BEKİR AĞIRDIR, İKTİDARIN PEMBE SÖYLEMLERİNİN HALKTA KARŞILIK BULMADIĞINI, TOPLUMUN ÜÇTE İKİSİNİN İKTİDARIN GERÇEKLERDEN UZAKLAŞTIĞINA İNANDIĞINI SÖYLEDİ.
TOPLUM KENDİ ALGISINI YAŞIYOR
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, iktidarın pembe söylemlerine karşı halkın, kendi hanesindeki enflasyon ve işsizlik derdinin ne olduğunu yaşadığını, artık iktidarın gerçeklerden ve toplumdan uzaklaştığına inandığını söyledi.
YANDAŞ MEDYAYI DİNLEMİYOR
AĞIRDIR, “Medyanın ne anlattığı değil bizatihi her bir hanenin yaşadıkları algıyı belirliyor. Artık bugün iktidarın pembe söylemleri umut değil, öfke üretiyor. Her beş kişiden üçü eski sisteme bile razı” dedi.
***
Pembe tablolara millet artık inanmıyor
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Artık bugün iktidarın pembe söylemleri umut değil öfke üretiyor” ifadelerini kullandı.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Gazete Oksijen için kaleme aldığı yazıda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tabloyu değerlendirdi. İktidarı eleştiren Ağırdır, “İktidar şu ayrımı görmüyor: 10 yıl, 15 yıl önce ekonomik başarı anlatısının umut yaratıcı bir yanı ve etkisi vardı. O gün insanlar ekonomik kalkınmanın kendilerine değeceği güne dair bir beklenti içine giriyorlardı. Bu beklentiyi besleyen eğitim, sağlık, sosyal politikalar gibi alanlarda gündelik hayatta da yaşanan öncesine göre düzelme politikaları ve sonuçlarıydı. Bugün toplumsal bellekte biriken bilgi ve deneyim tersini söylüyor. Gezi’den beri gözlenen ve giderek her yıl daha da ağırlaşan ekonomik ve siyasi krizlere karşı iktidar yeni bir başarı üretemiyor. Başkanlık sistemi üzerinden bir umutlanma iklimi yaratılmış olsa da başkanlık sisteminin aşırı vaatlere dayanan ve adeta bir sihir ima eden dili bugün deneyimlenenler nedeniyle artık çalışmıyor. Her beş kişiden üçü eski sisteme bile razı. Toplum kendi hanesindeki enflasyon ve işsizlik derdinin ne olduğunu, eğitim ve sağlık sistemindeki çöküşün nasıl olduğunu bizatihi kendi hanesinde yaşıyor” dedi.
Kendi seçmeni bile yadırganıyor
“İktidarın bugünkü her şey iyiye gidiyor söylemi toplumda iktidarın gerçeklikle ilişkisinin bozulduğu algısını güçlendiriyor” diyen Ağırdır, şu şekilde devam etti: “Hele orman yangını ve sel mağdurlarına çay dağıtmak, daha yangın sürerken traktörü yanmış birisine traktör verdik gibi günün duygularını hafife alan görüntüler kendi seçmenince bile yadırganıyor. Medyanın ne anlattığı değil bizatihi her bir hanenin yaşadıkları algıyı belirliyor. Artık bugün iktidarın pembe söylemleri umut değil öfke üretiyor. Toplumun üçte ikisi de artık iktidarın gerçeklerden ve toplumdan uzaklaştığı kanaatine varmış durumda. Kaldı ki iktidar orman yangını, sel gibi ağır meseleler karşısında bile biz ve onlar ayrımı yaparak, diğer partilere karşı kullandığı dil ve uzlaşmaz görüntüyü en küçük ilçede, yerellerde her gün yeniden tekrarlayarak siyasî rekabet yaptığını sanabilir.”
UMUT İNŞA EDİLMELİ
Seçmenin gidişattan rahatsız olduğuna dikkat çeken Ağırdır, “Ama hâlâ da başka bir gidişatın mümkün olabileceğine inanmış değil. Hâlâ seçmenin yarıya yakını siyaset marifetiyle bu sorunların çözülebileceği konusunda umutsuz. Siyasî aktörler bu umudu inşa edemedikçe, gündemi belirleyemedikçe de duygusal, öfkeli bireysel tepkiler karşılıklı korkuları çoğaltıyor, kutuplaşmayı diri tutuyor. Bu nedenle eğer muhalefet yeni bir umut ve iddiaya seçmeni ikna edemez ise seçime katılım düşebilir. Bunun sonucunun kime yarayacağı ise öngörülemeyebilir. Muhalif blok, seçmeni kimlikler ve kutuplaşmalar dışında düşündürtmek ve oy verdirtmek istiyorsa bunun yolu ilkeler ve hedefler üzerinden bir ittifak oluşturmak. Bu ilkeleri ve hedefleri de son derece şeffaf biçimde toplumla beraber tartışarak uzlaşmak. Ancak o zaman iktidarın ‘kim kiminle’ dili ve düşmanlaştırması bertaraf edilebilir” dedi.