Hac, insanı değiştiren, dönüştüren ve güzel ahlâk sahibi yapan bir ibâdettir.
Hac; sabrı, şûrâyı ve insanlara saygılı olmayı öğreten bir ibâdettir.
Hac; günah ve kusur işlememeyi ve istişâreyi öğreten bir ibâdettir.
Hac; tavaf esnasında ve her zaman kimseyi üzmemeyi, kimseyi ezmemeyi ve kimseye zarar vermemeyi öğreten bir menâsiktir.
Hac, bütün canlılara ve cansızlara zarar vermemeyi öğreten bir menâsiktir.
En önemlisi de; Kâbe tevhîdin, ihlâsın ve İttihâd-ı İslâm'ın sembolüdür. İslâm birliğinin ve dirliğinin remzidir.
Hac, büyük ve kudsî bir istişâre alanıdır.
Hac; İslâm dünyâsının problemlerinin konuşulacağı ve çözüme kavuşturulacağı şûra meclisidir.
Bu büyük meşveret meclisi görevini yapmadığı için, başta Gazze, Filistin ve diğer yerlerdeki acımasız ve vahşî zulümler devam ediyor.
İşte bu yüzden Hac, farz olan İttihad-ı İslâm'ın birinci merkezidir.
Hac; selâmlaşmanın, tanışmanın, kucaklaşmanın, dayanışmanın, kaynaşmanın, yardımlaşmanın, her türlü problemlere ve sıkıntılara çözüm bulmanın fırsatı ve zamanıdır. Haccın en çok ihmal edilen en önemli konusu budur.
Haccın en kusurlu meselesi budur. İlgili ve yetkili resmî ve gayr-i resmî yetkililerin sorumluluğu çok ağırdır. Ve vebâli çok büyüktür.
Ebû Hüreyre radiyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre: "Hangi amel daha efdaldir?" diye Resûlullah'tan soruldu:
Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm: "Allâh ve Resûlüne iman etmektir," dedi.
Sonra "En efdal amel hangisidir?" dediler. "Fîsebîlilah cihattır," buyurdu. Daha sonra hangisidir? denildiğinde: "Kusursuz îfa edilen hac'dır," cevâbını verdi. (R. Sâlihîn, c.2/1278)
Evet, kusursuz ve kimseye ve hiçbir canlıya ve cansıza zarar vermeden ve büyük istişârenin yapıldığı hac günahları sıfırlar ve anadan doğmuş gibi derece kazandırır.
Ebû Hüreyre radiyallahu anh'den rivâyet edilen bir hadiste sevgili ve şefkatli Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem: "Bir kimse Hacceder ve hac esnâsında fena lakırdı söylemez ve büyük günahlardan çekinir, küçük günahları işlemekte ısrar etmezse, o kimse, günahlarından arınarak annesinden doğduğu günkü gibi hacdan döner" buyurdu. (Kul hakkına âit günahlar affolunmaz) (R. Sâlihîn, c.2/1279)
İman, İslâm, ihlâs, ilim, hilm, takvâ, güzel ahlâk, şevk, ümit, Kur'ân ve sünnet üzere kalınız.