Demokrat Başbakan - 9 - İslam Yaşar'ın Kaleminden...
Menderes, Fethi Beyin söylediği sebeplerin yanı sıra, adı cumhuriyet olsa da ülkenin idare şeklinin cumhuriyet değil keyfî istibdat olduğunu gördüğü ve demokratik teamüllerden ziyade istibdat ve dikta uygulamalarının hakim olduğunu bildiğinden, o şartlarda siyasete girmek biraz cesaret isterdi. Hatta cesaret yetmez, büyük bir kahramanlık gerektirirdi.
İnönü zulmünün ve sû-i istimal söylentilerinin ayyuka çıkması üzerine M. Kemal 1924 yılında onun yerine makul tavrı isabetli kararları ile dikkat çeken Fethi Okyar’ı başbakan tayin etmiş, Rauf Orbay, Kâzım Karabekir gibi isimlere de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurmuştu.
Aynı yıl içinde Şeyh Said isyanının vuku bulması, başbakan Fethi Okyar’ın, Suriye’deki birliklere takviye için hazırlanan takriben 30 bin kişilik ordunun, en fazla 500 silâhlı adamı bulunan Şeyh Said’in üzerine gönderilmesine karşı çıkması yüzünden M. Kemal onu azletmiş, yerine yine İnönü’yü getirmişti.
Bununla da iktifa etmemiş, ülkedeki siyasî gelişmelerle ve Doğudaki hadiselerle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, daha yaşını doldurmayan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kapatmış, Takrir-i Sükûn Kanunu’nu çıkarıp ve İstiklâl mahkemelerini kurdurarak zulmü daha şiddetli hâle getirmişti.
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI KURULUYOR
Şeyh Said’in, isyan şeklinde gösterilen itiraz hareketi binlerce can pahasına bastırılıp farklı siyasî kanaatler taşıyan insanlar zorla susturularak zahirî sükûnet sağlandı. M. Kemal, muhtemelen millet içindeki kendisine muhalefet temayüllerini tesbit edip güçlenmeden bastırmak maksadıyla yeni bir çok partili sistem denemesi daha yaptı ve 12 Ağustos 1930 tarihinde Ali Fethi Bey’e Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurdu.
Eylül ayının başında parti teşkilâtını kurmak için İstanbul’dan vapurla İzmir’e gelen Fethi Bey, vâlinin engelleme çabalarına rağmen büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Yeni partiye ve Fethi Beye ilginin ikinci gün yapılacak mitingde çok daha artacağını anlayan Vâli Kâzım Dirik ve Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ileri gelenleri, meydana açılan caddeleri, sokakları kapatıp şehirler arası yollarda otobüsleri durdurarak kalabalığı engellemeye çalıştı.
Vâli emir verdi, emniyet kuvvetleri sert tedbirler aldı ise de daha miting başlamadan meydana kırk binden fazla insan toplandı. Vâli, kalabalığı dağıtmak için polislere ateş açma izni verdi. Emniyet kuvvetleri müdahale edince halk dağılmamakta direndi. Polislerin ateş etmeleri üzerine 14 yaşında Necati adlı bir talebe vurularak öldürüldü.
O sırada Necati’nin babası İsmail de yanındaydı. Çocuğunun kanlı cesedini kucağına aldı, onu takip eden kalabalıkla birlikte Fethi Beyin kaldığı otele doğru yürüdü. O sırada hadiseden haberdar olan Fethi Beyin yanına gelince gözyaşları içinde çocuğunun naşını önüne koydu.
GEREKİRSE BAŞKA KURBANLAR DA VERİRİZ
“Fethi Bey, işte sana bir kurban. Gerekirse başka kurbanlar da veririz. Yeter ki sen memleketi kurtar, bizi kurtar.”
İsmail Efendi’nin sözleri Fethi Beyi duygulandırdı. Bir süre onu tesellî edecek sözler söylemeye çalıştı ise de söyleyecek söz bulamadı. Onun hâlinden, fakir bir insan olduğunu anlayınca, hiç değilse biraz maddî yardım etmiş olmak için yüz lira verdi. İsmail Efendi’nin o parayı almaması, Fethi Bey dahil oradaki herkesi ağlattı.
“Memleketi kurtar.”
“Bizi kurtar.”
Ertesi gün Fethi Bey böyle haykırışlar arasında ayrıldı İzmir’den. Aydın’a geldiğinde yine büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Maksadını açıkladığı zaman, temas kurduğu insanların, il başkanı olarak ısrarla Adnan Beyi tavsiye etmesi üzerine onunla tanışmak istedi.
Adnan Bey, ülkedeki siyasî gelişmeleri yakından takip ettiği ve Fethi Bey’in Aydın’a geldiğini bildiği hâlde karşılamaya katılmadı, yanına gitmedi ve kalabalıktan uzak durmaya çalıştı. Fethi Bey, ısrarla tanışıp görüşmek isteyince adamları aradılarsa da bulamadılar.
Fethi Bey onunla görüşmeden gideceğe benzemiyordu. Onları daha fazla uğraştırmamak için ortaya çıktı. Adamlarının irtibat kurması neticesinde Fethi Bey’le buluştu. Samimî bir hava içinde geçen görüşmede selâm, kelâm ve tanışma faslından sonra Fethi Bey maksadını açıkladı.
“Aydın il başkanımız olur musun?”
EŞİME SÖZ VERDİM
Adnan Bey için cevabı oldukça müşkül bir soru idi bu. Serbest Fırkayı desteklediğini, çalışmalarını takdir ettiğini söyledikten sonra çiftliğin işleri ile meşgul olması gerektiğini anlattı. Kendisini ve partisini desteklese de bu hususta eşine söz verdiğinden siyasete girmeyeceğini söyledi.
Eşine verdiği sözü tutması hususundaki kararlılığını takdir eden Fethi Bey; vatana, millete, memlekete hizmet meselelerini nazara verdi. Bunun en müessir yollarından birinin de siyaset olduğunu ifade etti. Fethi Bey’le Adnan Beyin görüşmesi gece boyu sürdü.
Fethi Bey’in söylediği diğer sebeplerin yanı sıra, adı cumhuriyet olsa da ülkenin idare şeklinin cumhuriyet değil keyfî istibdat olduğunu gördüğü ve demokratik teamüllerden ziyade istibdat ve dikta uygulamalarının hakim olduğunu bildiğinden o şartlarda siyasete girmek biraz cesaret isterdi.
Hatta cesaret yetmez, büyük bir kahramanlık gerektirirdi.
Adnan Bey’de medenî cesaret, insanî münasebet, siyasî istidat, beliğ hitap, muknî konuşma ve mütebessim yüz ifadesi gibi bir siyasetçide bulunması elzem olan vasıfların yanı sıra, o kahramanlık hasletinin de olduğunu müşahede eden Fethi Bey’in ısrarı zor da olsa netice verdi. Adnan Bey Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Aydın il başkanı olmayı kabul etti.
MUSTAFA KEMAL’İN TELÂŞI
Adnan Bey, fiilen o zaman atıldı siyasete. Çiftlikte ve sair işlerde olduğu gibi siyasette de işinin hakkını verdi. Aydın’ın il ve ilçelerinde kısa zamanda teşkilâtlanma faaliyetlerini tamamladı. Birkaç ay sonra yapılan belediye seçimlerinde sekiz belediye başkanlığı kazanarak Serbest Fırka’nın en başarılı il teşkilâtı oldu.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın teşkilâtlanma ve propaganda faaliyetlerinde gösterdiği başarı ve milletten gördüğü teveccüh, Mustafa Kemal’i de, Cumhuriyet Halk Fırkası’nı da telâşlandırdı. Serbest Fırka, o günlerde çıkarılan Menemen Hadisesi bahane edilerek kuruluşundan üç ay kadar sonra 17 Kasım 1930 tarihinde kurucularına fesih ettirildi.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın ve muvâzaa maksadıyla kurdurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın millet mabeyninde mâkes bulması ve bütün engellemelere rağmen rağbet görmesi, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın da halka yönelmesine vesile oldu.
Serbest Fırka’nın Aydın ilinde gösterdiği başarının sebebini merak eden Halk Fırkası inceleme yapmak üzere Celal Bayar başkanlığındaki bir heyeti o ile gönderdi. İldeki parti teşkilâtını yenilemeyi plânlayan heyet Aydın’da bir hafta kaldı. Serbest Fırka’nın il teşkilâtı mensupları ile görüştü. Adnan Bey heyetin görüşme talebini kabul etmedi.
Heyetin ısrarlı talebi ve Serbest Fırka’da birlikte çalıştığı arkadaşlarının istirhamı üzerine görüşmeyi nezaketen kabul eden Adnan Bey, onlardan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Aydın il başkanı olması teklifini alınca şaşırdı. Çünkü Halk Fırkası ile aralarında bazı telâkki farklılıkları vardı ve bunu onlar da biliyordu.
Memlekete, millete hizmet şevki ile girdiği Serbest Fırka’nın kapatılmasından sonra siyasete girme kararını gözden geçirmeye fırsat bulamadan böyle bir teklif alınca teşkilâtı kendisinin kurması, Aydın’da mahallî seçimlerin yenilenmesi gibi Cumhuriyet Halk Fırkası başkanının kabul etmeyeceğini düşündüğü ağır şartlar ileri sürdü.