Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) eş raportörü Boriss Cilevics, “Basın özgürlüğü demokratik bir toplumun temel
önkoşullarındandır” dedi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) eş raportörü John Howell; Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması için verdiği kararı uygulamaması nedeniyle Konsey’de başlatılan ihlal sürecinin üyelikten ihraçla sonlanmasının, “bir felaket olacağını” söyledi. Howell; “Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmemesini umuyorum. Bu, Türkiye ve Türkiye dışındaki herkes için bir felaket olur” derken diğer raportör Boriss Cilevics, “Avrupa Konseyi içinde ortak olarak Türkiye’ye ihtiyacımız var. Türkiye’nin de pratik anlamda Avrupa Konseyi’ne ihtiyacı var. Ama elbette, ihraç prosedürünün açılmasına neden olan Kavala davası başta olmak üzere, hukukun üstünlüğü ile ilgili ciddi sorunları göz ardı etmeyeceğiz” diye konuştu.
Saldırılar kabul edilemez
Bir dönem gazetecilik yapmış olan Howell Türkiye’de basına yönelik baskılar konusunda; “Gazetecilere yönelik tüm saldırılara karşı çıkılmalıdır. Ben de bir gazeteciydim ve saldırıya uğramadan halkın bilmek istediği konularda özgürce soru sorarak, işimi yapmayı isterdim. Gazetecilerin özgürlüğünden ve ifade özgürlüğünden yanayım” dedi. Raportör Cilevics ise “Basın özgürlüğü demokratik bir toplumun temel önkoşullarındandır. Demokratik bir toplumda gazetecilere yönelik saldırılar elbette kabul edilemezdir” diye konuştu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’nin Osman Kavala kararını yerine getirmeyen Ankara’ya karşı resmen ihlal prosedürünü şubat ayında başlattı. Karar Türkiye için ilk, Avrupa Konseyi için ikinci ihlal prosedürü olarak tarihe geçti. İhlal prosedürü gereği, Komite, Kavala dosyasını yeniden AİHM’e gönderdi. Şimdi AİHM’in Kavala hakkında verdiği kararın yerine getirilip getirilmediği tespitinde bulunması ve Türkiye ile ilgili ihlal sürecinin yaz sonunda Komite’de oylanması bekleniyor.
Ankara – Anka