"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Pınarlar akarken…

Raşit YÜCEL
16 Ekim 2019, Çarşamba
Ülkemizin ve Dünyanın gündemini işgal eden harekâtın analizini yaparken, Bediüzzama’nın ince tesbitlerine bakılmalı.

Ülkemizden çıkan iki büyük nehir, asırlarca güney bölgelerimizden akarak Basra Körfezi’ne dökülürler.

Geçtikleri yerlere hayat veriyorlar.  

Osmanlı’nın zinciri kırıldığı zaman bu mekânlarda huzur ve sükûnet, yerini dehşet ve vahşete dönüştürdü.

Hadisenin kader cihetini Rabbimize havale ediyoruz.

Bunun ilâcı; Hutbe-i Şamiye’deki altı tane dehşetli hastalığın tesbiti ve teşhisinde belirtiliyor. 

Eğer bu temel düsturlar hayat tarzı yapılsa idi yaşanan bu acılar başımıza gelmeyecekti.

“Avrupa kâfir zalimleri ve Asya münafıkları“nın beraber yürüttükleri vahşet günümüzde ayyuka çıktı.

1990’lı yıllarda Amerika’nın PKK’lılara attıkları mühimmat ve yiyecekleri gazetemiz dile getirdiği zaman bazıları dudak bükmüştü.

Şimdi ne oldu?

Amerika göz göre göre hem mühimmat veriyor, hem de nakti yardımda bulunuyor PKK’ya.

Rüyada bir hitabedeki “emsalini Dünya’da görmediğimiz bahtiyar insanların” müjdelerine bakmasak, biz de üzülüp karamsarlığa kapılabiliriz.

Ama ümitvarız !

Çünkü: ”Şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sâdâ İslâm’ın sâdâsı olacaktır”

Buna delil Rusya’dır.

“Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha veya tâbi olabilir” demişti Bediüzzaman.

Sonra ne oldu?

Bugün İslâmiyet, Rusya’da serbestçe yaşanıyor.

Rusya’da elli milyondan fazla Müslüman var.

Eğer Bediüzzaman’ın ikazlarına yirmili yıllardaki meclis uymuş olsa idi, bu gün PKK gibi terör örgütleri varlık gösteremezdi.

Yetmişli yıllarda “Anarşi sebep ve çareleri” adında kalınca bir kitap yayınladık.

1979’da Ankara’nın göbeğinde anarşi sebep ve çareleri” adında muhteşem bir panel yaptık.

“Asya’nın bahtının miftahı, meşveret ve şûrâdır” sözünü gazetemizin günlük manşeti gibi neşrediyoruz.

Orta Doğunun istibdatçı liderleri aklını başlarına almalıdırlar.

Mısır’da, Suriye’de, Pakistan’da, Afganistan’da, İran’da, Irak’ta, Filistin’de, Yemen’de yaşanan acıların temelinde meşveretin hakkı ile yerine getirilmemesidir.

Yoksa yaşanan acılar dinmeyecektir.

Bu gün bu ülkelerde ecnebilerin faaliyetleri sinsice devam etmektedir.

Amerika’nın, Suriye’de, Irak’ta işi ne?

Ehl-i İman sorunlarını Kur’ân’ın emrettiği şekilde yapsa, mesele hallolacaktır.

Âlemi İslâm’ın Risale-i Nurlar’a ekmek ve ilâç gibi ihtiyacı vardır.

Ülkemizdeki siyasilerin yanlışlarında da bu ölçülerin hayat bulmamasından dolayı, istikrarsız ve hamaset dolu efelenmelerin payı da büyüktür.

İçişleri Bakanı, Savunma Bakanı, Dışişleri bakanı ve en başta Cumhurbaşkanı’nın Hutbe-i Şamiye’yi cebinden ve çantasından ayırmamalıdırlar.

Yoksa akan pınarların suları boş sahralara akmaya devam edecektir.

Artık yeter, içimiz acıyor.

Okunma Sayısı: 1678
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı