GÜNÜN TARİHİ: 17 Şubat 1959
Başbakan Menderes ve beraberindeki kalabalık heyeti taşıyan "TC-SEV" isimli uçak, Lonrdra yakınlarında arızalanarak ormanlık bir alana düştü. (17 Ocak 1959)
Menderes’in sağ (hafif yaralı) kurtulduğu bu uçak kazasında, aralarında bakan ve milletvekillerinin de bulunduğu 14 kişi vefat etti. Mürettebat ile 6 yolcunun ise yaralı olduğu tesbit edildi.
Başbakan ile beraberindeki Türkiye heyeti, ilgili ülke temsilcileriyle birlikte “Kıbrıs Meselesi”ni görüşmek üzere Londra’ya gidiyordu.
Kazanın tafsilâtı
Başbakan Adnan Menderes'in başkanlığındaki Türkiye heyetini taşıyan THY uçağının, önce Londra'nın merkezine daha yakın olan Heatrow Havalimanına inmesi planlanmıştı.
Ne var ki, Heatrow kontrol kulesi yetkilileri, Londra’daki aşırı sis sebebiyle diğer uçaklar gibi Türkiye uçağını da 25 km kuzeyde bulunan Gatwick Havalimanına yönlendirdi. Oysa, burası da sisliydi ve görüş mesafesini büyük ölçüde daralmış durumdaydı.
İngiltere Havacılık Bakanlığının raporuna göre, uçağın kuleyle telsiz irtibatının kesilmesi ve yoğun sis sebebiyle, THY uçağı saat 16.58'de aniden çıkan bir fırtınanın da etkisiyle Londra yakınlardaki ormanlık bir alana çakılmıştır. Yerde 250 metre kadar sürüklendikten sonra, uçağın iki kanadı da kopmuş ve taklalar atarak parçalanmıştır.
* * *
Uçağın düştüğü civardaki bir çiftlikte bahçıvanlık yapan iki-üç kişinin de bu kazaya şahit oldukları tesbit edildi. Bu İngiliz bahçıvanlar, gökyüzünde müthiş bir motor gürültüsü duyduktan sonra sivil bir uçağın hızla üzerlerine doğru inmeye başladığını görünce, bulundukları tarlada yere kapanıyorlar.
Uçağın ürkütücü patlama sesiyle yakınlardaki ormana düştüğünü gören bu şahıslardan biri bisikletiyle polis karakoluna giderken, diğer iki kişi ise kaza mahalline gidiyorlar.
Kaza yerine ilk ulaşanların anlattığına göre, kanatları kopan uçak, ayrıca iki parçaya ayrılmış durumdaydı. Düştükten sonra dışarı çıkamayan yolcular ise, koltuklarda kimisi ölü ve kimisi de baygın halde idiler. Kazada ayağından hafifçe yaralanan Menderes, DP Sakarya Milletvekili Rıfat Kadızâde’nin yardımıyla dışarı çıkarılıyor.
Biraz sonra olay mahalline gelen Tony isimli çiftçi ve hemşire eşi Margareth, tanımadıkları Başbakan Menderes'i takım elbisesi kanlı ve çamurlu bir şekilde çalıların üzerinde otururken bulurlar.
Menderes, onlara İngilizce olarak, kendisinin bir sıkıntısının olmadığını söyler ve uçaktakilere yardım etmelerini ister. Kocasıyla birlikte Menderes’i çimenlerin üzerine taşıyıp bilincini açık tutmaya çalışan hemşire Margareth, bu esnada "Siz kimsiniz? Bu uçak hangi ülkeye ait?" diye sorar. Menderes, "Türkiye Başbakanıyım. Uçaktakiler de benimle birlikte Londra'daki Kıbrıs görüşmelerine gelen Türk delegasyonudur" şeklinde cevap verir.
Kazada vefat edenler:
Muzaffer Ersü (Başbakanlık Özel Kalem Müdürü), Ali Server Somuncuoğlu (Basın-Yayın ve Turizm Bakanı), Abdullah Parla (Türk Hava Yolları Genel Müdürü), Şerif Arzık (Anadolu Ajansı Genel Müdürü), Kemal Zeytinoğlu (DP Eskişehir Milletvekili), İlhan Savut (Dışişleri Bakanlığı 2. Daire Başkanı), Mehmet Ali Görmüş (Basın-Yayın ve Turizm Bk. Özel Kalem Müdürü), Sedat Görmüş (Dışişleri Bakanlığı Kâtibi), Burhan Tan (Akşam Gazetesi foto muhabiri), Münir Özbek (Kaptan Pilot), Sabri Kazmaoğlu (Yardımcı Pilot), Lütfi Biberoğlu (Yardımcı Pilot), Gönül Uygur (Hostes), Gündüz Tezel (Telsiz Operatörü.)
Hadisenin öncesi ve sonrası
Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs’ı işgalci İngiliz’in elinden almaya kararlıydı. Önce 11 Şubat 1959’da Türkiye ile Yunanistan arasında “Zürih Anlaşması”nın imzalanması sağlandı.
Ardından 17 Şubat’ta İngiliz-Türk-Yunan görüşmeleri için İngiltere’ye gidilmesine karar verildi.
Bütün bu görüşme ve antlaşma trafiği neticesinde, İngiliz egemenliğinin Adada sona erdirilmesine ve yönetimin bir yıl içinde kurulacak müşterek Kıbrıs Cumhuriyetine devredilmesine karar verildi.
Özetle: Başbakan Menderes ve Hariciye Bakanı Zorlu, Londra ve Zürih Antlaşmalarıyla Türkiye’ye hem “garantörlük” hakkını kazandırdılar, hem de Kıbrıs’ı İngiltere’nin tahakkümünden kurtarmış oldular.
* * *
Kaderin garip tecellisine bakın ki, 1959’da çok ölümlü uçak kazasından kurtulan Başbakan Menderes, bir yıl sonra darbe ile iktidardan uzaklaştırıldı ve yüzlerce dâvâ arkadaşıyla birlikte Yassıada’ya sevk edildi.
Burada kurulan uyduruk bir mahkemenin bir seneden fazla süren işkenceli sorgulamaları neticesinde, Menderes ve iki bakan arkadaşı darağacına götürülerek idam edildi.
Yassıada’da insanlık dışı muameleler sebebiyle orada vefat edenlerin sayısı dokuz, hastalanarak çıkanların yekûnu ise yüzden fazla.
Nitekim, hakaretli duruşma esnasında kalp krizi geçirerek duruşma salonunda vefat Sağlık Bakanı Dr. Lütfi Kırdar’ın vefat yıldönümü de tam tamına bugüne (17 Şubat 1961) tevafuk ediyor.
DP’li Dr. Tahsin Tola anlatıyor:
Ankara'ya gideceğim zaman Isparta'da Üstad Bediüzzaman’a uğradım... Adnan Menderes'in Londra seyahati sırasında, Üstad çok telâşlanmıştı. Ali İhsan Tola ile Atıf Ural'ı Menderes'e göndermişti. Seyahatini tehir etmesini istiyordu.
Arkadaşlarımız, Menderes İstanbul'a gittiği için görüşemediler. Üstad'ın çok mühim bir arzusunu Menderes'e ulaştıramadık.
Daha sonra Üstad'ın bu derece telâş sebebi ortaya çıktı. Menderes uçak kazası geçirdi. Fakat, inayet-i İlâhî ile kurtuldu.