H.İbrahim CAN |
|
George W. Bush’un anıları |
Amerika’nın eski Başkanı George W. Bush anılarını yayınladı. İkinci Körfez Savaşı, Irak’ın işgali, 11 Eylül saldırıları gibi yakın tarihin önemli olaylarının yalnızca şahidi değil, aynı zamanda sanığı olan Bush’un anıları, o dönemdeki ruh halini yansıtması bakımından ilginç ipuçları taşıyor. 1 Mart tezkeresi ile ilgili olarak “hayal kırıklığına ve hüsrana uğradım” diyor. “Şimdiye kadar yaptığımız en önemli taleplerimizden birinde, NATO müttefikimiz Türkiye, Amerika’yı yarı yolda bıraktı.” Bush bu arada topraklarımızı kullanmak için aylarca hükümete baskı yaptığını da yazıyor. Bunun karşılığında da IMF kilit programlarından yararlanma için yardım etme ve AB’ye katılıma destek vaadinde bulunduklarını itiraf ediyor. Tezkerenin reddedilmesi, Bush’un bir yıldır yaptığı “can kaybını en aza indirirken, Saddam Hüseyin’i de sür'atle devirme” imkânı verecek saldırı planını bozmuş. Bu bozulan plan konusunda “Allah’a şükür” demekten başka bir şey gelmiyor aklımıza. Bozuk ruh halini yansıtması bakımından “waterboarding” dedikleri işkence metodunu kişisel olarak onayladığını anlattığı kısım ilginç. Sorgulanan kişiyi eğimli bir tahta üzerine ayakları yukarıda olacak şekilde sırtüstü yatırıp elleri ve ayaklarını bağladıktan sonra, yüzüne sürekli su dökülerek boğulma hissi uyandırmaya dayanıyor bu işkence. Meğer Bush hukukçularına sormuş onlar da yasal deyince, “uygulayın” emri vermiş. Böyle bir işkence nasıl hukuka uygun oluyorsa! Gerçi kendi sınırları içinde olmadığı, dolayısıyla kendi yasalarına tabi olmadığı gerekçesiyle, masum insanları doldurduğu Guantanamo’da yaptıklarını hukuka uygun bulan bir devlet adamından bundan başka bir tavır beklenemezdi. Hayatındaki bazı hataları da kabul ediyor sayın Bush. Daha Irak’ın işgali başlar başlamaz “Görevi tamamladık” gibi iddialı bir afişin önünde zaferini açıklamasını—o günden bu yana geçen yıllar kaosu tamamladığını gösterdi—, Katrina Kasırgasında başarısız olan Federal Acil Durum İdaresinin başarısız başkanını övmesini, kitle imha silâhları var diye saldırdığı Irak’ta bu silâhların olmadığını öğrenmesini hata olarak niteliyor. Bize göre Bush, yeni dünya düzenini kurma uğruna, özellikle İslâm âlemine karşı büyük suçlar işleyen bir insanlık suçlusu. Irak’ta, Filistin’de ve Afganistan’da dökülen yüz binlerce masumun kanı ellerinde. Guantanamo’da hakim önüne çıkarmadan yıllarda işkence altında tuttuğu insanların ahını almış bir lider. Başlattığı savaşların hâlâ sürmesi de, başarısızlığının en büyük delili. George Bush bundan sonra hesabını ahirette verecek. Bizi asıl üzen, demokrasi ve hoşgörü vaadiyle gelen Obama’nın, onun savaşlarını –hem de Afganistan’a daha fazla birlik yığarak—halen sürdürüyor olması. ABD Yönetiminin, yaklaşık otuz yıldır kurmaya çalıştıkları yeni dünya düzeninin, onlara insanlığın husûmetinden başka bir şey kazandırmadığını öğrenmelerinin zamanı geldi de geçiyor bile. Hatayı kabul etmek de bir meziyet olsa da, hatası yüz binlerin hayatını etkileyen liderlerin “Hatamı kabul ettim” deyip, yoluna devam etmesi kabul edilemez. Onların hatalarını düzeltme yükümlülüğü var. Tabiî niyetleri halis ise… 11.11.2010 E-Posta: [email protected] |