İşte Size Tövbe İmkânı
Bir Batılı filozofun meşhur bir sözü var: “Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!” Biz bu sözü şöyle yorumlayalım: “Beratını almak veya almamak! İşte bütün mesele budur!”
Çünkü beraatımızı almadığımızda, işte bir senedir görüyorsunuz, dünyada bile huzurumuz kaçıyor, sağlığımız bozuluyor. Biz hepimiz aslında şu an mahkemedeyiz. Yani hem imtihandayız, hem mahkemedeyiz. Eğer şu anki mahkemede yeterli hesap görülmezse, -yani günahımız, dünya musîbetlerinden daha büyük olursa- devamı yarın mahkeme-i kübrada gelecek.
Başımıza gelenler, elimizle yaptıklarımızın neticesi değil midir? Öyleyse şu an beşer olarak yaşadığımız virüs salgını, kendi cürmümüzün geri tepmesinden başka bir şey olabilir mi? Rabbim bir an önce ders alarak ve şifa ile çıkmayı nasip etsin. Âmin. Günahlarımızı samimî biçimde itiraf etmemiz ve tövbe etmemiz gerekiyor.
İşte size bir tövbe imkânı… Allah’ın bizden istediği, günahlarımızı itiraf etmek, tövbe etmek ve bunda samimî olmaktır.
Sevmeseydi Yaratmazdı
Beratımızı alıp almadığımızı bilmiyoruz. Bunu hiçbir zaman da bilmeyeceğiz. Mahkeme-i Kübra’dan geçmedikçe… Ancak kesin bildiğimiz bir şey var: Allah bizi seviyor.
Çünkü sevmeseydi yaratmazdı. Sevmeseydi insan yapmazdı. Sevmeseydi Müslüman kılmazdı. Bizim kusurlarımız çoktur. Günahlarımız denizlerin köpükleri kadar. Yanlışlarımız yüzümüzü kızartacak boyutta. Eğer affedilmezsek mahşere nasıl çıkarız?
Sevmeseydi bizim gibi günahkârı bağışlamak için fırsat kollar mıydı? Bize yığınla fırsat verir miydi? Bize mağfiret etmek için önümüze günleri ve geceleri serer miydi?
Belli ki bu fani dünyadan göçerken günahsız göçmemizi istiyor. Günahlarımızı burada dökmemizi istiyor. Baki âleme günahla geçmemizi istemiyor.
İşte bir Berat Gecesi: Arınma ve beratını alma gecesi! O’na dönelim ve arınalım!
O Bizi Bağışlamak İstiyor
Bildiğimiz kesin bir şey daha var: Allah bizi affetmek istiyor. Bu sebeple Kitab-ı Mübin’inde aftan, tövbe etmekten, bağışlamaktan, mağfiretten çok bahsetmiştir. Bizi tövbe etmeye dâvet etmiştir. Bizi aslında özel gün ve gecede değil, nefes alıp verdiğimiz her an, yaşadığımız her an affetmek istediğini bildirmiştir.
Eğer hayatın gafleti içinde, af isteme fırsatı bulamamışsak, işte berat getiren bir gece! Berat Gecesi’ni fırsat olarak önümüze koymuştur. Elini kaldır ve arın! Elini kaldır ve günahlarını dök! Günahlarımızın dökülmesi için illa da virüsün ciğerimize saplanmasını bekleme!
Yarınki Berat Gecesi’nde, elini açanın bağışlanacağı müjdelenmiştir. Bu gece, yürekten bir “Allah!” diyenin bağışlanacağını bildirmiştir.
O bizi günahkâr görmek istemiyor. Bizi bağışlamak, arındırmak ve tertemiz yapmak istiyor. Yarattığı ilk gündeki gibi temiz olmamızı istiyor.
Şefkatli Bir Uyarı
Üstümüzde musîbetin kol gezdiği günlerden geçiyoruz. Bütün dünya insanı olarak, korku ve telâştan perişan olduk. Zerreden de küçük bir virüse, yenik düştük. Ne gözle görülüyor, ne elle tutuluyor. Meğer Allah’ın ne görünmez, ne saldırgan orduları varmış! Biz dünyada keyfimize göre, zulmederek, çalıp çırparak yaşayacağımızı sanmıştık. Dünyada Allah’ın iradesi geçerli olduğunu, böylece öğrenmiş olduk. Ama telâşımız henüz geçmedi. Korkuyoruz.
Eğer virüsten korktuğumuz kadar, Allah’tan korksaydık inanın günahlarımız dökülür giderdi. Dikkat ediyorsanız bu virüs, Müslüman memleketleri neredeyse pas geçiyor. Neden diye sormayacak mıyız? Bunu, şefkatli bir uyarı saymayacak mıyız?
Virüsten kendimizi koruduğumuz kadar, günahlardan ve haramlardan korusaydık, inanın ahiretimizi kurtarmaktan başka, dünyamızı bile kurtarırdık. Bir temizlik, barış ve güzellikler medeniyeti kurabilirdik.
Allah’a sonsuz şükür borçluyuz. Ahirette ateşten koruduğu gibi, yasaklarından kendini koruyanı dünyanın hastalıklarından da koruyor.
Beratımızı Alabilecek miyiz?
Alacağız inşallah. Hiç endişeniz olmasın. Elinizi açın yeter! O bizi günahkâr bırakmaya razı olmaz! Siz ona yürüyerek gitseniz, O’nun size koşarak geldiğini göreceksiniz. Yarın inşallah Leyle-i Berat. Berat Geceniz mübarek olsun.
DUÂ
Allah’ım! Hatalarımız, kusurlarımız ve unuttuklarımız dolayısıyla bizi muaheze etme! Bizi hesaba çekme! Günahımızı bağışla! Leyle-i Beratta bağışladığın kullarının arasına bizi de al! Âmin...