Yeni moda psikolojik taktiklerden biri; hayır demeyi öğrenecekmişiz. Hayırda bazen hayır yoktur. Fedakarlık vardır, gayret vardır, vazife vardır, fıtri olarak yapma isteği vardır, rıza-ı ilahiye nail olmak vardır.
Herkes hayır demeyi öğrendi diyelim. Sen ağa, ben ağa; inekleri kim sağa?
Nefse bıraksan, o hiç bir şeye evet demez. Hep hayırcı. Vazifeden kaytarıcı. Haydi hayır dedik, sınır koyduk. Ama öyle hadiseler var ki hususi hayatımızda, öyle sorumluluklar belki bir iki istismar sebebi olan konuya haydi rest çekebilirsin de, hangi birine hayır deyip sırt dönebilirsin? Biz ona hayat imtihanı diyoruz. Bırakın hayır demeyi, nefsine bir ağırlık gelmesinden bile ictinap ediyoruz.
Dinimiz insaniyetimiz ahlâkımız anneliğimiz evlatligimiz çevremiz bunu gerektiriyor.
Bencilliğe hayır. İlgisizliğe hayır. Nefsin aldatmacalarına hayır. Tabii ki iyi niyeti gayreti istismar sebebi kılan anlayışsızlığa, duyarsızlığa da hayır. Ama sırf kendi kişisel ozerkligime kavuşacam diye vazifeleri terk, ‘ne yapıyorsanız yapın’ demeye de hayır.
Vicdan diye bir şey var. İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır diye bir hadis-i şerif var. İş o ki suistimal etmeyen hayırlı insanlarla doldursun etrafımızı Rabbim.
Haşiye: Soracaksınız; konuyla resmin ne alâkası var?
Instagram da; “hayır” resimsiz yazı yazamazsın diyor sınır koyuyor. Ben nefsime sordum mutfağa girip yemek mi yapmak istersin yoksa şimdi burada mı olmak? Tabi ilk şıkka ‘hayır’ı yapıştırdı nefsim, ikinciyi istedi. Ben de ona ‘hayır’ dedim. Önce iş, sonra gezmek. Gezi dönüşü benden hayır gelmez. İşte böyle durumlarda ‘hayır’da hayır vardır vesselam. Konunun resimle alâkasına da kimse ‘hayır’ diyemez umarım.