"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çeşit çeşit istibdatlar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Haziran 2025, Salı
Bediüzzaman’ın “düşmanlarımız” olarak sıraladığı cehalet, zaruret ve ihtilâf hastalıkları, istibdadın hem ürünleri, hem de onu besleyip “güçlendirerek” devamını sağlayan unsurlar.

İstibdadın bir tahribatı da, bunlarla bağlantılı olarak ahlâk üzerinde kendisini gösteriyor. Uyguladığı baskı, muhataplarında, fıtrat ve mizaçlarına göre değişen tezahürlere sebep oluyor.

Yalan, dalkavukluk, ikiyüzlülük, idare-i maslahatçılık, nemelâzımcılık ve isyankârlık gibi hallerin en önemli sebebi ve kaynağı, hep istibdat.

İşin garip tarafı, istibdadın oluşturduğu sıkıntılı ortamdan çıkış yolunu dalkavuklukta bulanlar da, baskılara boyun eğmeme tavrını tercih edenlerden, tepkilerini fevrî ve ölçüsüz reaksiyonlarla ortaya koyanlar da, netice itibarıyla baskı ve tahakküm sisteminin ömrünü uzatıyorlar.

Velhasıl, yine Said Nursî’nin ifadesiyle, istibdat “her şeye sirayetle zehrini atan” bir belâ. İhtilâfların da kaynağı o, ahlâktaki bozulmaların da, şevk kaybının da, geri kalmışlığın da...

Kurtuluş çaresi ise 1911’de irad edilen Hutbe-i Şamiye’nin son kısmındaki şu cümlede: “Çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak, meşveret-i şer’iye ile şehamet ve şefkat-i imaniyeden tevellüd eden [ortaya çıkan] hürriyet-i şer’îyedir...”

Çok geniş ve kapsamlı hakikatlerin sığdırıldığı bu cümlede, öncelikle, gerek özel, gerekse kamusal hayatın her alanında değişik kılıklarla kendisini gösterebilen çok farklı, “çeşit çeşit” istibdatlardan söz edilmesi son derece manidar.

Bunları, insanın kendi dünyasında karşı karşıya olduğu nefisten başlatıp, giderek genişleyen daireler halinde aile, okul, çevre, devlet ve dünya... halkalarına kadar sirayet ederek zehirini akıtan istibdat tezahürleri şeklinde anlamak lâzım. Nerede açık veya örtülü bir tazyik, tahakküm ve psikolojik baskı varsa, orada hürriyet, istibdadın kayıt ve zincirleri ile bağlanmış demektir.

Ferdî hayatta nefsin kalbe ve akla; ailede babanın veya annenin eşine ve çocuklarına, ağabey veya ablanın küçük kardeşlerine; okulda müdürün öğretmen, öğrenci ve müstahdemlere; iş hayatında yöneticinin çalışanlara; devlette hükümetin ve bürokrasinin topluma uyguladığı “çeşit çeşit” istibdatlar...

Hiyerarşik yapıda tepeden başlayıp dikey olarak alt kademelere yayılan, yatay ilişkilerde de gücü elinde tutandan zayıflara yönelen baskılar...

Okunma Sayısı: 1360
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erol Sahra

    3.6.2025 20:39:34

    Bazı müslümanlar Üstad zamanında yasaşaymış, bana öyle geliyor ki Onun hakkında şunu da demekten kendilerini alamayacaktı :"kendi düşen ağlamaz"

  • Halil

    3.6.2025 18:34:17

    Cemaatlerin istibdadını görüp de, bütün istibdatların babası olan hükumetin siyasi istibdadını görmeyenlere ne demeli?

  • Abdullah

    3.6.2025 17:14:07

    Meşveretin istibdadı olmaz.Meşverete istibdat isnad etmek tehlikelidir.Çünkü istişareyi Allah emrediyor.Eğer çoğun luk hile ile oluşturulmuş ve bu çoğun luk bir istişare heyeti seçmiş ise bunla ların alacağı karar doğru bir karar değil dir.Çünkü çoğunluğun teşkili tartışmalı dır.Buna itiraz edilebilir.Ama usul ve esasına uygun bir çoğunluk oluşmuş ise bunların usulüne uygun istişare ile alacağı karara karşı çıkılmaz.İtiraz edil mez.Ve bu kararlara kesinlikle istibdat denilmez.İsabet etse de, etmese de mesuliyet yoktur.

  • Ömer

    3.6.2025 16:26:13

    Yukarıdan aşağıya doğru düşünen kişi, otoriterdir. Aşağıdan yukarıya doğru toplumun şekillenmesini isteyen demokrattır. Kendisinden daha aşağı mertebede olanlara inisiyatif alanı bırakan demokrattır; kimseye inisiyatif hakkı tanımayan otoriterdir.''Kaleminize sağlık tebrikler 👏👏👏🌅

  • Cihan salih

    3.6.2025 15:02:37

    Rabbim cümlemizi nifaktân, takiyyeden,kibirden, hodbinlikten, istibdattan, echeliyetten,ğıybetten, sû-i zan'dan, hadsizlikten, ucubdan, ülfetten, gafletten muhafaza eylesin. Bunlara riâyet etmeyenlere zalimlerin eliyle 15 temmuzda öyle bir tokat aşketti ki hem kendileri hem de diğer mütedeyyin çok insanlar zarar gördü.Şimdi sıra makam mevki, maddiyyat ile sarhoş olmuş, kendilerinden geçmiş zalim kibir ehlinde... Sevinmiyoruz bu durumlara ama şunu da demekten kendimizi alamıyoruz :"kendi düşen ağlamaz"

  • Kamil yunt

    3.6.2025 10:09:02

    Meşveret istibdatı: Temsili seçilen üyeler cemaate mensup bütün bireyler adına karar alıyor. Ve bu karar uymayanlar cemaatten atılıyor. Bu da istibdat değil mi?

  • HASAN DOĞAN

    3.6.2025 09:55:02

    Kuvvet kanunda olmazsa istibdad münkasım olur diyor üstad.Yani en tepeden en alta kadar gücü yeten yetene istibdad uygular maalesef bugün olduğu gibi.

  • Erdem

    3.6.2025 05:00:25

    Bunların hepsi bir yana fetullahçıların bireylere karşı uyguladığı istibdatın eşi benzeri görülmemiştir. Mensuplarının evliliğine kadar disiplin altına alan dehşet bir istibdat.

  • Halil İbrahim Karahan

    3.6.2025 03:29:25

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun sizi....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı