On Üçüncü Şuâ’da yer alan kısacık bir mektupta, talebelerine hitaben şunu söylüyor Üstad Bediüzzaman:

“Aziz, mübarek Kardeşlerim!

“Bizim memlekette, eskide Arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beş yüz ve Arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen birden okuyabilir.”

*

Mübarek Kurban Bayramı günlerini ağız tadıyla ve huzur içinde geçirmeyi temenni ediyoruz. Ne var ki, hâl-i âlemdeki vaziyet, arzu ettiğimiz huzura imkân vermiyor, maalesef. 

Bilhassa Filistin ve Gazze’de yaşanan insanlık trajedisi, bütün ehl-i İslâm gibi bizi de dilhûn ediyor. Onlara duâ etmekten başka da elimizden fazla bir şey gelmiyor. 

Devletler arası münasebetlerde, doğrudan devlet birimlerinin devreye girmesi ve üzerine düşeni yapması gerekiyor. Ne yazık ki, Türkiye’nin yanı sıra diğer İslâm devletleri de Filistin meselesinde üzerine düşeni hakkıyla yapmıyor, ya da yapamıyor. Hatta öyle ki, dünyadaki gayr-ı müslim bazı ülkeler, bu meselede Müslüman ülkelerin önünde gidiyor. Bu da gösteriyor ki, Filistin, sadece Müslüman nüfusun değil, bütün ümmetin ve bütün insanlığın meselesi haline gelmiş durumda.

*

Ağız tadıyla bir bayram geçirebilmek için, bilhassa dikkat edilmesi gereken bir başka husus var. O da trafik sıkışıklığı, insan kalabalığı ve duygu yoğunluğu ziyade olan bayram ziyaretleridir.

Ölümlü ve yaralanmalı trafik kazaları, ne yazık ki en çok bayram günlerinde vuku buluyor. 

Kimi acemi, kimi heyecanlı, kimi duygulu, kimi uykusuz halde, kimi sevdiklerine sürpriz yapma emelinde, kimi kulağı ve dikkati telefonda olan sürücüler, kazan yapan ve kazalara en çok sebebiyet veren kimseler oluyor maalesef.

Oysa, bütünüyle mekanik, yahut elektronik cihazlarla donatılmış olan trafik araçları duygulanmıyor ve duygudan anlamıyor. Bu durumda, anlık veya saniyelik bir hata, yahut dikkat dağılması, telâfisi mümkün olmayan kazalara sebebiyet verebiliyor.

Kaza olduktan, hele ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan kazalar meydana geldikten sonra, maalesef bayramın da tadı kaçıyor. Hele, çokça sevdiği, değer verdiği yakınlarını bayram trafiğinde kaybeden kimseler, o bayram gibi gelecek bayramlarda da doğru dürüst bir sevinç yaşayamaz hale geliyor. “Bayram”dan söz edince, onları içi burkuluyor, kederli-hüzünlü haller yaşamaya başlıyor.

Onun için, bayramlarda alabildiğine yoğunlaşan trafiğe çıkarken, sadece kendini ve arabanın içindeki yolcuları değil, onları bekleyen sevenlerini de düşünerek serin kanlı ve teenni ile hareket etmek icap ediyor.

Sevdiklerini ve büyüklerini ziyaret etmek maksadıyla yola çıkanlara hayırlı yolculuklar ve kazasız-belâsız şekilde gidiş dönüşler diliyoruz.

***

TEBRİK

Ağız tadıyla ve huzur içinde bir bayramı idrak etmek duâ ve niyâzıyla, bayramınızı tebrik ve tes’id eder, sıhhat ve afiyet dolu günler dilerim. (MLS)