Risale-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesinde düzenlenen seminerde konuşan Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Tanel Demirel, bir bakıma üniversitelerin röntgenini çekmiş.
Prof. Dr. Tanel Demirel, aynı zamanda “Üniversite, Sosyal Bilimler ve Düşünce Dünyamız: Eleştirel bir Bakış” adlı kitabını da özetleyip soruları cevaplandırmış.
Prof. Dr. Tanel Demirel'in çizdiği tablo şöyle özetlenebilir: “Biliyoruz ki, Türkiye'de düşünce ve ifade hürriyeti bazı istisnaî dönemleri saymazsak her zaman kısıtlı olmuştur. Maalesef bugün de öyle. Türkiye'de entelektüeller arasında da inandığını veya düşündüğünü söyler ya da yazarsa başının derde gireceği korkusu –bu korku hep vardı- daha da arttı. Olağanüstü hal döneminde (2016-2017) Kanun Hükmünde Kararnameler vasıtasıyla yapılan hukukîliği son derece tartışmalı tasfiyelerin sebep olduğu korku iklimi devam ediyor. Bu durum fikir hayatımızı olumsuz etkileyen faktörlerden biri."
Prof. Dr. Demirel'in üniversiteler konusundaki tespitleri de şöyle: “Nitelikten ziyade niceliği öne çıkaran, üniversiteyi bir yayın fabrikası gibi gören yanlış bir atama yükseltme ve teşvik sistemi var. Bu da garip, aşırı dar sorular ya da kimseyi ilgilendirmeyen meseleler üzerinde duran sade suya tirit yayın yapma eğilimini güçlendiriyor. Sorgulamayı ve risk almayı teşvik etmiyor. Akademisyenlerin çoğu akademik yayıncılık denilen şeyi puan almak için yani ünvan almak için yapıyor. ABD'den alınmış, ama bizde tutmayan, bilhassa uluslararası yayınlar açısından çok problemli bir teşvik sistemi bu. (...)
"İktidarların sosyal bilimleri ve eleştirel düşünceyi geliştirmek gibi bir derdi de olmadı şimdi de yok. Sadece üniversitelerimiz değil millî eğitim sistemimiz de maalesef eskiden beri eleştirel düşünme değil ezbercilik ve endoktrinasyon (devletlerin kendi belirledikleri ideolojileri halka aşılaması ve dayatması) üzerine kurulmuş. Şimdi de bu tarz devam ediyor. Üniversite “ele geçirilmesi gereken bir kale” ve bir mevzi olarak görülüyor. Partizanca atamalar ve yükseltilmeler eskiden de vardı, şimdi de var. Eleştirel duruşa sahip olanların önüne engeller çıkarılıyor. İktidara yakın duranlar öne çıkarılıyor. Yani sadece işin rengi değişti. Tüm bunlar üniversiteyi ve üniversite fikrini yoksullaştırıyor. Halbuki üniversitenin belli bir özerkliğe sahip olması, akademinin siyasete dışarıdan bakabilmesi önemli bir ihtiyaçtır." (Yeni Asya, 5 Haziran 2025)
Bu tablo önümüzdeyken "işler yolunda" diyebilir miyiz? Eğitim ve tabiî ki üniversiteler meselesi gündem maddeleri sıralamasında en üstlerde olmalı vesselâm.
Bu vesile ile bayramınızı tebrik ediyor, demokratik değerlerin hâkim olduğu bir Türkiye diliyorum.