Haklar manzumesinin en büyüğü ve asla çiğnenmeyecek olanı insan hak ve hürriyetleridir.
Sonra diğer mahlûkatın hakları gelir. Ve Allah asla kul hakkını affetmez! Ülkemizde yaşanan en dehşetli hal: Devlet, düzeni, asayişi sağlayacağım diye vatandaşların haklarına el koymasıdır! Halbuki, “Küllün selâmeti için, cüz feda edilmez; cemaat için ferdin hakkı selbedilemez...” değil mi? (Mektubat, s. 89)
Halkın haklarını Hak verir, sınırlarını Hak tayin eder. Çünkü, Hak O’dur ve halklar, yani kullar da O’nun mahlûkudur.
Evet, “Bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 57)
Şu hadis-i şerif bizi kendimize getirmeli: “Müslüman kardeşinin malına veya şeref ve namusuna yönelik günah işleyen kimse altın ve gümüşün bulunmadığı gün gelmeden önce ondan helâllik dilesin. O gün, dünyada kötülük yapan kimsenin sevapları varsa haksızlığı kadar alınıp mağdura verilir, yoksa onun günahından alınıp berikine yüklenir” (Müsned, II, 435, 506) Ve şu uyarı da: “Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 254)
Evet, “İnsan medeni-i bittab (medeni, sosyal yaratılmış) olduğundan ebnâ-yı cinsinin (hemcinsleri insanların) hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef…” (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 137)
Fesübhanellah! Herkes başkasının hakkını arama farz ve “semavata işittirecek derecede bağırmakla” mükellef olmasına rağmen hak arayanları ve bağıranları engellemeye kalkmaları ne dehşetli bir cehalet ve zalûmiyettir!?
Meali şöyle olan âyetlerden de korkmalı, titremeli: “Zulmedenleri Allah affetmez ve onlara bir yol da göstermez.” (Nisa Sûresi, 4/168) “Zerre kadar da olsa yapılan her hayır ve şerrin hesabı görülecektir.” (Zilzâl Sûresi, 7-8)
Şaka gibi mi geliyor; “zerre miskal, zerre miskal, zerre miskal!” diyor…