İhlâsın sınırsız mânevî potansiyel gücü olduğu gibi, maddî gücü de vardır.
Bu güç, nereden ve nasıl gelir? “İhlâs, samimiyetle işi yapmak, Allah rızası dairesinde hareket etmek” şeklinde de tanımlanır. Yani, Allah’ın rızası, Allah’ın tabiata koyduğu “sünnetullah, âdetullah, sebepler” denen “tabiat kanunlarına” harfiyyen uymaktır.
“Samimî bir ihlâs, şerde dahi olsa neticesiz kalmaz. Evet, ihlâs ile kim ne isterse Allah verir.”1 İhlâsın gücü, “şerde” böyle olursa “hayırlı işlerde” yüzlerce, binlerce kat daha yüksek olmaz mı? Dolayısıyla ihlâs her şeyde geçerli olan bir kanun ve güç kaynağıdır:
“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.”2 mealindeki ayete göre çalışmak temel bir kanundur. Yaşanmış tarihî bir vakıadır: “Ehl-i san’at, netice-i san’atı ziyade kazanmak için, iştirak-i san’at cihetinde mühim bir servet elde ediyorlar. Hattâ dikiş iğneleri yapan on adam, ayrı ayrı yapmaya çalışmışlar. O ferdî çalışmanın, her günde yalnız üç iğne, o ferdî san’atın meyvesi olmuş...”3 İhlâslı ekonomi, yani, ekonominin ihlâsı, “emvâl-i dünyeviyede iştirak [ortaklık, şirketleşme] tesanüd, ittihad, teşrikü’l-mesâi, iştirak-i a’mâl [işbirliği, iş bölümü]” yapmaktır.
On usta, ekonominin ihlâs kurallarını işleterek, yani, bir iş, dal ve branşta “meleke kazanma”, uzmanlaşma, “taksim-i a’mâl, teşrikü’l-mesâi [görev dağılımı, iş bölümü] düsturuyla” çalışmış. Bir kişi, üç iğneye bedel 300 iğne üretmiş.
İşte ekonominin ihlâsı veya ihlâsın ekonomiye uyarlanmasının harika gücü ve sonucu! Bu kanun; maddî-mânevî, sosyal, kültürel işlerde de geçerlidir. Evet, "Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-i hakikat, en makbul bir dua-yı mânevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en sâfi bir ubudiyet, ihlâstır."4
İşte, ihlâs insana, esas ve en büyük gücün madde, zenginlik, makam, rütbe değil, ihlâs olduğunu bildirir.
Dipnotlar:
1-Lem’âlar, s. 154.; 2-Necm Suresi, 39.; 3-Lem'alar, s. 169.; 4-Lem’alar, Enst./intr., s. 163.