Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

Halkı tanımak



Meclis Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açış konuşmasıyla başlayacak. 22 Temmuz’da yapılan milletvekili genel seçimlerinden sonra oluşan 23. Dönem Parlamentosu, 4 Ağustos Cumartesi günü yapılan yemin töreninin ardından resmen çalışmalarına başlamış 60. hükümetin 5 Eylül’de güvenoyu almasından sonra tatile girmişti. TBMM Başkanı Toptan, saat 19.00’da da yasama yılının açılışı dolayısıyla da bir kokteyl verecek. Yeni açılacak başta anayasa değişikliği olmak üzere Meclis’i yoğun bir gündem bekliyor.

***

Meclis’in tatilde olduğu dönemde Türkiye yeni anayasa taslağı ve “mahalle baskısı”nı konuştu.

AKP’nin hazırlıklarını sürdürdüğü anayasa taslağı ile ilgili bugünlerde çalışmalar devam ederken, geçmişte yapılan anayasa taslakları birer birer su yüzüne çıkmaya başladı. Yıllar öncesinde CHP ve TÜSİAD’ın hazırladığı taslakların bugün izledikleri politika ile taban tabana zıt olduğu görülüyor.

CHP’nin 1993’te Meclis Başkanlığına sunduğu anayasa teklifinde Yüksek Askerî Şûrâ ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarının yargı denetimine açılması, 12 Eylül darbesini gerçekleştiren komutanların yargılanması istenmiş. CHP taslağında ayrıca MGK ve Askerî İdare Mahkemesinin kaldırılması dahi teklif edilmiş.

Şimdi aklımıza şu soru takılıyor. CHP anayasa taslağı ortaya çıktıktan sonra eleştirilerinin “cılız” kalması bundan mı? Zira, Baykal en ufak bir şey bulsa avazı çıktığı kadar bağırır, “çatışma çıkar” diye bazı kesimleri uyarırdı…

TÜSİAD’ın taslağını ilginç kılan konu ise daha taslak ortaya çıkmadan eleştirmeye kalkan ve Rektörler Komitesi’ni toplayan ve çalışmaların durdurulmasını isteyen YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in hazırlamış olması. Teziç’in para karşılığı TÜSİAD’a hazırladığı taslakta neler yok ki… “Atatürk milliyetçiliği kaldırılmalı. Liberal demokratik rejimlerde devletin resmi bir ideoloji olmaz. Kemalizm ideolojisi anayasada yer almamalı…”

Teziç’in bugünkü görüşlerine tamamen zıt olan bu görüşlerini şimdi ortaya atanlar yargılanıyor, öğretim üyeliğinden atılıyor. Birincisi o zaman daha mı fazla özgürlük vardı, ikincisi bir insan bu kadar nasıl değişebilir?

Bu arada AKP’nin hazırlayacağı tasarıda kılık kıyafetle ilgili bir maddenin olmayacağı bilgisini de vermiş olalım. Bir de dikkatimizi çeken bir diğer konuda eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun bu kadar hararetle anayasa tartışılırken ortalarda görünmemesi. Ya söyleyecek sözü yok, ya da pusuda bekliyor, “son söz”ü o söylemek için… Merakla bekliyoruz!

***

Türkiye’nin son günlerde konuştuğu başka bir konu da “mahalle baskısı” ve “Türkiye Malezya olur mu?” tartışmaları…

Boş, gereksiz, anlamsız, çeşitli vehimlerle ortaya atılan bu konular Hürriyet gazetesince gündemde tutulmaya çalışılıyor. İnternet sitesinden bu konuda anketler düzenliyor. Sosyolog ve siyaset bilimcisi Prof. Dr. Şerif Mardin’in Ayşe Arman ile yaptığı röportajda ortaya attığı ‘Mahalle Baskısı’yla ilgili yazmayan, bu konuda iki çift kelam söylemeyen neredeyse kimse kalmadı. Hatta Kenan Evren “Türkiye Malezya olmaz” bile dedi. Birçok gazete Malezya’ya muhabirlerini göndererek olayı enine boyuna(!) araştırıp inceleyip gazete sayfalarına aldılar.

Üniversiteler açılıyor. Mahalle baskısından söz edenler, yıllardır baskı uygulamıyorlar mı? Bunun bir örneğini Ankara Üniversitesinde gördük. Açılışta yaptığı konuşmada “Türbanlı öğrenciler türbansızlara baskı yapabilir” diyen Rektör Nusret Aras, üniversitenin giriş kapısında başörtülülere “baş açtırma” baskısının yapıldığını bilmiyor mu? Bu mahalle baskısı değil de nedir peki? Veya buna da “kamu baskısı” mı demek lâzım. Bu yalnızca bir örnek. Birçok üniversitede bu baskılar devam ediyor. Artık perukla bile öğrenciler okula giremiyor.

“Başörtüsü serbest kaldığında başörtülülerin başı açıklara baskı yapacağı”nı ileri sürenlerin hiçbir mesnedi yok. Bu konuda ispatlanmış bir delil, veri, araştırma bulunmuyor. O zaman da insanın aklına şu geliyor. Acaba birilerinin ihale pazarlığı ya da hükümete aba altından sopa göstererek yaptıracakları işleri mi var? İnsanın aklına geliyor doğrusu…

Ancak bu tartışmada görüldü ki, ‘mahalle baskısı’ndan bahsedenler halkı hiç tanımıyor.

29.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.09.2007) - İki adet onbir

  (22.09.2007) - Seçmeliden vazgeçip, muhteva düzeltilmeli

  (21.09.2007) - Neyi tartışıyoruz?

  (16.09.2007) - Eğitimde “nadas” olmaz

  (15.09.2007) - Hedeften saptırmak

  (14.09.2007) - Anayasa millet için yapılmalı

  (09.09.2007) - Akreditasyonsuz resepsiyon

  (08.09.2007) - Normalleşme

  (07.09.2007) - Siviller yapıyor diye “sivil anayasa” olur mu?

  (01.09.2007) - Hoş sadâ bırakamamak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri