“İnsanlar geleceği görebilir mi?” (9.9.2021) başlıklı yazımız üzerine Tahsin kardeşimiz, “Astroloji benzeri işlere meyil arttı. Bu konuya da değinebilir misiniz?” diye sordu.
“Astro” yıldız, “logos” bilgi anlamına gelen kelimelerden türeyen astroloji, “Güneş, Ay, gezegen ve yıldızların” konumlarının yeryüzündeki hadiselerle ilişkilendirilip yorumlanmasıdır.
Güneş ile birlikte Ay ve sair gezegenler kendi etraflarında ve Güneş’in etraflarında döner ve bütün astrolojik göstergeler bu hareketlere göre değerlendirilir! İşte astroloji, yıldızların yer olayları üzerindeki etkisini belirtmeye ve bu etkileri göz önünde tutarak insanların geleceğini önceden bildirmeye dayanan falcılık işi ve şarlatanlığıdır!
Zira, gaybı Allah’tan başkası bilemez! Kur’ân ve hadisten istikbale dair verilen haberler, çıkarılan gaybî şifreler hakikî gayb değil, izafî gaybtır. Yani Kur’ân ve hadise giren meseleler “Laya’lemul gaybe illellah” kapsamından, yani, gayblıktan çıkmış, şahadet âlemine girmiş haberlerdir. Bizim için gayb olan, sahanın uzmanları, “ilimde derinlik sahibi” olanlar ve evliyaları için gayb değildir ve bildirdikleri de gayb değildir.
Yani, şahadet âlemi ve melekut, maddeötesi, mana âleminde bulunan görüntüler, sesler vardır. Bunlar kimimize göre gayb, kimimize göre ise zaman zaman ayan beyan olabilir. İşte, bunları algılamak, haberdar olmak mümkündür. Yani bazı hususlar bize göre gayb iken, melekût/mana/metafizik âlemde ilerleyen insanlar için gayb değildir.
İnsanların geleceği ve hakikî gaybı bildirilmeden ve gösterilmeden bilmeleri ve görmeleri imkânsızdır. Keşfedilen / görülen / bilinen / işitilen şey, izafi/göreceli, yani bize göre olan gaybdır. Yoksa veli ve ariflerin, hatta bir kısım medyum veya falcıların gördükleri, bildikleri, gayb değil, gaybdan çıkıp şahadet âleminin değişik boyutlarına ayak basan ve bizim henüz muttali olmadıklarımızdır.
Kur’ân’da mealen, “Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.” (En’âm Sûresi: 59) diye beyan buyurulur. Dolayısıyla Kur’ân ve hadislerde haber verilen şeyler gaybtan çıkmış, şahadet âlemine ayak basmıştır. Ancak, ilimde derinlik sahibi olup şifrelerini, formüllerini bilenler bize göre gayb olan o hakikatleri görebilirler. Bu tıpkı, bilgisayarın şifrelerini bilenlerin içinde var olan farklı, derin âlemleri gezip haber vermeleri gibidir.
Astrologlar ise, gözlerinin önündeki dünya hadiselerini isabetli yorumlayamıyorken nerede kaldıkı yıldızların hareketlerini yorumlayabilsinler!