"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşhur “6 Gün Savaşı”

M. Latif SALİHOĞLU
05 Haziran 2025, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 5 Haziran 1967

Dünya ve insanlık tarihinde hiç görülmedik, hiç duyulmadık bir savaş ve işgal hali, son 70-80 yıldır Filistin toprakları üzerinde yaşanıyor. Bir avuçluk siyonikt Yahudî İsrail devleti, burada koca Arabistan’a kan kusturuyor. Aynı şekilde BM kararlarını çiğniyor. En nihayet, savaş ahlâkını çiğneyerek insanlık âlemine kafa tutup dünyaya meydan okuyor.

Peki, bütün bunları nasıl ve neye dayanarak yapıyor?

Bu halin önemli birkaç sesebini şu şekilde sıralamak mümkün:

1. Osmanlı’nın ve Türklerin Ortadoğu’da zayıflamaya başlamasıyla (1917) birlikte, buraların İngilizlerin hâkimiyeti altına girmesi. İngiltere’nin yanı sıra, zamanla Fransa, Rusya ve ABD’nin de bölgede söz sahibi olmaya başlaması. Esas olan ise, “İngiliz siyaseti”nin bu coğrafyada tatbik sahasına konulması.

2. Yine İngilizlerin teşvik ve organize çabasıyla, dünyanın muhtelif merkezlerinde bulunan Yahudîlerin Filistin bölgesinde toplanmaya başlaması.

3. Yine İngiltere’nin öncülük etmesiyle, BM çatısı altında bir İsrail devletinin resmen kurulması: 1949

4. Dünyanın her tarafındaki Yahudîlerin, İsrail politikalarına bir şekilde (silah, para, medya, lobi...) destek çıkması.

5. Büyük dünya devletlerinin etkili Yahudî teşkilatları tarafından yönlendirilmesi.

6. Arap Birliği Teşkilatı ile İslâm İşbirliği Teşkilatının pasif kalması, yahut pasifize edilmiş olması.

7. Türkiye’de Demokrat bir iktidarın istikrar bulamayışı; bin bir çaba ve müşkilatla iktidara geldiklerinde de Mason ve Yahudî destekli darbe cuntaları tarafından devrilmesi.

8. İsrail’i manen ayakta tutan mutaassıp Yahudîlerin dinlerine sıkıca bağlanması ve “Beni İsrail”e mensup eski peygamberlerin mezarlarına ciddiyetle sahip çıkması. 

Bu hatırlatmalardan sonra, şimdi gelelim meselenin “Günün Tarihi” kısmına.

*

Yaklaşık elli sene boyunca (1917-1967) Filistin özelinde ve Ortadoğu genelinde yaşanan gerginlik, nihayet büyük bir gürültü ile patlak verdi. Hem de hiç görülmedik, hiç duyulmadık bir şekilde…

Özetle, 5 Haziran 1967 tarihinde şunlar oldu: Arap ülkelerinden Mısır, Suriye ve Ürdün ile İsrail devleti arasında dünyayı şaşırtan bir gelişme vuku buldu. İki taraf arasında 5 Haziran’da başlayan ve tam altı gün süren şiddetli bir muharebe yaşandı.

İsrail, günün erken saatlerinde elindeki neredeyse bütün savaş uçaklarını önce Akdeniz'e doğru havalandırdı. Yaklaşık sayısı 300 kadar olan bu uçaklar, kısa bir şaşırtma hareketini ardından, ânî bir manevra ile Mısır'ın üzerine yöneldiler. Daha önce planlandığı şekilde Mısır'ın bütün hava alanlarını bombaladılar. Mısır'a ait bir tek uçağın dahi yerden kalkmasına fırsat vermediler.

Bu arada, Mısır'a ait Sîna Yarımadasının hemen tamamını işgal eden İsrail, hiç ara vermeksizin Ürdün'ün kontrolü altındaki Gazze ve Batı Şeria topraklarını istilâ etmeye yöneldi. Sivil-asker ayırt etmeksizin her tarafı bombalamaya başladı. 

Bu durumda, çaresiz ve korumasız kalan bölgedeki Filistinliler, kendi topraklarını terk etmeye ve kitleler halinde Ürdün'e iltica etmeye başladılar. Mültecilerin sayısı, kısa sürede 400 bine dayandı.

Böylelikle, Filistin topraklarının da yüzde 20'den fazlasını işgal eden İsrail, hemen ardından Suriye'ye saldırdı. Yani, Kudüs'ten sonra Şam'a da göz diken İsrail'i, o zamanki Rusya (SSCB) bir derece dizginlemiş oldu. Daha ileri gitmesi halinde Kızılordu'yu harekete geçireceğini bildiren Rusya, teknolojik olarak da Arap ülkelerine her türlü desteği sağlayacağını duyurdu.

Bu sebeple, Suriye'ye ait Golan Tepelerini işgal etmekle yetinen İsrail, savaşın 6. gününde saldırıda bulunduğu ülkelerin hükümetleriyle bir ateşkes antlaşması yaptı.

Altı Gün Savaşı, başta Nasır'ın Mısır'ı olmak üzere, müttefik Arap ülkelerinin kesin hezimeti ve ağır kaybıyla neticelendi. İsrail ise, mevcut ülke sınırlarını birkaç misli daha genişleterek, gasbettiği topraklarda hak iddia etti ve BM'nin bütün girişimlerine ve aksi yöndeki kararlarına rağmen geri çekilmedi. Zamanla daha da ileri giden İsrail’i durdurmaya ve 1949 sınırlarına çakilmeye mecbur edecek bir güç henüz oluşmadı; varsa da henüz ortaya çıkmadı. Ama, şunu kesin olarak söylemek mümkün: Bir gün durum tersine dönecek ve dünyanın nefretini, insanlık âleminin lanetini üzerine çeken bu siyonist devlet, ileride şimdiye kadar yaptıklarını misliyle ödemeye mecbur kalacak.

Okunma Sayısı: 1107
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Tarık Tufan

    5.6.2025 12:35:13

    Bir gün çalışmayı seven insanlar gelirse bunlara bir tokat vurur perişan eder inşallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı