"Gerçekten" haber verir 07 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali OKTAY

Kerbelâ



Muharrem ayının içindeyiz. Muharrem’in 10. günü ise o yürekleri parçalayan acının yıl dönümüdür. İki cihan güneşinin namazda iken sırtına çıkan ciğerpareleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin rahatsız olmasın, düşmesin diyerek secdeden uzun süre kalkmadığı, hassas davrandığı, gözünden sakındığı torunlarının şehit edildiği gündür o gün. Çocukluğum ve gençliğim, aile sohbetlerinde ve çevremdeki kişilerden bu acı hadiseleri defalarca dinleyerek geçti. Dinledikçe de Yezid’e karşı nefret duyarken, Âl-i Beyt’in bir damla su bile bulamadan şehadet şerbetini içtiklerini duydukça su içmekten utanır olmuştum. Özellikle Ramazan’da bazı televizyon kanallarında Ömer Döngeloğlu ve Nihat Hatipoğlu Hocanın o güzel üslûplarıyla Kerbelâ hadisesini anlatmaları gönlümüzü yakmış gözümüzü yaşartmıştı. İnsanın hafsalası almıyor gerçekten. Kendisine Müslümanım deyip de Hz. Peygamber’in öpüp kokladığı o yüzlere, o saçlara nasıl kılıç vurur, nasıl mızrak atar bir insan. Buna dayanılır mı? Sevgili Dursun Ali Erzincanlı’nın Kerbelâ şiirini bir daha okurken yine duygulandım, içimi tarifi imkânsız bir hüzün kapladı. Diyordu ki şiirinde,

“Kucağında üç yaşında bir seyyid;

Adı Abdullah!

Ve bir ok, Abdullah’ı boğazından vuruyor

Hz. Hüseyin, kanla dolan avuçlarını yere boşaltıyor

“ Yâ Rab!diyor.

“ Bize göklerden yardım etmeyeceksen,

Hakkımızda ondan daha hayırlısını ihsan et. “

Hicretin altmış birinci yılı

Muharrem ayının onu…

Bir şehit var Kerbelâ'da

Tam otuz üç mızrak yarası,

Otuz dört kılıç yarası

Ey Muhammed’im nerdesin nerde?

Hüseyin’in başı bir yerde; gövdesi bir yerde!

Bu Hz. Zeyneb’in feryadıdır dedesine;”

Şiir böylece devam ediyor. Keşke yerimiz müsait olsa da tamamına yer verebilseydik. Mutlaka okunması gereken bir şiir, baştan sona. Bu arada sevgili kardeşim Ertuğrul Erkişi’nin Minik Duâlar Grubu ile okuduğu “Ali candan geçti O’nun uğruna” diye başlayan o duygulu bestesini de dinlemek lâzım.

Bu acı hadiselerin zahiri yönü böyle olmakla birlikte hikmet boyutunu elbette Cenâb-ı Hak bilir. Bediüzzaman Hazretlerinin Risâle-i Nur’da muhtelif yerlerde temas ettiği ve izah ettiği üzere zahiren bize acı veren, izahta zorlandığımız bu hadiselerin elbette bir de manevî ve hikmet yönü var. Meselâ 4. Lem’a nın 4. nüktesinde yer verdiği üzere “…. Hem Hazret-i Ali’nin (r. a. ) zâtında temessül eden şahs-ı mânevî-i Âl-i Beyt ve o şahsiyet-i mâneviyede veraset-i mutlaka cihetiyle tecellî eden hakikat-i Muhammediye (a. s. m. ) noktasında muvazene edilmez. Çünkü orada Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın sırr-ı azîmi var."

Cenâb-ı Hak bizi de onların şefaatlerine nail eylesin İnşallah.

Kerbelâ

İlâhisi

GÜFTE : SEYYİD NESÎMİ

BESTE : HÜSEYİN BABA

Makamı : Neveser Nefes

Âlem yüzüne saldı ziyâ Âl-i MUHAMMED

Seyfin çâk edip geldi yine Âl-i MUHAMMED

Nâdan ne bilir dâna bilir Âl-i MUHAMMED

Ve salli alâ seyyidinâ Âl-i MUHAMMED

Sad salli alâ seyyidinâ Şâh-ı velâyet

«««

Kemter kuluyum ben ALİ’nin şâh-ı keremdir

HASEN başımın tâcı HÜSEYN gözümde nemdir

İMÂM-I ZEYNEL ABÂ BÂKIR mihri haremdir

«««

İMÂM-I CÂFER SÂDIK gibi bir dahi irfan

İMÂM-I MÛSA KÂZIM gibi olmaya sultan

Cihân yüzünü görse değer ŞÂH-I HORASÂN

«««

İMÂM-I TAKİ gözlerime ayn-i cilâdır

İMÂM-I NAKİ sâyesi bol mürg-i hümâdır

İMÂM ASKERİ derdimize ayn-ı devâdır

«««

Çün MEHDİ zuhur ede nihân kalmaya perde

Şol zâlimleri kesse gerek tiğ-ü teberle

SEYYİD NESÎMİ medhin okur şâm-ü seherde

Yeni Asya Vakfı’nda Konser

VAKIFTAN Yusuf Çayabatmaz kardeşimizin organizasyonunda, geçtiğimiz hafta tasavvuf müziği konseri için bir aradaydık. Kimlerle mi? Biz Bize Topluluğu’nun değerli üyeleri Bahri Güngördü, Udi Hüseyin Sert, Neyzen İsmail Hakkı Okur ve ritimde Cem Dişçi ile birlikte. Vakfın Vezneciler semtindeki merkez binasında bulunan konferans salonu tamamen dolmuştu. Halil Uslu Ağabeyin her zaman ki kendine has üslûbu ile salona verdiği coşkunun üzerine grup olarak sahneye geçtik. Segâh makamındaki ilâhileri söyledikçe salondan da bize eşlik edildiğini görmek çok güzeldi. Hele Tepelice Çama Çıktım ilâhisini hep birlikte söylemek oldukça ayrı bir mutluluktu. En son Mustafa Özsoy un “Feyzin Kalbimize Doldu Üstadım” şiirini, Mehmet Emin Altıntop Ağabeyin bestesini yaptığı eserle, Eyüp Otman Beyin şiirini yazıp yıllar önce bestelediğimiz Aziz Üstadım'ı seslendirerek programı sonlandırmıştık. Bu konserin ayrı bir önemi vardı benim nazarımda doğrusu. Öncelikle salonu dolduran yediden yetmişe genç simaları görmek çok mutluluk vericiydi. O genç kardeşlerimizin gözlerindeki ışıltı, yüzlerine yansıyan aydınlık gıpta vericiydi. İlâhileri seslendirirken bir yandan da sahneye yönelen o mütebessim çehrelere bakıp tarifi imkânsız duyguların sizi sardığını hissediyorsunuz. Bir an 18 yıl öncesine gittim. Sahnede yanımda kanunu ile hem ilâhileri seslendiren, hem de grubu yöneten Bahri Ağabeyle yine Yeni Asya’nın Aksaray’daki yerinde yaptığımız müzik çalışmalarını hatırladım. Müziğin m'sini öğrenmeye anlamaya çalışan bizim gibi bir grup genç üniversite talebesine sabrı ve sevecen üslûbu ile nota, usul, ilâhi öğreten Bahri Bey gözümün önüne geldi. Hemen yanındaki Udi Hüseyin Bey ise ben ve Dr. Latif Gültekin kardeşimize ud dersleri veriyordu. Yeni Asya’mızın biz gençlere bu kültürel hizmeti sunmak gibi bir yaklaşımı olmasaydı müziği sevmek, uğraşmak bunu hayatımızın bir parçası haline getirmek belki de pek mümkün olmayacaktı. Bundan dolayı hâlâ bunu düşünen, bu hizmeti bize sağlayan ağabeylere, bize zaman harcayıp bir şeyler öğretmek için çırpınan Bahri Ağabeye her zaman şükran ve saygı duymuşumdur. Buradan gelmek istediğim noktayla konuyu bağlayalım. Böylesi kültürel, sanatsal çalışmalar, toplantılar konferanslar çok önemli. Oradaki yüzlerce gençten belki de önemli sayıdaki bir kısmını bu tür hizmetlere daha sıkı bağlayacak, bakış açısını genişletecek faaliyetlerdir bunlar. Destek olmak teşvik etmek ve yolunu açmak lâzım diye düşünüyorum.

07.01.2009

E-Posta: alioktay@alioktay. net


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.12.2008) - Alâeddin Yavaşça

  (17.12.2008) - Trafik kazası mağdurlarının hakları (2)

  (16.12.2008) - Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî

  (02.12.2008) - Dede Efendi’den öğrenecek çok şey var…

  (25.11.2008) - Dede Efendi

  (18.11.2008) - “Mustafa” ve Türk Müziği

  (12.11.2008) - Lem’î Atlı

  (21.10.2008) - Gönülden Dile!

  (14.10.2008) - Onlara ölü demeyin. Şehitler ölmez!

  (16.09.2008) - Mahyalar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır