Raşit YÜCEL |
|
Gözyaşları... |
O , insanın bir yapısı. Bir zafiyet değil. En kahramanlar bile, yeri gelir, ağlarlar. Katı kalpli insanların da bir ânı vardır ki onu tutamazsınız. İki cihanın medar-ı iftiharı Peygamberimiz de ağlamıştı (asm). Eski çağlarda bazı insanların gözyaşı kavanozları varmış. Bir ömür boyu gözyaşlarını onda biriktirirlermiş. Tarih hep böyle yaşandı. Kimi kederinden ağladı, kimi sevinç gözyaşlarını tutamadı. Bediüzzaman Hazretlerinin de ağladığı bir çok zamanı oldu. Van Kalesi’nin başında Ermenilerin harap ettiği eski Van’a bakarak hıçkırıklarla ağladığını; Eskişehir hapsine haksız olarak koydukları zamanda, lise bahçesinde raks eden kız öğrencilerin elli yıl sonraki hallerini mânen müşahede ederek ağladığını, sevgili talebelerinden gelen mektuplar için gözyaşı döktüğünü biliyoruz. “Sizler benim bildiklerimi bilseniz, çok ağlar az gülerdiniz“ demişti Kâinatın Sultanı (asm). Gözyaşı şiirleri söylendi, gözyaşı mektupları yazıldı. Necm Sûresi’nin 60 ve 61’inci âyetlerinde “Ağlayacak yerde gülüyorsunuz. Gaflet içinde oyalanıyorsunuz” buyuruluyor. Hikmetli bir sözde şöyle seslenilir: “Ağlamak gibi şefaatçi, rıza gibi tâat, zina gibi masiyet, heva-i nefis gibi düşman yoktur.” Ve “Ağlamak, üzüntü ve kederin ilâcıdır” demiş atalarımız. Ella W.Witco ise söyle dillendirir gözyaşını: “Gülerken herkes seninle beraberdir, ağlarsan yalnız kalırsın” İncil’de ise şöyle seslenilir: “Sevinenle sevinin, ağlayanla ağlayın.” Merhum Necip Fazıl ise, şu mısralar ile cevap verir: Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın, Bugün ağladığını yarın anlayamazsın Ve Mehmed Âkif yüreğinden gelen şu feryad ile haykırır: “Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem, Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım” Ve Orhan Veli: Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda; Dokunabilir misiniz gözyaşlarına ellerinizle? Tokadizâde Şekip ise başka bir pencereden bakar gözyaşlarına: “Gülsem de içimden ağlarım ben, Sızlar yüreğim, içim gülerken” Muallim Feyzi ise, başka bir nazarla bakar: “Dil benim, dide benim, aşk benim, Neden ağır geliyor, ağlayışı ağyâre.” Ve Hazreti Ali (ra) Efendimiz asırlar öncesinden şöyle seslenir: Ağlayıp sızlamak, sabırdan daha yorucudur” Ve son olarak Seyrani söyler: Kerimdir onarır kulun işini, ağlatırsa Mevlâm yine güldürür.” Ağlayanın halini ancak ağlayanlar anlar, gözyaşının riyası yoktur. Allah ağlatmasın efendim. 11.11.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (04.11.2010) - Bir Şaban Döğen vardı (18.10.2010) - Bir Abdullah Battal vardı (27.09.2010) - Bediüzzaman Çorum’da idi |