Yıllardır belediye başkanlığı yapanları gözaltına alıyor, 30 sene sonra diplomalar iptal ettiriyor! Sayıştay yok mu? İçişleri Bakanlığı, bütün istihbarat birimleri elinizde değil mi? Bu kişi belediye başkanlığına aday olunca niye mahzurludur, demediniz? Kaç sene başkanlık yaptı, niye ortaya çıkarmadınız?
Yapılan, zaten zar-zor ayakta duran, yaralı bereli hukuku, adaleti, güveni, demokrasiyi tahriptir. Türkiye’nin hem içte hem dışta itibarını yerle bir etti.
Bu iktidar döneminde eğitimdeki fecaat devam ediyor! (Üniversiteliler 200 kelime ile konuşuyormuş!) Adalet mekanizması yerle bir edilmiş.
TV kanalları, internet, medya, sosyal medyanın ferdi, âileyi, toplumu tahrip etmeye, ahlâki dejenerasyon ve çökertmeye devam ediyor!
Ekonomide de çok daha kötü sonuçları şimdiden görülmeye başlandı. Reisler malımızı (vergimizi) enflasyon, faiz, vs. ile ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da almalarına veya dimağınızda hapsetmişler! Trilyonlarca lira vergi, deprem paralarını çar-çur etmişler!
Şimdi, menhûs iktidarlarını devam ettiremeyecekleri ve deniz bittiği için toplumu müthiş bir gerginlik ve kutuplaştırma anaforuna atıyorlar! Vatandaş olarak aklımızı başımıza, başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmenin ve tedbir üretmenin zamanıdır:
Bütün bu sayılanları ya kendisi bilerek ve isteyerek yapıyor; ya kendisi yapmıyor!.. Kendisi yapıyorsa, çok kötü değil mi? Kendisi yapmıyorsa; gücü bu siyasî satranç oyun ve atraksiyonlarını durduramıyor, demektir. Bu daha da kötü değil mi?
Vatandaşa bir tavsiyemiz daha var: Bu iktidarın toplumu oyalamadan, manipule etmeden “Başaramadım, özür dilerim!” deyip seçimle gitmeye ikna etmeli. Ne ile? Elbette müspet hareket ve meşru demokratik haklarla...
Bu hem kendisinin de hayrına değil mi? Günahlarınızı katlamadan, Cehennemdeki yerinizi derinleştirmeden çekip gitmeyecek misiniz?