Üç günlük Trabzon ziyaretimizde, daha önceki gidişlerimizden farklı olarak yakın mesafeden gözlem ve değerlendirmeler almaya çalıştık. Trabzon’da dinamik nüfus potansiyelini gördük. Şehir oldukça hareketli. Havaalanına günde 60’tan fazla uçak inip kalkıyor. Dışarıya göç verirken, bölgeden de göç alıyor. Bir anlamda geçiş merkezi.
Parlamentoda 47 Trabzon kökenli milletvekili var. Trabzonspor, büyük takımların dışında kendini aynı kategoride yıllardır hissettiren ilk Anadolu takımı.
Trabzon dışındaki Trabzonlular daha fazla. Bu kadar yayılmacı ve dışarıya açılan bir şehir. Kendi motiflerini, doğallıklarını ve dışavurumlarını, olabildiğince kendi tarzlarında ortaya koyuyorlar.
Son yıllarda Trabzon üzerinden verilen bazı görüntülerden fazlasıyla rahatsızlar. Gerçeği yansıtmadığını söylüyorlar. Hassasiyetleriyle oynandığını ve duyarlılıklarına başka bir anlam vermeye çalışıldığını belirtiyorlar.
İki Trabzonlu gencin işlediği papaz ve Dink cinayetlerini münferit hadiseler olarak değerlendiriyorlar. Asla Trabzon’u yansıtamayacağını vurguluyorlar. Bizim de genel müşahedemiz bu yönde.
Peki, neden Trabzon? Sorumuza uzun uzadıya cevap aradık. Çoğuna bu soruyu tevcih ettik. Anlaşılan Trabzonlular da derslerine iyi hazırlanmışlar. Bunun sebebi konusunda kafa yormaya başlamışlar. Yeni çareler bulmak ve imaj kırıcı tertip ve tahriklerden uzak durmaya çalışıyorlar.
Beni çok mutlu eden bir derinlik yakaladım. Gerek kamu ve gerekse sivil kuruluşlar sorumluluklarının farkındalar. Dışarıdaki Trabzon, sosyal sorumluluklarını yerine getirmek için, şehre katma değer oluşturacak çalışmalara destek veriyor. İşbirlikleri kurulmuş.
Eğitim, sağlık ve turizm ile kongre şehri olmaya yönelik çabalar hızlanmış. Bu meyanda ciddi adımlar atılmış. İki üniversitenin kuruluş çalışmaları özel sektörce yürütülüyor. İhtisas fuarları son birkaç yılda 2’den 10’a çıkarılmış.
Sahil yolu, transit geçişle birlikte yeni ticarî iletişimleri ve beraberinde ulaşımın verdiği yoğunluğu arttırmış.
Gençlerin istihdamı, dağ gibi duran en önemli problem. Bir çok ilimizin ortak kaderi bu maalesef.
Sanayi şehri karakteristiğine yatkın görünmese de, şartlar bu güne kadar mümkün kılmamışsa da, bu alanda atılması gereken adımlar var. Bu konuda ısrarcı bir irade oluşmadığını müşahede ettim.
TOKİ marifetiyle Zağros Vadisinin ıslâh çalışmaları kentsel dönüşüm projesi olarak belediye ile birlikte yürütülüyor. Şehrin çevre yolu düzenlemeleri devam ediyor.
Havaalanını genişletme çalışmaları ve ikmal inşaatını fark ettik. Kendini yenilemeye çalışan ve huzurunu bilinçlendirmeye uğraşan bir çaba seziliyor.
Şehirde bulunduğum günlerde İki bakanın katılımıyla spor oyunları alanında düzenlenen toplantılar, gençliğin enerjisini almaya yönelik güzel girişimler olarak zikredilebilir.
Yine ilin üst düzey kamu ve sivil toplum temsilcilerinin altı ayda bir, ortak koordinasyonla hedeflerini planladıklarını ve bunları yakın ölçekte izlediklerini öğrendik.
Cuma namazını kıldığım tarihî İskender Paşa camiinde, güneşli günün rahatlığıyla cemaat avluyu doldurmuştu. Caminin yan sokaklara açılan etrafı da doluydu. Bir noktayı dikkatinize sunmak için bunları yazıyorum; Gördüğüm kalabalığın en az yarısı gençti. Bu muhafazakâr potansiyeli, münferit bazı olaylarla değerlendirmek haksızlık olur.
Bu insanların maneviyatlarını takviye edecek çalışmaların, ihmale uğramadan sürdürülmesi gerekir.
Diğer görüşme anekdotlarını yarın aktaralım.
03.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|