02 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Sami CEBECİ

Kaderin adalet ve merhameti


A+ | A-

Ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyi sonsuz ilmiyle bilen ve kuşatan Cenâb-ı Hak, İlâhî ilmin bir unvanı olan Levh-i Mahfuz-u A’zam’da onları kaydetmiştir.

Levh-i Ezelî olarak da bilinen bu sabit kaderin, dünya semasında Levh-i Mahv ve İspat denilen ve şarta bağlı olan değişmeye müsait bir yansıması da vardır. Hadis-i şerife göre hikmetli işlerin tefrik edildiği Berat Gecesi’nde bir senede vukua gelecek olan rızıklar, eceller, doğumlar, ölümler, savaşlar ve barışlar gibi her şey o gece yazılır. Bağlı olduğu şartlar yerine gelirse, değişmeye müsait kaderdeki takdir edilenler gerçekleşir, şartlar yerine gelmezse onlar da gerçekleşmez. Onun için ehl-i velâyet tarafından haber verilen bir kısım müjdeli olaylar vukua gelmez, bu durum, haber verenleri tekzip etmez. Çünkü bağlı olduğu şartlar yerine gelmemiştir. Sabit kader olan Levh-i Ezelîye ise, ehl-i velâyetin nazarı nâdiren ulaşır.

Kader, sebep ile neticelere bir taallûk eder. Sebepler basit bir bahanedir. Neticeleri yaratan Allah’tır. Bir şey vukua gelmeden neticeler hakkında ehl-i sünnet hüküm vermez. Vukua geldikten sonra, Allah’ın takdirine râzı olmak gerekir. Kadere itiraz etmek, kırılmış el ile intikam almak gibidir. Üstadın ifade ettiği gibi “Kadere itiraz eden başını örse vurur, kırar. Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır.”

Kader, neticeler itibariyle de zulümden münezzehtir. Beşer zulmü içinde kaderin adaleti gerçekleşir. Üstadın verdiği misâlde olduğu gibi “Meselâ, hâkim seni hırsızlıkla mahkûm etti. Halbuki sen hırsız değilsin. Fakat kimse bilmez gizli bir cinayetin var. Hâkim, mâsum olduğun hırsızlıktan mahkûm edip bilmeyerek zulmetti. Kader ise, gizli cinayetten dolayı mahkûm edip adalet etti.” İşte, bir olayda beşer zulmü içindeki kaderin adaleti böyle ortaya çıkıyor. Onun için, başa gelen olaylara kader nokta-i nazarından bakmak ve yükünü kader gemisine bırakıp rahat etmek ehl-i tevekkülün ahlâkıdır. Kader, adalet eder ve günahlara kefaret yaparak kulu rahatlatır. İnsanlar ise, zulmetmenin bedelini bir başka ceza ile öderler.

“Umulur ki, sizin kerih görüp beğenmediğiniz şeyde sizin için hayır vardır, sevdiğiniz şeyde de şer vardır. Lâkin siz bilmezsiniz” âyeti, kader cihetinde rehberimiz olmalıdır. Başa gelen olaylardaki olumsuz olaylar için “Elbette bunda da vardır bir hayır” diyerek sabretmek; hoşumuza giden sonuçlar olduğunda da “Ya Rabbi! Bu durumu hakkımda hayra tebdil eyle” diyerek dua ve Allah’a iltica etmek, kâmil bir mü'min olmanın göstergesidir.

Tam ihlâs da bunu gerektirir. Zira, kendimizi insanlara beğendirmek ve şirin göstermek değil, her halimizle ve her ânımızla Allah’ın rızâsını kazanmak asıl hedefimiz ve nirengi noktamız olmalıdır. Üstadın dediği gibi “O râzı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra halklara da kabul ettirir, onları da râzı eder.” (İhlâs Risâlesi)

Bu noktayı yakalayanlara, insanların hile ve tuzakları en küçük bir zarar veremez. Çünkü onlara Allah vekildir. O ne güzel dost ve ne güzel yardımcıdır. “Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder” âyeti bu taahhüdü vermektedir. Başta, Kâinatın Efendisi (asm) olmak üzere, onun yolunda yürüyen salih âlimler ve evliyalar ve bu asırda son müceddid Bediüzzaman Hazretlerinin yaşadığı bütün olaylar bahsettiğimiz hakikatin binlerce örnekleriyle doludur.

Evet, Allah (cc) Âdil-i Mutlak’tır. Kader hükmü içinde adalet ve rahmet-i İlâhî tecellileri parlak bir tarzda kendini gösterir. Görebilenlere ne mutlu!..

02.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.05.2010) - Mânâ-yı harfî

  (19.05.2010) - Altınşehir’de altın kalpli insanlar

  (12.05.2010) - Şevk bineği

  (22.04.2010) - Anlamsız ve zararlı duygular

  (14.04.2010) - Toparlanma süreci

  (07.04.2010) - Zübeyir Gündüzalp çizgisi

  (31.03.2010) - Gerçek ittihad ve ittifak

  (17.03.2010) - “Isparta kahramanları”

  (03.03.2010) - “İstişâre eden pişman olmaz”

  (24.02.2010) - Gülümseten ve düşündüren hatıralar


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.