aradan yıllar geçti ve maalesef ihtilâl zincirlerine yenileri eklendi. 12 Eylül 1980 ihtilâli sonrası da güya ‘çok güzel yeni bir anayasa’ hazırlandı ve millete de zorla tasdik ettirildi. 1982 yılında kabul edilen mevcut anayasanın da Türkiye’ye uymadığı hemen anlaşıldı, ancak hiçbir siyasî iktidar bu ihtilâl anayasasını bir kenara bırakıp gerçek anlamda hürriyeti ve adaleti temin edebilecek bir anayasa hazırlayamadı.

Toplumun büyük ölçüde mutabakatını alarak bir anayasa hazırlamak elbette kolay değildir. Ancak, böyle bir yolu imkânsız görmek de mümkün değil. Siyasî partilerin ‘hata’sı, anayasadaki yanlışları/ eksikleri kısmî düzenlemelerle aşma niyetinde olmalarıdır. 1982 Anayasası bu güne kadar onlarca defa kısmî değişikliğe uğradı ve bugün gelinen noktada hâlâ problemler aşılabilmiş değil.

Dün toplanan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulunda konuşan Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni bir anayasa ihtiyacını dile getirerek takdir topladı.

Genel Kuruldaki konuşmasında, anayasa değişikliği konusundaki düşüncelerini ifade eden Rifat Hisarcıklıoğlu, 1982 Anayasasının miadını doldurduğunu hatırlattı. Anayasanın, yapılan çok sayıda değişikliklerle ‘’bir yamalı bohçaya döndüğünü, sistematiğini yitirdiğini’’ ifade eden Hisarcıklıoğlu, ‘’Artık yeni bir anayasa yazmanın zamanı gelmiştir. Yeni meclisimiz, yeni anayasayı katılımcı bir şekilde hazırlamalıdır’’ şeklinde konuştu.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun bu hatırlatması, zamanlaması açısından da önem taşıyor. Gönül arzu ediyor ki, bu hatırlatmayı ve gerekli adımları atmayı en başta siyasetçiler yapsın. Elbette siyasetçiler de zaman zaman bu konuda beyanlarda bulunuyor ve Türkiye’nin ihtilâl anayasasıyla yönetilemeyeceğine dikkat çekiyorlar. Ama onlara düşen, sadece hatırlatma değil bu konuda gerekli adımları atarak yeni bir anayasa hazırlamaktır.

Geniş bir konsensüs sağlayarak yeni bir anayasa hazırlamak elbette kolay değildir. Ancak Türkiye’nin rahatlaması için de kalıcı başka bir yol yoktur. Son günlerde yaşadığımız krizlerin sebebi, biraz da mevcut anayasadaki boşluklar ve değişik yorumlara kapı açan ifadeleri olsa gerek. Bütün bunların yanı sıra, sadece ifadelerin değişmesinin de çare olmayacağını, asıl değişimin; anlayışta, zihniyette ve yorumda olması gerektiğini akıldan çıkarmayalım.

Milletin içine sinebilecek bir anayasa hazırlanmasındaki engellerden biri de, kendileri siyasetçi oldukları halde ‘sivil siyasetçi’ gibi düşünmeyenlerdir. Örnek olması bakımından Prof. Dr. Ahmet İnsel’in CHP ile ilgili değerlendirmesine kulak vermek gerek: “CHP özellikle 2004’ten itibaren kendisini irtica ile mücadele cephesine çekti. Ve burada askerle bir tür zımni (örtük) ittifak oluşturdu. Ve 27 Nisan muhtırasına karşı hiçbir eleştiri dile getirmedi. CHP, askerin kritik zamanlarda müdahalesinin mümkün olduğu bir askerî vesayet rejimini kendisi açısından uygun görüyor.” (Nuriye Akman’ın röportajı, Zaman, 27 Mayıs 2007)

Eh, ‘muhalefet partisi’ böyle düşünürse, ihtilâl anayasalarından kurtulmak kolay olabilir mi?

28.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.05.2007) - İhtilâl zinciri kırılsın

  (26.05.2007) - Doğruyu savunmaktan bıkmayalım

  (25.05.2007) - Tünele girmeyelim!

  (24.05.2007) - Terörün hedefi

  (23.05.2007) - Yine başörtüsü

  (22.05.2007) - Futbol diye diye

  (21.05.2007) - Millet de rahatsız

  (20.05.2007) - Fedakârlık geçer akçe olacak

  (19.05.2007) - Haydin namaza!

  (17.05.2007) - Neden borcumuz var?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004