"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaratılış, arş ve esir maddesi

19 Aralık 2015, Cumartesi
“Yaratılış, Arş ve Esir Maddesi” konulu bir seminer veren Dr. Bahri Tayran, kâinatın yaratılışı konusunda astronomi ve fen bilimleri tatmin edici bir açıklama yapamadığını ifade ederek, “en doğru ve sağlıklı bilgileri Kur’ân-ı KerÎm’de ve Peygamberimizin (asm) hadislerinde bulabiliyoruz” dedi.

Mikro ve Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Bahri Tayran, Demokrat Eğitimciler Derneği’nin (DED) düzenlediği, “Yaratılış, Arş ve Esir Maddesi” konulu konferansta yaratılış konusunda ilginç değerlendirmelerde bulundu. Kâinatın yaratılışı, güneş sisteminin teşekkülü konusunda günümüz gelişmiş asrtonomi ve fen bilimleri tatmin edici bir açıklama yapamadığını belirten Tayran, “Bu konuda en doğru ve sağlıklı bilgileri Kur’ân-ı Kerîm’de ve Peygamberimizin (asm) hadislerinde bulabiliyoruz. Ancak bunların doğru şekilde yorumlanması konusunda sıkıntı yaşanmaktadır” dedi. 

En gerçekçi yorumu Bediüzzaman yapmış

“Kur’ân-ı Kerîm’de geçen yaratılış ile ilgili âyetlerin en güzel ve gerçekçi yorumunu Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin Risale-i Nur Külliyatındaki açıklamalarında bulabiliyoruz” diyen Tayran, bu konudaki çalışmalar fen ilimleriyle ulaşanlara da büyük kaynak olduğunu söyledi.

Yaratışın konusundaki terimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tayran, “Kur’ân-ı Kerîm’de geçen ‘yaratılış’ konusundaki terimlere baktığımız zaman ‘Arş, Kürsi, Nûn ve’l-Kalem, Levh-i Mahfuz, İmam-ı Mübîn ve Kitab-ı Mübîn gibi terimlerin en güzel açıklamaları ve açılımlarını Risale-i Nurlarda buluyoruz. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’in 68. Sûresi Kalem Sûresidir ve Nûn ve’l-kalemi ve mâ yesturûn! (Kalem Sûresi, 68: 1-2.) diye başlar. Yani ‘Nûn’a ve kaleme ve satırlarına yemin olsun ki!’ demektir.” dedi. Müfessirlerin bu âyetleri izah ederken çok dar bir çerçevede meseleye baktıklarını ifade eden Tayran, “Okka, divit ve mürekkep şekliden açıklamalar getirmişlerdir. Halbuki Peygamberimiz (asm) hadislerinde Allah önce kalemi yarattı ve ona ‘Yaz!’ ferman etti. O da Levh-i Mahfûza her şeyin kaderini yazdı buyrulur. Bu yazının elbette maddî bir kalem ve mürekkeple olması düşünülemez. Bir de yüce Allah’ın, ‘Bir şeyin olmasını murad edersek ona ‘Ol!’ deriz; o da oluverir.’ (Yasin Sûresi, 36: 82.) âyetine baktığımız zaman burada Kün fe yekûn ifadesini görürüz ki, her iki kelimede de Nûn vardır. Bediüzzaman’a baktığımız zaman “Kâf Nûn tezgâhı”ndan bahsettiğini görürüz” şeklinde konuştu.

Dört büyük arş

Bediüzzaman’ın yeryüzüne, insana ve dünyaya bakan yönü ile ‘Dört büyük Arştan’ bahsettiğini belirten Dr. Bahri Tayran, “Birincisi; ihsan ve Rahmet arşı olan su. İkincisi; hıfz ve hayat arşı olan toprak. Üçüncüsü; Emir ve İradenin arşı olan hava. Dördüncüsü de; ilim ve hikmet arşı olan Nur. Nuru da hararetli ve hararetsiz olarak ikiye ayırır. Birincisi ateş, ikincisi de ışıktır. Bediüzzaman bu şekilde yüce Allah’ın dünyadaki hakimiyetini ve tasarrufunu anlatmaktadır” ifadelerini de kullandı.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 5399
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı