"Gerçekten" haber verir 28 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali OKTAY

Yunan Müzik Adamı: ‘’Osmanlı Mûsıkîsine hayranım‘’



Geçenlerde, önceden kesip arşivlediğim müzik üzerine yazı ve haberlere şöyle bir göz atıyordum. 2006 yılı Nisan ayına ait bir gazete kupüründeki haber dikkatimi çekince yazıyı okumaya koyuldum. Başlık adeta “ beni oku” dercesine bir itirafı, hayıflanmayı çağrıştırıyordu: “ Osmanlı mûsıkîsine yazık ettik!”.

Habere göre Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen “Uluslararası Osmanlı Dönemi Türk Mûsikîsi Sempozyumu”na Türkiye dışında Tunus, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, Bulgaristan ve İran’dan 40 bilim adamı katılmıştı. Sempozyuma konuşmacı olarak katılan tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı mûsikîsinin seviyesinin Mozart ve Beethoven’in müziğinden aşağı olmadığını, bu dönemde müziğin daha çok sarayın patronajı idaresinde yapıldığını, bunun da kaynağının İran ve Orta Asya’ya dayandığını söyledikten sonra şöyle devam etmiş: “Osmanlı da bu müziği 600 senelik hayatı boyunca geliştirmiş ve olgunlaştırmış. Günümüz mûsikîleri kültürümüzden, örf ve âdetimizden uzak kalmıştır. Çok basit tarzlardır. Osmanlı mûsikîsinde ise bir san'at, bir kalite vardır, anlamlıdır. Bu mûsikîyi icra edenler de her makamı bilecek derecede terbiyeli, ahlâklı ve bilgili idi. "

Ben de el hak doğru diyorum. Elbette ki Dede Efendi’leri, Itrî’leri, Ebu Bekir Ağa’ları, Hacı Arif Bey’leri, Merâgi’leri içinden çıkaran bir toplumun müzik kalitesinin Mozart ve Beethoven’ın müziğinden daha aşağıda olması düşünülemez. Böylesi müzik değerleri ve kalitesine sahip bu topluma da Mimar Sinan gibi bir mimar, Süleymaniye gibi bir cami, Bâki gibi bir şair yakışırdı. Eğer bugün bu kalitede eser, bestekâr, şiir ve şairlerimiz yoksa günümüz müziğinin de kültürel değerlerimizden uzak kalmasına şaşmamak gerek diye düşünüyorum.

Sempozyuma Yunanistan’dan katılan Selanik Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Miltiadis Pappas’ın söyledikleri şeylerde ayrıca çok dikkate değer. Diyor ki Yunan Müzik adamı ‘’ Bizanslılar Osmanlı mûsikîsinin notalarını tutarak 200’den fazla eseri kaybolmaktan kurtarmıştır’’. Kendisinin de Osmanlı mûsikîsi hayranı olduğunu dile getiren Pappas, ancak bu değerli mûsikînin ilgisizlik yüzünden adeta yitip müzelik olduğunu, kurtarılması için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtmiş. Tekrar araya girelim: “Osmanlı Mûsıkîsi” derken sadece Türk müzik adamlarının bu müzikle uğraştığını geliştirdiğini söyleyip besteler yaptıklarını anlayamayız. Adı üstünde Osmanlı. Zira bu müziğe besteleriyle, icralarıyla renk katmış, destek vermiş onlarca gayri müslim müzik adamlarını unutamayız: Aleko Bacanos’u, udun zirve isimlerinden Yorgo Bacanos’u, Osmanlı da ilk notayı kullanan Hamparsum’u, Bimen Şen’i, Kemençeci Vasilaki’yi ve daha nicelerini. Zaten İnşallah önümüzdeki haftalarda mûsıkîmizdeki gayrimüslim bestekâr ve icracıları ayrı bir yazı konusu olarak işleyeceğim. Evet devam edelim; Tahran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Amir Hosain Pourjlavayd da 18. yüzyılda bile İran’da ve Irak’ta Osmanlı mûsikîsinin etkilerinin görüldüğünü anlatmış. İranlı müzik adamı, iki ülke arasındaki müzikten etkileşimi şöyle açıklamış: “Yavuz Sultan Selim ile 4. Murad zamanında İran’a yapılan seferler sırasında buradaki san'atçılar Osmanlı saraylarına getirildi. 17. yüzyıl boyunca iki ülke san'atçıları arasında ortak bir repertuar bile vardı. 16. yüzyıl başından itibaren de bazı Osmanlı müzisyenleri İran saraylarında mûsikî söyledi. Efendi Hannan ve Şah Abbas, İran saraylarında okuyan Osmanlı müzisyenlerindendir. Özellikle 16. yüzyılda Osmanlı-İran mûsikîsi çok popülerdi. “Pourjlavayd, Osmanlı mûsikîsini “Harika, insanı adeta alıp göklere uçuruyor. Mânâlı ve edepli” şeklinde tanımlamış.

Özellikle bu son tesbit müziğimizin temel vasıflarından birini ortaya koyuyor. Dinlerken huzur veren, sözleri anlamlı ve edepli olan bir müziğin topluma katkısını bir düşünelim. Yine bu satırları yazarken hatırıma Koreli bir Müzik adamı profesörün söylediği “ Bu müzik bana huzur veriyor’’ sözü geldi. Teşekkürler “yabancı!” müzik bilim adamları. Bize bizim değerlerimizi hatırlattığınız için.

28.01.2009

E-Posta: alioktay@alioktay. net


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.01.2009) - Çocuklar ve müzik

  (07.01.2009) - Kerbelâ

  (24.12.2008) - Alâeddin Yavaşça

  (17.12.2008) - Trafik kazası mağdurlarının hakları (2)

  (16.12.2008) - Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî

  (02.12.2008) - Dede Efendi’den öğrenecek çok şey var…

  (25.11.2008) - Dede Efendi

  (18.11.2008) - “Mustafa” ve Türk Müziği

  (12.11.2008) - Lem’î Atlı

  (21.10.2008) - Gönülden Dile!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır