"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zorba, müstebit mi, hürriyetçi/demokrat mı?

Ali FERŞADOĞLU
07 Temmuz 2022, Perşembe
Bazı kardeşlerimiz “haksızlık, adaletsizlik, israf, yolsuzluk” gibi dehşetengiz icraatları alenen görülen, hatta “dinin ve dindarlığın” içini boşaltıp insanları dinin aleyhine çevirmesine rağmen iktidarı desteklemelerinin sebebini şöyle açıklıyor: “Bunlar demokrattır ve Üstadımız da demokratları desteklemiştir!”

Bediüzzaman hepimize mihenge vurmayı tavsiye ediyor: “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayıarkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz…” (Münazarat, s. 49.)

Mihenk, sönük kafa fenerimiz değil; Bediüzzaman için Kur’an, Sünnet-i Seniyye; bizim için Risale-i Nur tefsiridir. Ki, kimin demokrat olduğunu gayet net açıklıyor: “İstibdat tahakkümdür, muâmele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vâhiddir, sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir, zulmün temelidir, insâniyetin mâhisidir. Sefâlet derelerinin esfel-i sâfilînine insanı tekerlendiren ve âlem-i İslâmiyeti zillet ve sefâlete düşürttüren ve ağrâz ve husûmeti uyandıran ve İslâmiyeti zehirlendiren, hattâ herşeye sirâyet ile zehrini atan, o derece ihtilâfâtı beyne’l-İslâm îkâ (eden) istibdattır.” (Münazarat, s. 22) 

İstibdat, zorla, baskıyla yönetmektir. Hukuka göre değil, keyfine göre harekettir. Meşveretsizlik, tek görüş, tek düşünce, tek adam yönetim biçimidir. Sorgulama, şeffalık olmadığından suiistimaller zeminidir. Baskı, zulmün temelidir ve insaniyeti mahvedenidir. Anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf, kutuplaşma ve bölünmeleri aşılayandır. 

Şimdi modern tanımına bakalım: “İstibdat; baskı, baskıcı yönetim, kendi başına ve hiçbir nizama, kanuna bağlı olmadan yönetme, keyfi idare sistemi. Hiçbir hak ve hürriyetin bulunmadığı tek adam veya zümre yönetimi.” 

Beyler; vurun bu mihenge AKP’yi! Hürriyetçi, demokrat değil; hem söylem, hem de icraatlarıyla Kemalist’tir, müstebittir. O halde, “Demokrattır!” derken ya yanılıyor veya kendinizi kandırıyorsunuz!  

Okunma Sayısı: 1272
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    7.7.2022 13:22:49

    Allah razı olsun. Elimizde, elinde Risale-i Nur gibi bir mihenk taşı ve ölçü bulanma nimetine sahip olanların, mustebitleri, demokrat zannetmeli ne kadar acıdır. Gayet acık ve net demokrasinin dili muhabbet iken, dilinden her gün zehir akıtanlar nasıl demokrat olurlar. İstabdat zülmün temeli olduğunu bilen, ve bu devinde zulmün ayyuka çıktığını gördüğü halde, bunlara demokrat diyerek, sağın en büyük partisi diyerek taraftar olanlar gerçekten büyük günahlara girerek acınacak hallere düşüyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı