Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Neden borcumuz var?



Temel problemlerimizden olan; eğitim, sağlık ve sosyal meseleler üzerinde sadece ‘ilgili kişiler’ değil, işadamlarımız da yoğunlaşmış görünüyor. Böyle olması da çok önemli. Çünkü bu problemler sadece ilgili kişileri ve kurumları değil, bütün bir Türkiye’yi, hepimizi, doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiriyor.

Ortadoğu Eğitim Kurumları’nın kurucusu, işadamı Orhan Gazi Canıbeyaz da bu konulara merak saran isimlerden biri. Özel okulların eğitime katkı sağladığına dikkat çeken Canıbeyaz, şunu da sormadan edememiş: “Biz okulu açtığımız dönemlerde öğretmen de, hakim de, banka şefi de, mühendis de kısaca herses çocuğunu (özel okullarda) okutabiliyordu. Şimdi kim okutuyor diye soruyorum?”

Eğitim sisteminin düzelmesi için daha fazla yatırım yapılmasına da dikkat çeken işadamı, “Ana-baba okullarının çoğalması lâzım. Çünkü çocuk ilk eğitimini aileden alır. Biz, çocuklarımıza yıl içinde öğrettiklerimizin tatillerde unutulduğunu gördük. O yüzden bu konu çok önemli” şeklinde konuşmuş. (Çaykur Rizespor dergisi, Nisan 2007)

İşadamı Orhan Gazi Canıbeyaz’ın dikkat çektiği konuların bir kısmı da şöyle:

* “Herkesin evini süsleyen en büyük ileşitim aracı televizyonlara da devletin el atması şart. İçimizi dışımızı dizi yaptılar. Yapılsın, ama en azından hepsinde olmasa bile bir kısmında eğitimle ilgili mesajlar verilsin. (...) Artık kafamızı kumdan kaldırıp Türkiye’nin geleceği için doğru adımlar atmalıyız.”

* “Türkiye bir cennet. Her türlü turizm var. Bir iki sene adam gibi çalışsak, dünya devleri arasında yerimizi alırız. Herkes balkonunda biber dikse borcumuz kalmaz. Hep birlikte bir şeyler yapıp ülkemizi kalkındırmalıyız.(...) Hâlâ devlet memurlarının hizmet anlayışı yok. Bir iş yaptıracaksın kırk dereden su getirtiyorlar. Bu ülkenin sahibi, patronu vatandaştır. Vergiyi veren de, maaşı veren de vatandaştır. Bunlar çözülemeyecek problemler değildir. Sadece seçim zamanı vatandaş hatırlanmaz.”

* “Bizim nüfus kâğıdımızda İslâm yazıyor. Bunun mânâsını bilmek lâzım. Mânâsı da barıştır. Kendinle, Allah’la, toplumla, herkesle barışık olmalıyız. Bu vatan için verdiğimiz şehitleri unutmayalım.(...) Üstelik de Müslüman bir ülkeyiz. Allah bize zekât vermeyi nasip etmiş. Herkes zekâtını verse, fakir kalmaz.”

Bitki ürünleriyle ilgili ‘lider’ bir şirket de kurmuş olan işadamı Canıbeyaz, bu konudaki tesbitlerini de şöyle dile getirmiş: “Bitkilerin arkasında Allah’ın gücünü gördüm. Doğa, Allah’ın eczanesiydi. Ben de bu eczaneyi kullanarak insanımıza sağlık sunmayı görev bildim. (...) Dediğim gibi Allah bize bir eczane sunmuş. Hem de bedava. İnsanların bundan yararlanmasını sağlamak için çalışıyoruz. İnsanımız hem daha sağlıklıklı tedavi olacak, hem sağlık için daha az para ödeyecek, hem de para kazanacak. (Soru: Türkiye bu güne kadar neredeydi?) Türkiye alt kattadır. Yukarıdakini beslemek zorundadır. İlaç patronlarını özel uçaklarla gezdirmesi gerek! Bakın doğal ürünleri kullanan genç kalır, ilaç kullanmaz. (...) Size soruyorum, ‘bal’ın şifa olmadığı dert var mı? Ben duymadım. Bunun mucizesi Kur’ân-ı Kerim’de bile yazar. Balın sıcağını yopıyorsun müshil oluyor, soğunu yapıyorsun ishali geçiriyor. Daha binlerce derde şifa oluyor.”

İşadamı noktayı da şöyle koymuş: “Her sabah ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ diyoruz. Madem çalışkanız, neden borcumuz var? Kendimizi kandırmayalım. Bunu bir defa söyleyelim, tam söyleyelim.”

Evet, hem kendimizi, hem de çocuklarımızı kandırmayalım!

17.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.05.2007) - Baş köşedeki düşman

  (15.05.2007) - Birleşse iktidar olur mu?

  (14.05.2007) - Kim ‘tek parti’ devrini ister?

  (13.05.2007) - Cebinde Kur’ân taşıyan başbakan

  (12.05.2007) - Karardan önce, karardan sonra

  (11.05.2007) - Tasarruf kampanyası açılsın

  (10.05.2007) - Engelli yolda devam

  (09.05.2007) - İş dünyasının imtihanı

  (08.05.2007) - Gurbetçilerin alın teri

  (06.05.2007) - Millet biliyordu, dünya da bilecek

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004