Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Millî Eğitim Müdürlüğünce çocuklara yönelik olarak hazırlanan “Tarih yazan çocuklar” başlıklı video serisinde “İnançlı ve cesur âlim Said Nursî” adlı bir videonun da yer alması gündemde.
Video, beklendiği gibi laikçi-Kemalist cenahı rahatsız etmiş. Valinin, giriş kısmındaki kısa takdim konuşmasında arka fona Erdoğan’ın yanı sıra M. Kemal’in portresinin konulması da bu tepkinin önünü kesememiş. (Ki genel muhtevası gayet olumlu olan videonun eleştirilmesi gereken tarafı, Said Nursî’nin asla kabul etmediği ve uzlaşmadığı resmî ideoloji ile tek adam rejiminin simgeleri üzerinden dolaylı “propaganda” yapılması.)
Laikçi Kemalistler yine Şeyh Said’le karıştırdıkları—ve gerçek bir dindar cumhuriyetçi olan—Bediüzzaman’a “cumhuriyete hakaret” iftirasında bulunarak ve M. Kemal’i de işin içine katarak hem cehaletlerini, hem de “ahlakî düzey”lerini bir kez daha sergilemişler.
Bu arada şehirde bir caddeye kayyım belediyesi tarafından Şeyh Said isminin verilmesine yine malûm cenahtan gelen tepkilere İyi Parti’nin demokrat kimliğiyle bilinen ve önde gelen isimlerinden Salim Ensarioğlu’nun verdiği cevap nedense mensubu olduğu partinin yönetimini rahatsız etmiş.
Tek parti dönemi başlarken niyetlendiği isyan teşebbüsüne Üstaddan destek istediğinde ondan “Vazgeç” cevabı alan ve tuzağa düşürülen Şeyh Said ile, çıkarıldığı darağacında “Evlâd-ı Kerbelayıh. Bîhatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir” dedikten sonra idam edilen Seyit Rıza’nın yanı sıra Bediüzzaman’ın kayıp mezarlarının bulunması talebini dillendiren Ensarioğlu hakkında disiplin süreci başlatılmış.
“Mezarım bilinmesin” vasiyetinde bulunan Bediüzzaman için bu talebin bir geçerliliği olmasa da diğer iki isim için ailelerinin ve bölge halkının böyle bir beklentisi var.
Ensarioğlu “Biz toplumun tüm değerlerine hürmeti bir hafıza barışı olarak görüyoruz. Ülkemizde öncelikli olarak bir hafıza barışından başlanıp huzur ikliminin kalıcı olarak sağlanmasının tüm kesimlerin dahli ile mümkün olabileceği inancının kırılmasına müsaade etmeyeceğimizi ilgili taraflar bilmelidir” diyor.
Parti sözcüsü ise bu paylaşımın “Millî Mücadelenin ruhuna ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucu iradesinin ortaya koyduğu tarihî ve millî gerçeklere aykırı” olduğunu iddia ediyor ve “Böyle bir anlayışın partimizle hiçbir ilişkisi yoktur ve bundan sonra da olamayacaktır” diyor.
Böylece Akşener’in Yeni Asya’yı “Risale-i Nur’un matbuattaki sesi” olarak görüp takdir etmesiyle de çelişmek suretiyle, partisinin demokratlıktan ve bölge halkının hassasiyetlerinden iyice kopuşunu tescilliyor. Yazık...