Son yaşanan ekonomik sıkıntılar vesilesi ile sesleri fazlaca çıkmayan emekliler en çok mağdur olan toplum kesimini oluşturuyor.
Yirmi beş yıl prim ödeyen SSK’lı ve Bağ-Kur’lu emekliler, bugünkü rakamlar ile üç yüz bin lirayı aşan bir rakam ödeyerek emekli oldular.
Buna karşılık, asgari ücrete tabi olan çalışanlardan daha düşük miktarda maaş almaktadırlar. Halbuki; bundan yirmi yıl önce emekli olan emekliler, asgari ücret ile çalışanlardan daha fazla maaş alıyorlardı. Gücü ve kuvveti yerinde olan bazı emekliler, ek iş yapma mecburiyetinde kalıyorlar.
Nasrettin hoca, ağaç dalından düşmüş; çevresindekiler hocanın imdadına koşmuş, hoca efendiye sormuşlar: “Hocam hangi tarafınız ağrıyor yardımcı olalım?”
Hoca acı dolu bakışlar ile şöyle cevap vermiş: “Siz benim halimden anlamazsınız, bana benim gibi ağaçtan düşen bir insanı getirin, o benim halimi sizlerden daha iyi anlar.”
İşte bu misal gibi; ben de SSK emeklisi olarak, bunu yaşayanlardan biri olduğum için emeklilerin halinden daha iyi anlıyorum.
Kalacak evi olmayan, başka bir geliri olmayan emeklilere Allah kolaylıklar versin. Önümüzdeki hafta Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz inşallah.
Birçok emekli vatandaşımız bu bayramda kurbanlarını kesemeyecekler.
Mevcut iktidar, sessiz kitleleri nazara almayarak; zengini daha da zengin, fakiri de daha fakir bir hale getirdi.
Beli bükülmüş ihtiyarların bedduasını almak hiç kimseyi cezasız bırakmadığı gibi, idarecilerin bu acımasız tutumundan dolayı ihtiyarların ahından sakınılması gerekir.
Emekli ikramiyeleri ile, ilk verildiği sene kurban kesen emekliler, şimdi 10 kilo et alamaz hale geldiler.
Bu açıdan, devlet emeklileri namerde muhtaç duruma düşürmemelidir.
Bu iktidar, emekliler, genç işsizler ve emeklilikte yaşa takılanlardan sandıkta tokat yiyecek gibi.
Bol maaşlar ile, örtülü ödenekler ile kendi yakınlarını, sevdiklerini ve medyayı ayakta tutan idareciler yanlıştaki ısrarlarını sürdürüyorlar maalesef.
Vah emeklim; seni bu hallere koyanlar utansın, daha ne söyleyelim?