"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bulaşıcı yamyam hastalığına mı yakalandık?

Ali FERŞADOĞLU
20 Aralık 2017, Çarşamba
Dehşetli, bulaşıcı sosyal bir hastalık ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.

“Bütün salih amellerimizi yakıp kül eden” bir maraz olduğunun da farkındayız.

İlacı da hazırdır ve malumumuzdur!

Onu istimal edecek gücümüz de var ve fakat istimal etmiyoruz. 

Bu, kendi azalarımızı deliler gibi dişleme ve çiğneme hastalığıdır! 

Uzmanlar bu hastalığın adına gıybet diyor! Bazıları da yamyam hastalığı! 

Gerçi yamyam kendi etini yemez! 

Kur’ân’ın gıybeti, “Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” 1 şeklindeki tanımıyla, gıybeti vahşilik, canavarlık olarak vasıflandırıp “ölü kardeşinin etini çiğnemek” şeklinde tarif etmesi çarpıcıdır. 

Zira, gıybet, gıybet edilenlerin mânevi ve sosyal hayatlarını bitirmektir. Arkasından konuşulan adamın, itibarı, belki de hayatı yok edilmiştir! Şöyle ki:

Gıybet edilen, hayati mesele ile karşı karşıyadır veya bir ilaca, bir yardıma muhtaçtır. O da sendedir. Eğer birisi onu sana gıybet ettiyse, seni aleyhinde doldurmuştur! Gıybetin etkisiyle içinden, “Sen buna layık değilsin, sen şöyle, şöyle kötü bir adamsın!” der, yapmaz.

Evet, her sözün, her düşüncenin, her duygunun (sevgi, düşmanlık…), her hasletin (ihlas, şefkatin…) yaydığı dalgalar vardır. Olumlu sözler, dualar, düşünceler veya gıybet, kin, nefret, hased gibi olumsuz duyguların yaydığı dalgalar, gider hedefini bulur ve geriye döner! Tıpkı, lastik topun duvara çarpıp geriye dönmesi gibi; gıybet, geriye döner edeni de vurur! 

Kimi, “Ben onun hakkında konuşuyorum, ama, doğru söylüyorum!” diyor.

Yok bir de yalan söyle bari! 

Zaten doğru olarak arkadan çekiştirmeye, dedikoduya gıybet deniyor.

Gıybet edilen kişi, eğer o anda hazır olsa idi ve o sözlerden darılsaydı, onun adı gıybettir.

Gıybet bazen birkaç katlı günah olmuyor mu? 

-Hem yalan, 

-Hem iftira, 

-Hem su-i zan değil mi?

Kur’ân’ın, Sünnet-i Seniyyenin, Risale-i Nur’un neresinde  böyle bir şey var? Üstad hadis-i şeriften mülhem olarak şöyle demiyor mu? 

“Nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi a’mâl-i salihayı yer, bitirir”.2 

Dipnotlar: 1-Hucurât Sûresi, 49:12. 2- Mektubat, 20. Mektup

Okunma Sayısı: 2635
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı