Yolumuz bir defasında Finlandiya’nın başşehri Helsinki’ye düştü. Afrika’dan aldığımız şeker yükünü bu limana boşalttık.
Finlandiya beş milyonluk nüfusuyla İstanbul’un yarısından bile küçük bir ülke. Avrupa Birliğine girdikten sonra ekonomisi daha da güçlenmiş. Ülkenin güneyindeki Turku şehrinde Finli Müslümanlar yaşıyor. Sayıları çok fazla değil, ama kendi inançlarını bu ülke halkına kabul ettirmişler.
Ülkenin haritasına baktığınızda göllerin karalardan daha fazla yer kapladığını görürsünüz. Bu ülkede irili ufaklı binlerce göl vardır. Bu sebepledir ki dünyada hiç yenilgi yüzü görmemiş Stalin’in ordusunu bu küçücük devlet yenilgiye uğratmıştır.
İnanılması güç olan bu sonuçta ülkeyi boydan boya kaplayan göllerin büyük rolü vardır. Komünist ordusunu küçük tuzaklar ile öyle fena bir bozguna uğratmışlardır ki insanın pek inanası gelmiyor.
Bu ülkeye yerleşmiş bir vatandaşımız sayesinde bir hayli bilgiye sahip oldum. Yıllarca gurbette çalıştıktan sonra Finlandiya’ya yerleşen ve evlenen bu arkadaşımız üç çocuk sahibi olmuş. Eşi de Müslüman olduğu için çocuklarına dinî bilgilerin verilmesinde çok zorluk çekmemiş. Uydu aracılığı ile Türk televizyonlarını seyretme imkânına sahip olan bu kişi sayesinde ülkemiz sıcaklığını yaşama şansını bulduk.
Akdeniz ülkeleri haricinde Avrupa’nın mutfak kültürü neredeyse hiç yok gibidir. İtalya, Fransa ve Yunanistan dışında yemek çeşidi diye bir şey bulamazsınız. İşte bu sebeple Türkler lokantacılık sektöründe büyük kazanç sağlayabiliyorlar. Türk mutfağının çeşidi çok olan yemeklerini Avrupalılar beğenerek yemektedir. İşte Finlandiya’daki bu kardeşimiz de bir pizza dükkânı açmış. Dükkânında Bosnalı ve Arnavut Müslümanları çalıştırıyor.
Pizza dükkânı dediğime aldanıp İtalyan usûlü bir lokanta zannetmeyin. Hamur işi birçok Türk yemeğini yapabiliyor. Ayrıca telefonla evlere servis de yaparak orta seviyenin üzerinde bir geçim imkânı bulmuş.
Finlilerin lisanı hiçbir Avrupa ülkesine benzemiyor. Fin-Uygur dil ailesinden sayılan bu lisan oldukça zengin kelime hazinesine sahip. Hatta televizyon gibi sonradan icat edilmiş birçok cihazın kendi lisanlarında karşılığı var. Estonyalılarla ve Karelya denilen Rus Özerk Bölgesi insanları ile tercümansız konuşabiliyorlar. Bu iki ülke insanları ile ortak kelimeleri var.
Bu ülkede geçimini sağlayacak kadar para kazanmak kolay da işadamı olup büyük paralar kazanmak oldukça güç görünüyor. Zira Yahudilerin bir kısmı ekonomiyi kontrol edecek kadar güç kazanmışlar. Başkalarına fırsat vermiyorlar. Bu ülkeye yatırım yaparak para kazanma sevdasına düşen birçok girişimci elleri boş geri dönmüş.
Fakat Türklerin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Çünkü ekonomik krizler karşısında tecrübe kazanmış
Türk girişimcileri, hiçbir milletin başarılı olamadığı Rus pazarına bile kendilerini kabul ettirdiğine göre bu ülkede de başarılı olabilirler. Nitekim lokantacı arkadaşımızda bunu kısmen de olsa görmüş olduk.
Son olarak bir de meşhur Fin hamamından bahsedeyim. Birçok Finlinin evinde bulunan bu sisteme göre bir müddet hamamda kalıp terledikten sonra dışarı çıkıyorlar. 15-20 dakika vücut bir şok geçirdikten sonra tekrar banyoya girip yıkanıyorlar. Böylece sağlıklı bir bünyeye sahip oluyorlarmış. Şimdiye kadar zatürree geçirip ölen olmadığına göre bir bildikleri var herhalde. Tabiî böyle bir işe kalkışmak için bahçeli evlere ihtiyaç duyuluyor. Baki selâmlar.
06.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|