"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mukaddesat, dünyaya alet edilmez

M. Latif SALİHOĞLU
29 Mayıs 2025, Perşembe
Herkesin kendine göre mukaddes değerleri vardır. Cemiyetlerin, milletlerin de öyle.

Meselâ, dini ve mukaddesatı olmayan bir millet yaşamaz, yaşayamaz. Velev ki, o din batıl ve hurafelerle dolu olsa dahi, milletler ve topluluklar yine de ona bağlı kalarak yaşayabilir. 

Misal: Hak din olan İslâmiyetin dışında ineğe, ateşe, güneşe, yıldızlara, put ve heykellere tapmış ve halen de tapmakta berdevam olan milletler, topluluklar var.

Bir misal de dahilden: Başlangıçta hiçbir dini kabul etmeyen Kemalistler, “Dinsiz bir millet yaşayamaz” gerçeği karşısında, bir süre sonra Kemalizmi din haline getirmeye başladılar. Behçet Kemal Çağlar’ın “Ata’ya Mevlit” şiiri bir dönem için revaçtaydı. Aynı dönemde bir adım daha ileri gidilerek, “Türk’ün ilâhı Atatürk” sözleri dolaşıma girdi. 1943 baskılı TDK’nın “Sözlük” kitabında ise, “Türk’ün dini Kemalizm” ifadesi açıkça yazılarak resmen de deklare edildi.

Netice itibariyle, mahiyeti ne şekilde olursa olsun “din ve mukaddesat” kitlelerin, milletlerin vazgeçilmez değerleridir. Ondan vazgeçtikleri andan itibaren, yok olmaya mahkûmdurlar. Nitekim, tarih boyunca yok olup giden birçok kavimler, cemiyetler, milletler vardır.

*

Bir yanlış, bir başka yanlışla telâfi edilmez. Bir günah, bir başka günahı işlemekle giderilmez. 

Buna binaen, “siyaseti dinsizliğie âlet etme” cürmüne mukabil, tutup “dini siyasete âlet etme” cürmü işlenmez. Birinin alternatifi diğeri değildir. İkisi de hatadır, günahtır, cürümdür.

Türkiye’de bir dönem siyaset dinsizliğe âlet edildi maalesef. İslâmiyet adına ne varsa yasaklandı. Mushaf-ı Şerif, yasak kitaplar listesinin başına konuldu ve tek tek camilerden, medreselerden, hatta yer yer evlerden dahi toplatılarak ya imha edildi, ya da hurda kâğıt fiyatına bakallara “ambalaj kâğıdı” şartıyla satıldı. (Yıllar önce K. Maraş’ta benzer bir hadisenin görgü şahidiyle bizzat görüştük. Aynı yasaklardan dolayı Kur’ân’ı saklayanlarla Barla’da da görüştük.)

Yasaklanan sadece Kur’ân-ı Kerîm değildi; Kur’ân dersi vermek de yasaktı. Keza, Ezan-ı Muhammedî okumak, cenaze namazında olsun “Allahu Ekber” diye tekbir getirmek, hatta “Allah” demek dahi yasaklanmış durumdaydı.

*

Yukarıda ifade edildiği üzere, siyasetin dinsizliğe âlet edilmesi ne derece ağır bir vebal ise, dini dünyaya âlet etmek veya siyasete tâbi kılmak dahi aynı nisbette ağır bir vebali netice veriyor.

Siyaset yoluyla dine hizmet edilir; ama, din siyasî ve dünyevî maksatlar için malzeme olarak kullanılmaz.

Ne yazı ki, günümüzün bazı siyasetçileri ve bilhassa iktidar cenahında yer alan bazı politikacılar, bu noktada kural-kaide tanımadan, hatta çiğneyerek gidiyorlar. Yer yer siyasî toplantı ve merasimlerin içine, üzerinde resmî “hocalık kisvesi” bulunduğu halde, bazı imamları, yahut din görevlisi kimseleri getirip katıyorlar. Belirlenen hutbe konularında, aynı saikle sınırları zorluyorlar.

Unutulmasın ki, diğeri gibi zamanla bu dahi ters teper ve aleyhlerine döner.

Zira, her şeyin bir haddi-hududu ve nihaî bir sınırı vardır. O sınır aşıldığında, yahut ısrarla ihlâl edildiğinde, bu kez aşılması zor sıkıntılar zuhur etmeye başlar. Mâlumdur ki, derman bile haddi aşarsa dert getirir.

Cami içinde, yahut Cuma çıkışında camilerin önünde siyasî mesajlar vermek, hele hele taraflı propagandalarda bulunmak doğru değildir. Böyle şeylerin dinin özünde-ruhunda olmadığı kanaatindeyiz. Zira, medrese, cami, mescid ve sair yerler, umumun mukaddes malı olan ulvî mahallerdir. Bunların ve buraların hiçbir şekilde dünyanın siyasetine, hatta ticaretine âlet edilmemesi ve tâbi kılınmaması gerekiyor.

Okunma Sayısı: 978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    29.5.2025 05:02:35

    Siyaseti dinsizliğe alet etmek ne kadar tehlikeli ise, dini siyasete alet etmek o kadar tehlikelidir. Bu iki tahripkâr cere yan açıkça bu iki tavrı, fiili ortaya koy muyorlar.Değişik fikir ve düşüncelerle, kılık ve kıyafetlerle topluma sunuyorlar. Kemâlistler; modern,çağdaşlık ve laik perdesi altında bunu yapıyorlar.Öyle o lunca bu perde altında sunulan dinsiz lik fark edilmiyor.Ancak imamın nuruy la bilinebilir.Dini siyasete alet edenler de dine hizmet adı altında, dini kavram ve kelimelerleri ve sembolleri kullana rak bunu yapıyollar.Bunların söylemle riyle fiileri birbirini tutmuyor.Bir tezat halinde yaşıyorlar.Toplumun % de 80'ni ehli tahkik olmadığı için, maalesef bunu fark etmiyor.Söylemleriyle fiilleri ni doğru değerlendirmiyor.Çelişkili ha yatlarını görmüyor.Parlak söylemlerine aldanıyor.Hissi ve tarsfgir davranarak bunları desteklemeye devam ediyor. Bu sakat eğilimden ancak kâmil manada dinin şuuruyla kurtulunabilir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı