Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Zafer AKGÜL

On emir



Sayın Baykal, hükümete 7 emir vermiş. Bir, Millî Eğitim, Maliye ve İçişleri Bakanlarıyla onların müsteşarlarını derhal görevden al… Cumhurbaşkanını seçme konusunda ya bizimle ve belli çevrelerle(!) uzlaş ya da derhal erken seçime git. Üç, TSK’yı yıpratmaktan vazgeç. Dört falan, filan. Beş, bilmem neyi yap, bilmem neyi yapma.

Doğrusu Sayın Baykal’ın emirleri İsrailoğullarının On Emir’i gibi tepeden ve buyurgan. Aslında bu emir ve direktiflerin bizzat sahibi ve üreticisi de değil. Eski tabirle bu sözlerin mütekellimi değil. Birtakım yerlerin arzusunun seslendirilmesi ve bir takım mahfillerin sözcüsü gibi. Meselâ cumhurbaşkanın AKP içinden mi, dışından mı çıkacağı henüz hükümet kanadından kesin olarak belirtilmemiştir.

Yüzlerce ismin alternatif olarak geçtiği sürede sayın Baykal yılbaşından bu yana boşu boşuna ortalığı karıştırmakta ve ortamı germektedir. Hatta bir askerî müdahaleyi gerekli gösterecek, Türkiyenin en azından ekonomik ve sosyal istikrarını tehlikeye atmaktan bile çekinmeyecek kadar sorumsuzca tartışılan Cumhurbaşkanının kim olacağı hususunda hep tehditvari konuşmuştur. Bütün bunları sadece kendi siyasi muhalefet stratejisi açısından yapmadığı inkâr edilmez bir gerçektir. Sağdan soldan, ortadan ilgili, ilgisiz her kuruluşun cumhurbaşkanlığı seçiminin rejim krizi doğuracağını söylemesi Türkiyede demokrasinin ve millî hakimiyetin şantjla karşı karşıya olduğunun da bir göstergesidir. Daha doğrusu nasıl bir ısmarlama demokrasi kültürü ve sistemi içinde olduğumuzun da fotoğrafıdır. Dışarıdan özellikle AB ülkelerinden bakıldığında Türkiyenin bir askerî cumhuriyet olduğu izlenimini maalesef ki haklı çıkaracak boyutlara gelmiştir.

Elbette ki her devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin de belli başlı alanlarda, belli başlı teamülleri vardır. Ama bu teamüller, demokratik, laik bir hukuk devletinde kesinlikle bir rejim krizi doğuracak kadar anayasal formatta olamaz. Olursa ikinci bir anayasadan bahsedilir ki bunun demokrasi açısından vahemati açıktır. Ve bir devletin cumhurbaşkanı ya da başbakanı veya genelkurmay başkanı nasıl ve hangi şartlarda seçilir bu anayasal zeminde muhkem bir şekilde belirlenmişken bir genelkurmay başkanı veya bir cumhurbaşkanı seçiminde bu kadar muhkematın bu kadar kırılgan, bu kadar tartışmalı ve te’villere açık olması çok büyük bir eksiklik ve zaaftır.

Sayın Baykal, tam da Danıştay suikastının ve Atabeyler çetesinin bu derece ortamı ve zihinleri soru işaretleriyle doldurduğu ve halkın devlete olan güvenini sarstığı ve kurumların legal mi, illegal mi çalıştığı tartışmasını doğurduğu ortamda kalkıp kamuoyu önünde, Meclis grubu toplantısında bangır bangır şu emirleri veya direktifleri verseydi daha güzel olmaz mıydı?

Bir, herkes anayasada yazılı olana uymalıdır. Sağa sola çekmesinler. İki, bu çeteler ve çetelerin mensubu olduğu kurumlar ve bu kurumların başındakiler derhal kamuoyunu aydınlatacak beyanat ve icraatlara başlamalıdırlar. Üç, kim kimin kontrolünde ve emrinde? Ast/üst, amir/memur hiyerarşisi derhal kanunlar çerçevesinde sağlanmalıdır. Bunlar düzeltilmeden başbakan şu kişi olmuş, cumhurbaşkanı falanca kişi olmuş anlamı yoktur. Biz bu durumda demokraside evcilik oynayan çocuklar mesabesine düşeriz. Böyle bir oyunda piyon veya figüran olmak, siyaset şerefiyle bağdaştırılamaz. Dört, ille de cumhurbaşkanını mevcut iktidarların seçmesi istenmiyorsa, o zaman bu işi halkın seçimine sunalım. Doğrudan doğruya halk karar versin. Tartışma bitsin. Bunun için de anayasal değişiklikleri yapma hususunda işbirliğine hazırız. Çünkü bir Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Halkımız ne derse o olur.

Beş, TMK’dan herkesi terörist, herkesi vatan haini ve meşru çerçevede her resmî kurumu eleştireni “devleti, orduyu, birtakım resmî kurum ve kuruluşları tahkir” suçuyla içeri atacak şaibeli ve lastikli yorumlar derhal çıkarılmalıdır, vs.vs.

Uzatmayalım bu minval üzere daha nice 10 emir çıkarmak herkesten çok sayın Baykal’ın görevidir. Bunu yaptığı takdirde barajı aşmak şöyle dursun, hükümet kuracak sayıyı bile yakalayacak kadar halktan destek alabilir ve icranın başı haline gelebilir.

08.06.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.06.2006) - İmdaat! Kurtarmayın beni...

  (25.05.2006) - Halkçılar ve Türkçüler birleşmesi

  (18.05.2006) - Made by Turkey

  (11.05.2006) - Millet-i Sadıkanın ihaneti

  (04.05.2006) - İhtimal hesapları

  (27.04.2006) - 28 Şubat şakşakası

  (20.04.2006) - 31 Mart vak-vak’ası...

  (13.04.2006) - Muhtemel ihtimaller(!)

  (06.04.2006) - Hacı

  (30.03.2006) - Ahlâk ruh estetiğidir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004